Bankalar yılda 1,2 milyar TL aidat parası topluyor

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, 45 milyon kredi kartı kullanıcısından haberi olmadan aidat parası adı altında 1 milyar 200 milyon lira para kesildiğini belirterek, 'Bankaların 2009 yılı karı 18 milyon 700 milyon lira. Bunun 1 milyar 200 milyonu halkın sırtından' dedi.

Kaya, yaptığı açıklamada 2010 yılına girilmesiyle birlikte kredi kartı sahiplerinden aidat ve üyelik ücreti adı altında vatandaşın bilgisi olmadan 35 ile 50 lira arasında yılda bir defaya mahsus olmak üzere haksız para kesintisi yapıldığını söyledi. Türkiye'de 2009 yılında kredi kartı kullanıcı sayısının 45 milyona ulaştığını, nüfusun yarısından fazlasının kredi kartı kullandığını, yasa çıkmasına rağmen kredi kartlarının peynir ekmek gibi satıldığını ifade etti. Kaya, bankaların kredi kartı vermek için büyük bir mücadele yaptığını, verdikten sonra ise hiç belirtmediği halde aidat ve üyelik ücreti adı altında kesintiler yaptığını anlatarak, "Bankalar kredi kartı verirken sözleşme yapıp kartı çok kolay bir şekilde veriyorlar. Ancak aidat ve üyelik ücreti adı altında ücret alacaklarını söylemiyorlar. Üstelik bunun miktarı da belli değil. Eğer bankalar kredi kartı alırken kart almak isteyen kişiye yılda bir kez kullanım ücreti alacağını ibraz etse ve vatandaş da bunu kabul etse o zaman banka haklı durumda olur. Ancak vatandaşa hiç bildirilmeden para kesiliyor" diye konuştu.

Bankalarla tüketiciyi karşı karşıya getiren bu uygulamada, bankaların kart aidatlarının alınması ile ilgili uygulamada kendini haklı gördüğünü ve verdikleri hizmetlerin ve maliyetlerinin bir bedeli olduğunu ortaya attığına dikkat çeken Kaya şunları kaydetti: "Kullanım süreleri farklılık gösteren 2 yıl, 3 yıl ve daha fazla süreli kartlarda her yıl kart yenilenmiyor olmasına rağmen her yıl yıllık aidat veya kart ücreti talep ediliyor. Bankalar sözleşmelerine ve yasal dayanaklara dayandığını iddia ettikleri bu ücretler konusunda müşterileri bilgilendirirken yeterince açık hukuki açıklamalar yapmıyor. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa'nın 6. maddesine göre, her ne kadar kredi kart kullanıcısı ile banka arasında imzalanmış sözleşmelerde bu ücretin istenebileceğine dair düzenleme mevcut ise de yasanın ilgili maddesinde, satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe sebep olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Kanunun bu maddesinde bu ifadelerin bankaların kredi kartı sözleşmesi düzenlenirken tüketiciye bilgi verilmeden, ilgili maddeye imzası alınmadan kredi kartı yıllık aidatının alınamayacağına hükmetmiştir."

Kaya, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yasal yetkisini kullanmaması, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tarafsız davranması sonucu tüketici ve bankaların her yıl aynı tartışmayı yaşadığını vurgulayarak, "45 milyon kredi kartı kullanıcısından sadece yüzde 4'ü mahkemelere başvuruyor. Bu da 400 bin kişi demek. Yüzde 96'sı mahkeme ücretleri ve mahkemenin uzun sürmesinden dolayı gitmiyor. Ancak vatandaş mahkemeye gidip hakkını aramalı. Eğer bu rakamı yüzde 4 değil de yüzde 60'lara çıkarırsak bankalarda aidat ve üyelik ücretinden vazgeçmek zorunda kalır. Vatandaş kaymakamlıklardaki hakem heyetlerine giderek hakkını arayabilir. Kredi kartı sahipleri 1 lira da alınsa mahkemeye gitmeli. Mesela devlet bankası olan Ziraat Bankası 3,5 lira alıyor. Ama bu bile yasal değil" dedi.
Kendilerinin kredi kartı aidat ya da üyelik ücreti adı altında alınan ücretlere karşı bankalara açtıkları davaların 3. duruşmasına gireceklerinin, bankaların mahkeme kararına bile uymadıklarının altını çizen Kaya şöyle devam etti: "Banka mahkeme kararına rağmen, mahkemenin sonuçlandığı tarihin ertesi yılında ücreti tekrar almaya başlıyor. Tüketicinin bankaya itirazı üzerine iptal edilen ücretin, bir sonraki yıl tekrar istenmesi ise kabul edilemez bir durum. En az 35 liralık yıllık aidatı iptal etmek için tüketiciyi belli miktarlarda alışverişe zorlayan bankaların bu tutumu sonucu, tüketiciler borçlarını ödeyemez hale geliyor. Yasalara, hukuka en fazla ihtiyacı olan ve hukuku en fazla bilen bankaların yaptığı durumun çok vahim olduğunu gösterir."

Kaya, 2009 yılında 45 milyon kredi kartı sahibinden haberi olmadan bankaların 1 milyar 200 milyon aidat ya da üyelik ücreti adı altında ücret aldığının altını çizerek, "Bankaların bir yılda vatandaştan aldığı bu para büyük şirketlerin bir yıllık karından fazla. Bu çok büyük bir rakam. Bankaların 2009 yılı karı 18 milyar 700 milyon lira. Yani bu karın çok önemli kısmı halkın sırtından alınmış durumda."

Tefecilerin bankacılardan daha insaflı olduğunu belirten Kaya, "Bankalar daha önce devlete borç para verip, enflasyon yüksek olduğu için para kazanırlardı. Şimdi enflasyon düşük, para kazanamıyorlar. Bireysel bankacılığa geçtiler o yüzden, vatandaş üzerinden para kazanıyorlar. Ancak bu durum ne yasal ne de ahlaki bir durumdur. Bunu düzeltmek için hukuki mücadelemiz devam ediyor" dedi.