Bafra Nokulu Yüzyıllardır Aynı Tarifle Yapılıyor

Bafralı tütüncülerin zaruri ihtiyaçlarından ortaya çıkan tarihi Bafra nokulu, yüzyıllardır aynı tarifle yapılmaya devam ediliyor.

Bafra Nokulu Yüzyıllardır Aynı Tarifle Yapılıyor
Samsun’un en eski lokumcularından olan lokumcu Faris Yüksel ve ailesi yüzyıllardır Bafra nokulunu aynı tarifle yapmaya devam ediyor. Lokumculuğu Türk lokumunu keşfeden eden Osmanlı sarayında tatlıcı başı Hacı Bekir Efendi’den öğrenen Bafralı Faris Efendi, Bafra’ya dönünce lokumculuğa devam etti. Yüzyıllar önce dedelerinden aldıkları lokumculuk mesleğini devam ettiren aile, Bafra’da ortaya çıkan Bafra nokulunu da aynı tarifle yüzyıllardır yapmayı sürdürüyor. Bafra lokumu da yapan Faris Yüksel, Yaşam Dokunanlar Platformu tarafından İstanbul’da düzenlenen 63 ilden 320 yarışmacının katıldığı "Türkiye Kültür Ürünleri Oskarı Yarışması"nda Şekerci Faris Tarihi Bafra Lokumcusu, ’manda kaymaklı lokum’ ile birincilik ödülünü kazandı.

"Enerji verir"

Bafra nokulunun tarihi hakkında bilgi veren Neşet Faris Yüksel, "Eskiden Bafra’da tütün üreticileri tütünlerini satmak için Samsun’a götürmek zorundaydı. Tabii o zamanlar motorlu araç falan olmadığı için kağnı, at gibi ulaşım imkanlarından faydalanıyorlardı. Tütünler kağnılara yüklenerek Samsun’a yürüme geliniyordu. Mesafe uzun olduğu için yanlarına fazla yemek alma imkanları da olmuyorlardı. Bafra nokuluda o zaman ki zor şartlardan ortaya çıkan yiyecek. Fazla yer kaplamaması hem de enerji vermesinden dolayı insanların sürekli tükettiği bir yiyecek haline geldi. Hem enerji veren hem de kullanım süresi oldukça fazla olduğundan yöre halkı Bafra nokulunu yüzyıllardır yapıyor" dedi.



"Lokumculuk bize miras kaldı"

4 kuşaktır ailesiyle birlikte lokumculuk yapan Yüksel, "Büyük büyük dedemiz Faris Efendi, Tük lokumunu keşfeden eden Hacı Bekir Afendi’nin asker arkadaşıydı. Hacı Bekir Efendi’nin lokumlarının namı Osmanlı sarayına kadar gidince, saraydan çağrılır. Sarayda tatlıcı başı olan Hacı Bekir Efendi, büyük dedemi de yanına alır. Dedem lokum yapmayı orada Hacı Bekir Efendi’den öğreniyor. Daha sonra dedemin babası oğlunu yanına çağırır dedemde gelmek zorunda kalır. Bafra’ya gelen büyük büyük dedem lokum işine devam eder ve bize de lokumculuk miras kalmış olur" diye konuştu.



"Aslı korunmalı"

Bafra nokulunun aslının korunması gerektiğini söyleyen Yüksel, "Bafra nokulu yöresel bir lezzet olduğu için bunun aslına sadık olarak bilinmesi ve tanıtılması gerekiyor. Biz de büyüklerimiz den miras aldığımız orijinal Bafra nokulunu aynı yöntemlerle yaparak yaşatmaya devam ediyoruz. Son zamanlarda nokulda değişimler oluyor. Farklı malzemeler katılıyor içerisine. Ancak aslının korunması gerekiyor. Çünkü bu tür özgün lezzetler bizim kültürümüzün mihenk taşları. Bu lezzetlerin gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılabilmesi için aslı korunmalıdır" şeklinde konuştu.



"Tok tutar, Ramazan’da tüketilebilir"

Bafra noulunun içerisinde sadece ceviz ve kuru üzüm olduğunu belirten Yüksel, "Hamuru elde incecik açılması lazım. Isırıldığında kıtır kıtır olmalı. Bafra nokulu yumuşak olmaz. Bir ay sonra da yeseniz aynı şekildedir, bayatlamaz. Cam kavanoz veya tencerede bir ay saklanabilir. İçerisinde toz şeker veya herhangi bir tatlandırıcı madde olmadığı için şeker hastaları da bunu yiyebiliyor. Tamamen doğaldır. Sabah kahvaltısında 3-4 dilim nokulla kahvaltı yaparsanız ikindiye kadar rahatlıkla tok tutabilir. Ramazan’da, özellikle sahurda yenilebilir. Hem fazla yemek ihtiyacı duyulmaz hem de tokluk hissi verir" dedi.

Kaynak: İHA