AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Yaramış Açıklaması

'İnsanoğlunun doyumsuzluğu nedeniyle sulak alanlar kaybolmaktadır'.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yaramış, insanoğlunun doyumsuzluğu nedeniyle sulak alanların kaybolduğunu söyledi.

AKÜ Doğa Koruma ve Biyoizlem Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Doğa Koruma Milli Parklar 5. Bölge Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen Sulak Alan Ekolojisi panelinin moderatörlüğünü AKÜ Doğa Koruma ve Biyoizlem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş yaparken, konuşmacı olarak ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü Çevre Mühendisi Serpil Taşpınar, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Turan Akkoyun ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Murat Kilit katıldı.

Panelin açılışında konuşan Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaramış, su ve sulak alanlar konusunda bir farkındalık oluşturmak istediklerini belirtti.

"Çünkü su hayattır" diyen Yaramış, şöyle konuştu:

"Bu doğal zenginlikler bize bir emanettir. Bizim bu emanete hakkıyla sahip çıkmamız gerekiyor. Özellikle 20. yüzyılda sanayileşmeyle beraber ve insanoğlunun doyumsuzluğu nedeniyle sulak alanlar kaybolmaktadır. Sadece sulak alanlar başka ülkelerde değil, Türkiye’de de ciddi anlamda kaybolmakta, yerini tarımsal alanlara bırakmakta ya da kuruyarak çölleşmektedir. Sulak alanların korunması, bizim için son derece önemlidir. Belki şu anda farkında değiliz, ekolojik dengenin korunması açısından fevkalade önemli görünmekte. Biz fakülte olarak bu tür programlara destek veriyoruz."

- "Su dünyanın en önemli konusudur"

Panel moderatörü Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş ise konuşmasında, su ve sulak alanların korunması için her yıl çeşitli etkinlikler yaptıklarını, her yıl farklı bir tema üzerinden farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını aktardı.

Erişmiş, bu seneki panelin temasının "Bir kaşık suda fırtına kopar" olduğunu belirterek, "Su dünyanın en önemli konusudur. Konu su olunca bir kaşık suda fırtına koptuğunu elimizden geldiğince göstermeye çalışacağız. İnsanlık var olduğundan beri en büyük sıkıntısı kıtlık olmuştur. Bu çerçeve içinde ele aldığımız zaman, 1900’lü yıllara kadar doğanın enerjisi bitmek tükenmek bilmek mantığıyla hep göz ardı edilmiş. 20. yüzyılda ise iki dünya savaşı ve bir de Çernobil faciası yaşanınca, dünyada ekonomik ve siyasi kaygıların yanında bir de ekolojik kaygılar gündeme geldi. Bu kaygıların içinde fosil yakıtlarla üretilen enerjinin yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmaya başlandı. HES’ler, Rüzgar Enerji Santralleri ve Güneş Enerji Santralleri ortaya çıktı. Fakat Hidro Elektrik Santralleri (HES) pes dedirtti. HES’ler su açısından baktığımız zaman ciddi bir kayba sebebiyet veriyor. Bu panelde bunun sebeplerine değineceğiz panelimizin içerisinde." diye konuştu.

Daha sonra panelistler su ve önemi, sulak alanların korunması, sulak alan eylem planları ile ilgili sunumlar yaptı.

Panele Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge Müdür Vekili Mücahit Eracar, Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü Sulak Alanlar Şube Müdürü Şener Köksal ve öğrenciler katıldı.

Kaynak: AA