Uzun Süren İshale Dikkat

Çocuk Sağılığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Bostancıoğlu uzun süreli ishalin ne kadar tehlikeli olabileceği ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Uzun Süren İshale Dikkat


Özel İbni Sina Hastanesi Çocuk Sağılığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Bostancıoğlu, mikrobik ya da mikrobik olmayan birçok nedenle ortaya çıkan ishalin, önlem alınmadığı taktirde beyine ve karaciğere zarar verdiğini ve çocuk ölüm nedenleri arasında ise dördüncü sırada yer aldığını belirtti.

İshalin en büyük nedeninin besin zehirlenmesi olduğunu kaydeden Dr. Bostancıoğlu, “Dışkılamanın 6 ila 8 den fazla ve sulu olmasının risk taşıdığını bu durumda hastanın en yakın bir sağılık kuruluşuna başvurması gerekiyor" dedi.

Dr. Bostancıoğlu, "Dizanteri ve daha ciddi parazit hastalıklarının tedavi edilmediği taktirde karaciğer ile beyine yayılma gibi istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalınabilir" diyerek uyarıda bulundu.

Mikropların çoğu besinlerle bulaşıyor

Çocuk Sağılığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Bostancıoğlu, "Herhangi bir mikroorganizmanın bağırsak mukozasında yaptığı tahribat sonucu ortaya çıkan ishal durumuna akut infeksiyoz ishal denir. Bunun da büyük çoğunluğu besinlerle bulaşmaktadır. Mikrop bulaşmış suların içilmesi besinlerin yenmesi veya direnci azalmış hastada vücudun kendi bakterilerinin hastalık yapar hale gelmesiyle ishal oluşmaktadır. Mikropların çoğu iyi klorlanmış suda ölmektedir. Ancak Rota virüsü gibi klora dirençli bazı mikroplarla karşılaşıldığında kanalizasyon karışmış suların güvenilir, kapalı su şebekesi dışından edinilmiş kuyu sularının içilmesi sonucunda da gelişmektedir” ifadelerini kullandı.

Açıkta bırakılan gıdalar zehirliyor

Tarihi geçmiş ya da açıkta fazla bekletilen tavuk eti, yumurta ve diğer hayvansal gıdaların ishale ve zehirlenmeye neden olduğunu kaydederek Dr. Bostancıoğlu, "Sucuk, pastırma, salam, konserve, et suyu ve sosların yenmesi, pilav, makarna ve süt tozu gibi gıdaların, süt, çiğ veya az pişmiş deniz ürünlerinin de mikrop bulaştığında ishal sebebi olabilir" ifadelerini kullandı.

İshalken az ve sık beslenilmeli

Dr. Bostancıoğlu, “Hastanın klinik tablosu belirlendikten sonra ve gerekli ise acil girişimlerde bulunulduktan sonra laboratuar tanıya geçilmelidir. İshal tanısında en basitinden en karmaşığına kadar pek çok yöntem sırayla kullanılmalı. Bu süreçte hastanın iyi sorgulanması ve ‘gayta’ (dışkı) mikroskopisine bakılmalı. Tedaviye dirençli ishallerde ileri düzey tetkikler mutlaka yapılmalı. Çoğu ishal olgusunda, tedavi kaybedilen sıvı ve minerallerin en kısa sürede yerine konmasıdır. Bu amaçla, aşırı sıvı kaybı olan ağızdan beslenemeyenlere damar yolundan serumla sıvı verilmeli. Kusması olmayan çok sıvı kaybı olmayana ağızdan sıvı yiyecekler ve su verilmeli. Ancak az az ve sık sık beslenilmeli bulantı uyarılmamalıdır" şeklinde konuştu.



İshali kesmek için içilen kola ve kahve şehir efsanesi

İshali olan hastalara kola, kahve içirilmesinin tamamen bir şehir efsanesi olduğunun altını çizen Dr. Bostancıoğlu, "Tedaviyle birlikte hasta yoğurt, ayran muz yayla çorbası, patates havuç, gibi gıdalarla beslenmeli. Aşırı yağlı olmamak kaydıyla makarna pilav yiyebilir. Ayran, sade soda, şeftali ve elma suyu içebilir. Sadece erik, kayısı, karpuz, kavun, kiraz, armut, mısır gibi bağırsak çalışmasını hızlandıran yiyecekler kesilmelidir" dedi.

Dr. Bostancıoğlu, “Hasta bebek emiyorsa, emzirmeye devam etmeli, katiyen emzirmeyi kesmemelidir. Dışkı ile atıyor diye su ve sulu gıdalar vermekten vazgeçilmemelidir. İshalden korunmak için yapılması gereken en önemli şey ise hijyenik olmaktır" ifadelerini kullandı..
Kaynak: İHA