Üniversite Öğrencilerinden ABD'ye Kudüs Tepkisi

ABD’nin Kudüs’ün statüsüne ilişkin kararına ülke içinde tepkiler gelmeye devam ediyor. Bu haksız karar karşısında üniversiteli gençler de sessiz kalmadı. Ellerinde, "Kudüs kırmızı çizgimizdir", "Kudüs’ü savunmak, gerçek bağımsızlığı savunmaktır" yazılı pankartlarla kampüs içinde toplanan öğrenciler, ABD’nin aldığı karara tepki göstererek Kudüs’e sahip çıktı. Yapılan basın açıklamasının ardından grup olaysız şekilde dağıldı.

"Kudüs sahipsiz değildir"

Kudüs kararıyla yapılan haksızlığın ortadan kaldırılmasını amaçladıklarını belirten BVU Tıp Fakültesi beşinci sınıf öğrencisi ve BVU Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Serdar Mutluer Kudüs’ün sahipsiz olmadığını söyleyerek, "Yüzyıllardır süren insan zulmünün ve bir insanın diğer insana ne şekilde eziyet edebileceğinin örneklerini duyuyoruz. Bu zulümlerin bir benzerine de ne yazık 21. yüzyılda, içinde bulunduğumuz zaman diliminde tanık oluyoruz. Siyasi ve kirli emellerle dünyaya kaos ve savaş iklimini hakim kılan topluluklar, tarihten bu güne bir bayrak devredercesine insan zulmünün devamlılığını daim kılmışlardır. Bayrağı devralarak gerek Batı Pasifikte oynadığı oyunlarla gerek Orta Doğu’daki devşirme terör örgütleriyle insan canı ve değerlerini hiçe sayan ve güç sahibi konumundaki sonsuz haklılığını öne sürerek faaliyetlerine devam eden Amerika, geçtiğimiz gün yaptığı Kudüs açıklamasıyla faaliyetlerine bir yenisini daha eklemiştir" ifadelerini kullandı.

"Bu haksız zulmün karşısındayız"

Medeniyetler beşiği ve üç semavi dinin ortak noktası olan kutsal Kudüs toprakları adına tüm dünya kamuoyunu hiçe sayarcasına alınan bu haksız kararın hiç şüphesiz bölgede akacak kanların ve sonu gelmez bir zulmün habercisi olduğunu söyleyen BVU Öğrenci Konseyi Başkanı Mutluer son olarak şu açıklamalarda bulundu, "Her şeyden önce insani değerlere sahip bir toplumun çocukları olarak toplumları savaşa sürükleyen bu güç odaklarını ve tiranları kınıyoruz. Bu kaos ortamını oluşturan ve insanlığın kanına giren zalimler unutmasınlar ki bir gün bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti tüm iradesiyle bu haksız zulmün karşısındadır ve Türk Gençliği bu iradenin en büyük teminatı ve savunucusudur. Hayattaki gayemiz dünyada barışın ve huzurun olmasıdır. Bizler birer Türk genci olarak bu noktada şiddetli tepkimizi dile getirmek ve elimizden geleni yapmak zorundayız."