YTB'den Avrupa Birliği Adalet Divanının Başörtüsü Kararına Tepki

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Avrupa Birliği Adalet Divanının (ABAD) başörtüsü kararına ilişkin, “Avrupa’nın kendi değerlerinden uzaklaşması şeklinde de yorumlanan bu kararın bir arada yaşama kültürünü ciddi ölçüde zayıflatacağı düşünülmekte” açıklamasını yaptı.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın başörtüsü kararına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, Divanın almış olduğu karar neticesinde AB üye ülkelerinde başörtüsünün işverenlerce kolay bir şekilde yasaklanabileceği, karar ile işverenlere çalışanların dini özgürlüklerini sınırlama getirme ve iş hayatında din ve inanç hakkını kullanmak isteyen kişilerin iş akitlerini feshedebilme hakkı tanınmış olduğu kaydedildi. ABAD’ın bu kararından sonra birçok ülkede kamuda ve özel kuruluşlarda başörtüsünün yasaklanması yönünde düzenlemeler yapılma ihtimali olduğu belirtilerek, “ABAD’ın kararı, ülke yargı sistemleri bakımından da bağlayıcı olacak ve AB’ye üye ülkelerdeki ulusal mevzuatların ve ulusal mahkemelerin bu yorum ışığında karar vermesine de dayanak sağlayabilecek. Aynı zamanda ABAD’ın bu kararı yalnızca eşitlik ilkesinden yola çıkarak vermiş olması İnsan Hakları Sözleşmesi ve birçok uluslararası hukuk metni ile garanti altına alınan din özgürlüğünün ihlalini meydana getiriyor. Başörtüsü nedeniyle iş akdinin feshinin doğrudan dini inanç nedeniyle bir ayrımcılık olduğu ortada iken, başörtülü olmanın meslek için herhangi bir engel teşkil etmediği, bu nedenle bu tür yasakların bir mesleki gereksinim olarak kabul edilemeyeceği, AB kanunlarının dini nedenlerden dolayı ayrımcılık yapılmasını yasakladığı önemli bir husus olarak ortada durmakta” denildi.

“ABAD’ın böyle bir karar alması ciddi bir tezat oluşturuyor”

Söz konusu kararın Avrupa’da yaşayan Müslüman kadınların çalışma hayatına özgürce katılımlarını ve dini özgürlükleri önemli derecede sekteye uğratacağı belirtilen açıklamada, “Avrupa ülkeleri bir taraftan Müslümanların ve özellikle Müslüman kadınların sosyal hayata katılmadıklarından şikâyet ederken, diğer taraftan da ABAD’ın böyle bir karar alması ciddi bir tezat oluşturuyor” ifadelerine yer verildi.

Kararın insan hak ve özgürlükleriyle ilgili uluslararası belgelerdeki ayrımcılıkla mücadele ve inanç özgürlükleriyle çeliştiğine de dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:

“Bu karar Avrupa’da yaşayan Türkler başta olmak üzere tüm Müslümanlar tarafından endişeyle takip edilmekte. Toplumsal hayata katılım açısından zaten sorunları olan Müslüman kadınların işini daha da zorlaştıracak olan ve mutedil Müslümanlar arasında tedirginlik yaratan bu tür uygulamaların Avrupa’da son yıllarda yükselen İslamafobi, ırkçılık ve radikalizmi besleyeceği açık. Avrupa’nın kendi değerlerinden uzaklaşması şeklinde de yorumlanan bu kararın bir arada yaşama kültürünü ciddi ölçüde zayıflatacağı düşünülmekte.”
Kaynak: İHA