''Osmanlı Modernleşmesi Ve Teknoloji'' Paneli

TBMM Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkanlığı tarafından "Osmanlı Modernleşmesi ve Teknoloji Paneli" düzenlendi.

Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen, oturum başkanlığını İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca'nın yaptığı panelde konuşan Prof. Dr. Atilla Bir, Osmanlı döneminde saatlere ilginin oldukça fazla olduğunu söyledi.

Avrupa'dan Osmanlı pazarına çok sayıda saat girdiğini dile getiren Bir, ''O kadar fazla saat satıldı ki, daha sonra o gelip o saatleri alarak ülkelerine götürdüler. O dönemde hediye edilen çok saat vardı ve o saatler halen durmaktadır.'' diye konuştu.

Bir, saatçiliğin o dönemde de popüler bir meslek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''O dönemde saatçi Meyer ailesi Osmanlı için çok önemliydi. 2 Abdülhamid'in isteğiyle Alman İmparatoru tarafından saatçi Meyer ailesi Osmanlı Devletine gönderildi. Padişah ülkeye iyi bir saatçi getiriyor. Bu aile uzun dönem ülkede kalıyor. Saatçi Johann Meyer sultanın baş saatçisi oluyor daha sonra. Bu aile daha sonra Karaköy'de saatçi dükkanı açıyor. Bu ailenin bütün mezarı İstanbul'dadır. Saatçi Meyer ailesi saatçi de yetiştirmiştir. Johan Meyer, ezani saati keşfetmiş ve sultana sunmuştur. Bu keşif sultanın takdirini kazanmıştır. Sultan daha sonra kendisine madalya vermiştir.''

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçar ise Osmanlı Devleti'nin her zaman modern bir devlet olduğunu ifade etti.

Osmanlı Devleti padişahlarından 3. Selim'in tahta çıkmasının önemli olduğunu belirten Kaçar, ''Padişahla beraber yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.'' dedi.

Kaçar, telgrafın bulunmasının büyük bir icat olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Osmanlı Devleti'ne telgraf Kırım Savaşından sonra geliyor. Telgraf bir yıl içerisinde saraya kadar ulaşıyor. Edirne'den İstanbul'a çok kısa sürede telgraf çekilmişti. Osmanlı da Avrupa'da kullanılan telgrafı ülkesinin bütün sınırlarına ulaştırdı. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna telgraf iletişimi vardı. Bu çok ciddi bir yatırım da demekti. Telgraf Osmanlı Devleti'nde o kadar önemliydi ki Dünya Telgraf Konferansına üye olarak katılmıştı.''

Prof. Dr. Tuncay Zorlu da Osmanlı Devleti'nin 1682 yılına kadar kadırga tarzı gemiler kullandığını vurguladı.

Bu gemilerin daha çok iç kara sularında hareket ettiğini dile getiren Zorlu, ''Kadırga tarzı gemilerle savaşları kazandılar. 1862 yılından sonra kalyon tarzı gemilere geçildi. Kadırga tarzı gemiler yere yakın gemilerdi. Osmanlı'da dönüm noktası Çeşme bozgunudur. Burada Osmanlı donanması tamamen yok oluyor. Osmanlı'da Cezayirli Gazi Hasan Paşa döneminde deniz donanmasında yeni bir döneme giriliyor. Paşa Osmanlı donanması için çok önemliydi. Daha sonra 3. Selim döneminde bir atılım yapılıyor. Gemiler bu dönemde bakırla kaplanmaya başlıyor, bu çok önemlidir. Buharlı makine siparişi veriliyor. Yeni dersler koyuluyor. Tersane içlerine yeni atölyeler yapılıyor. Gemilere mutfak ve iaşe sistemi kuruluyor. Bu çok önemlidir. Gemi daha düzenli hale geliyor. Yeni gemi indirme yöntemleri oluşturuluyor.''

Kaynak: AA