Devlet Bakanı Çelik: Arif Sağ bir partinin ajanı olduğu yönündeki sözlerine açıklık getirmeli

Devlet Bakanı Faruk Çelik, sanatçı Arif Sağ'ın, "Ben bir siyasi partinin temsilcisi, ajanı olarak oraya katıldım." şeklinde açıklamalarının medyaya ya

Devlet Bakanı Faruk Çelik, sanatçı Arif Sağ'ın, "Ben bir siyasi partinin temsilcisi, ajanı olarak oraya katıldım." şeklinde açıklamalarının medyaya yansıdığını belirterek, "Öncelikle bunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor." dedi.

Devlet Bakanı Faruk Çelik, Din Görevlileri Haftası açılış etkinlikleri programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Sanatçı Arif Sağ, kendisini ajanlıkla suçladığınız gerekçesiyle hakkınızda suç duyurusunda bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine, iletişimde bir yanlışlık olduğunu ifade etti.

Alevi vatandaşların, talepleri ile ilgili çalışmaları dikkatli bir şekilde yürüttüğünün altını çizen Çelik, " Bu konularla ilgili ucuz, sıradan bir yaklaşım içinde olmadım. Bu konuyla ilgili nasıl nereden bir bilgi aldılar bilemiyorum ama tam aksine, Sayın Sağ'ın medyaya yansıyan 'ben bir siyasi partinin temsilcisi olarak ajanı olarak oraya katıldım' diye bir haberinin çıktığı gerçeği ortada. Aslında onun açıklığa kavuşturulması gerekiyor." diye konuştu.

Arif Sağ'ın çalıştaylara ne amaçla geldiğini açıklamasını gerektiğini vurgulayan Çelik, o sırada açıklamadığı halde parti temsilcisi olarak katılmış olması durumunda bunun çalıştaylara yapılmış bir haksızlık olduğunu söyledi.

Çalıştayların herkese açık olduğunu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da davetliler arasında bulunduğuna işaret eden Çelik, "O parti bu çalıştaylara ilgi göstermedi, katılmadı da, 'parti adına orada bulundum' diye bir ifade kullanıyorsa, buna bir açıklık getirmesi gerekiyor. Benim Arif Sağ'ı hedef alan bir ifadem söz konusu değil." dedi.

Çelik, Alevi derneklerinin "Kimin özde kimin sözde dede olduğuna Sayın Bakan mı karar verecek" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise, şunları dile getirdi: "Benim o konuyla ilgili söylediğim şey şu: Türkiye bir hukuk devleti demokratik, laik bir cumhuriyet. Aynen ifadem budur; 'Bir din görevlisinin, bir müftünün nasıl ki yargı kurumlarını tanzimi söz konusu olamazsa aynı şekilde dedelerin de böyle bir görevi kesinlikle söz konusu olamaz.' diyorum. Dolayısıyla böyle bir durum olamayacağına göre bu söz ve laflara itibar edilmemeli."