BDP Eşbaşkanı Demirtaş: Asker anayasası ile bürokrat anayasasının birbirinden farkı yok

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Asker kökenli anayasa yerine bürokrat kökenli anayasa yapılmasının birbirinden farkını

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Asker kökenli anayasa yerine bürokrat kökenli anayasa yapılmasının birbirinden farkının olmayacağını belirterek, sivil anayasanın ilgili kurum ve kuruluşlar, barolar, insan hakları kuruluşları başta olmak üzere bütün kesimlerin görüşleriyle hazırlanması gerektiğini söyledi. Demirtaş, 'Yeni Anayasa şimdi mi yapılsın seçimden sonra mı yapılsın?' şeklindeki tartışmaların Anayasanın içeriğini gözden kaçırmaya yönelik olduğunu savundu.

BDP'nin cezaevleri konusundaki duyarlılığının bilindiğini dile getiren Demirtaş, bütün cezaevlerinde bir insanlık dramının yaşandığını iddia etti. Bir yatakta iki kişinin yattığını, kimi mahkumların da mutfakta, havalandırma boşluğunda yattığını ileri süren Demirtaş, kapasitenin Avrupa ülkelerindekinin üstünde olduğunu savundu. Cezaevlerinin insana ve insan haklarına yaraşır bir ortama kavuşturulmasını isteyen Demirtaş, bazı kişilerin yaşamlarının pamuk ipliğine bağlı olduğunu ancak bunların tahliye edilmediğini söyledi. Bazı cezaevlerinde işkence yapıldığını ve bunlara yönelik işlem yapılması gerektiğini dile getiren Demirtaş, cezaevlerindekilere de BDP olarak dayanışma duygularını iletti.

12 Eylül günü referandumda sandığa gitmeyerek boykot yapan herkese teşekkür eden Demirtaş, boykot altında birleşen herkesin BDP'li olmadığının farkında olduklarını belirterek iradelerini evet ve hayır olarak ortaya koyanlara da saygılar sunduğunu ifade etti.

"HERKESİN KENDİ ANAYASASINI HAZIRLAMASI GİBİ BİRŞEY OLAMAZ"

Sivil Anayasa denilen şeyin askerlerin hazırlamadığı Anayasa değil milletin hazırladığı Anayasa olduğunu vurgulayan Demirtaş, ilgili kurum ve kuruluşlar, barolar, insan hakları kuruluşları başta olmak üzere bütün kesimlerin görüşleriyle hazırlanması gerektiğini söyledi. Anayasa toplumsal bir sözleşme ise bırakalım toplum kendi arasında bu sözleşmeyi yapsın." diyen Demirtaş, herkesin kendi Anayasasını hazırlaması gibi birşeyin olamayacağını belirterek bunların seçim vaadi olduğunu söyledi.

Asker kökenli anayasa yerine bürokrat kökenli anayasa yapılmasının birbirinden farkının olmayacağını vurgulayan Demirtaş, BDP olarak söylediklerinin olacağı yönünde bir tutum içinde olmadıklarını, anadilde eğitimin nasıl olmasının tartışılması gerektiğini ifade etti. "Ana dilde eğitim olmaz" demenin ideolojik bir yaklaşım olduğunu iddia eden Demirtaş, şuan yürüyen tartışmanın da ideolojik olduğunu ileri sürdü.

"RESMİ DİLİN ARKASINA SAKLANARAK ASİMİLASYON YAPILMASINI KABUL ETMEYİZ"

Türkiye'de herkesin kendi dilinde eğitim yapabilmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş, ama herkesin aynı zamanda ortak dil olarak Türkçeyi öğrenmesi gerektiğini kaydetti. Resmi dil arkasına sığınarak asimilasyon yapılmasını kabul etmeyeceklerini anlatan Demirtaş, 66. maddenin hala 'Türkiye'de yaşayan herkes Türktür' dediğini hatırlatarak bunların tartışmasının öncülüğünü sivil toplum kuruluşlarının yapması gerektiğini belirtti. Referandumda boykot edenlerin anadilde eğitim istediğini iddia eden Demirtaş, Başbakanın son açıklamalarıyla boykot eden vatandaşları anlamadığını savundu.

"DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİN NERESİNİN BÖLÜCÜLÜK"

Demokratik özerkliğin tüzüklerinde olduğunu dile getiren Demirtaş, katılımcı demokrasiyi esas alan yerelden yönetim olduğunu belirtti. Türkiye'nin her yerinde demokratik özerkliği anlatacaklarını dile getiren Demirtaş, artık Ankara'dan Türkiye'nin her yerine vakıf olunamayacağını, bu konuda tek ciddi çalışma yapanın da kendileri olduğunu ifade etti. Bölge meclislerinin oluşturulmasını, il ve yerel meclislerin yetkilerinin artırılmasını isteyen Demirtaş, demokratik bölgelerle her bölgenin kendi sorunlarını daha pratik çözeceğini savundu. Demokratik özerkliğin neresinin bölücülük ve ayrılıkçılık olduğunu soran Demirtaş, konuya başından ön yargı ile yaklaşılması halinde sorunların çözülemeyeceğini anlattı.

RTÜK'Ü GÖREVE ÇAĞIRDI

Barış arayışlarında herkese büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Demirtaş, hükumetin şuanki pozisyonunun ise tasviye anlayışından bir santim öteye geçmediğini gösterdiğini ileri sürdü. Televizyondaki bazı dizilerde kullanılan ifadelerden dolayı RTÜK'ü göreve çağıran ve vatandaşların da şikayet etmesini isteyen Demirtaş, bu dizileri isteyen vatandaşların dışarı çıkıp Kürt vatandaşı boğmak istediğini iddia etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Meclis açılış konuşmasını önemsediklerini dile getiren Demirtaş, Türkiye'nin sorunlarını çözümünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önemli rol oynayabileceğini düşündüklerini kaydetti.

Başörtüsü yasağı konusunda meselenin inanç özgürlüğü esasında alınmasının daha doğru olacağını ifade eden Demirtaş, ifade ve inanç özgürlüğünü esas alan bir paketi birlikte hazırlamaya hazır olduklarını söyledi. Demirtaş, yasağın kalkması konusunda desteğe hazır olduklarını vurguladı.