CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması (1)

'Derlerse ki 'diğer seçimleri de erken yapalım' niye yapmayalım? Gelsinler, açık ve net 'hodri meydan' diyorum, yerel seçim diyorlarsa yerel seçim, genel seçim diyorlarsa genel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi diyorlarsa cumhurbaşkanlığı seçimi... Milletten kaçılmaz, korkulmaz. Milletin her türlü oyuna biz saygı duyarız ve milletin tercihi başımızın üstündedir' 'Açık ve net çağrı yapıyorum Sayın Erdoğan'a; sabah, akşam, öğleden sonra 'millet' diyordu, her gün 'millet', 'milletin tercihi' diyordu. Milletin tercihine gelelim arkadaş, oturalım masaya Parlamento'dan yasayı çıkaralım. Yerel seçimleri öne alalım, oturalım seçime gidelim. Türkiye her geçtiğimiz gün daha da kötüye gidecek' 'Ülkede demokrasiye bu kadar zarar vermiş bir partinin ayakta durması mümkün değil. İçten içe çürüyor. Cesaret edemiyorlar. Ben eski AK Parti'yi düşünüyorum, bizim ağzımızdan 'erken seçim' çıksaydı, koşa koşa gelirlerdi, 'hemen yapalım' derlerdi. Şimdi köşe bucak kaçıyorlar. Niye kaçıyorsunuz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim tartışmalarına ilişkin, "Derlerse ki 'diğer seçimleri de erken yapalım' niye yapmayalım? Gelsinler açık ve net 'hodri meydan' diyorum, yerel seçim diyorlarsa yerel seçim, genel seçim diyorlarsa genel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi diyorlarsa cumhurbaşkanlığı seçimi... Milletten kaçılmaz, korkulmaz. Milletin her türlü oyuna biz saygı duyarız ve milletin tercihi başımızın üstündedir." dedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın sağlık durumu" sorulan Kılıçdaroğlu, Baykal'ın durumunu yakından takip ettiklerini, iyileşmeye doğru bazı gelişmelerin olduğunu söyledi.

Baykal'ın bir an önce sağlığına kavuşmasının ve Parlamento'daki görevine dönmesinin en büyük arzuları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Baykal için ne gerekiyorsa hekimlerin tamamının seferber olduğunu, ellerinden gelen bütün çabayı gösterdiğini kaydetti.

"Baykal'a yanlış müdahale edildiğine dair iddialar"ın hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, tıbben gerekenlerin yapıldığını, Baykal'ın ailesinin isteği üzerine İstanbul'dan gelen başka bir doktorun da bunu söylediğini aktardı.

"Partinizin grup toplantısında erken yerel seçim çağrısında bulundunuz. Böyle bir çıkışı yapmakla neyi amaçlıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, söz konusu çağrıyı "demokrasinin namusunu kurtarmak için" yaptığını söyledi.

Seçimle gelenin seçimle gideceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bir yolsuzluk, yasa dışı bir işlem varsa o konuda yapılması gerekenin açık olduğunu, yargılama yapılabileceğini ifade etti.

Bir kısım belediyelere kayyum atanıp belediye başkanlarının görevden alındığını, başka belediye başkanlarının ise istifaya zorlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına "ya istifa edersin ya gereğini yaparım." dendiğini kaydetti. Bunun belediye başkanları açısından çok aşağılayıcı bir suçlama olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, seçimde bir oydan fazla yetkisi olmayan bir kişinin belediye başkanını istifaya zorlamasının doğru olmadığını söyledi.

- "Koca adamsın neden korkuyorsun"

"Bu ülkede demokrasi olsun demiyor muyduk? Demokrasinin namusunu kurtaralım bari. Gelin arkadaşlar seçime gidelim. Seçime gideriz, aday göstermezsiniz onu, mesele biter, bu kadar basit." diyen Kılıçdaroğlu, demokratik yolların tıkanmaması gerektiğinin altını çizdi.

"Belediye başkanlarının 'metal yorgunluğu' nedeniyle istifasının istendiği"nin belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır, metal yorgunluğu diye bir şey yok. Bir belediye başkanında niye metal yoruğunluğu olsun? Bütçesi var, denetleyen belediye meclis üyeleri, İçişleri Bakanlığı var, cumhuriyet savcıları var, arzu ettikleri zaman soruşturma açabilir. Hangi metal yorgunluğundan söz ediyorsunuz ve neyi yapamadı? Yapamadıysa seçim yapılır, bir daha belediye başkan adayı göstermezsiniz." değerlendirmesini yaptı.

Belediye başkanlarının görev süresini halkın belirlediğini ve halka hesap vereceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanları bırakın halka hesap vermeyi ailesine, eşine, çoluk çocuğuna hesap veremez noktaya geldi. Ne diyecek şimdi belediye başkanları? 'Efendim yoksa gereğini yaparım dedi, ben de korktum istifa ettim'. Ne demek? Niye korktun? Koca adamsın neden korkuyorsun? Kim baskı yapıyor ve hangi gerekçeyle baskı yapıyor sana?" dedi.

- "Gökçek'i düşünmeyiz"

"AK Parti'nin istifasını istediği belediye başkanlarını önümüzdeki seçimde CHP'nin belediye başkan adayı olarak görebilir miyiz? Melih Gökçek'i belediye başkan adayı olarak düşünür müsünüz? " sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır. Niye düşünelim? Hangi gerekçeyle düşünelim? Çok eleştirdik Melih Bey'i. Kendi içlerinde kavga ediyorlar, 'Melih Bey CHP'den aday olacak, fazla kızdırmayın' falan diye. Ya demokrasiye inanırsınız gereğini yaparsınız veya demokrasiye inanmıyorsanız gereğini yaparsınız ama bir daha demokrasi sözcüğünü kullanmazsınız." yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin kendi içinde bir hesaplaşma yaptığını ifade ederek, "Bu hesaplaşmanın demokrasiye, hukuka, adalete aykırı olduğunu, en önemlisi ahlaka aykırı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben, demokrasinin namusunu kurtarmaya çalışıyorum her şeye rağmen." diye konuştu.

"Yerel seçimleri erkene alalım" çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, 17 ay beklemenin bir mantığının olmadığını, demokratik bir süreç içinde yerel seçimlerin yapılması durumunda demokrasinin kazanacağını söyledi.

"Erken yerel seçim yapılsa nasıl bir başarı bekliyorsunuz CHP açısından? Ankara, İstanbul, Bursa'da belediye başkanlarının değişmiş olması AK Parti'nin başarısını ne kadar etkiler?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Onu bilmiyorum ama bildiğim bir gerçek var. O metal yorgunluğu falan hepsi hikaye. Kendi içlerinde sorunlar yaşıyorlar. Sorunları güvensizlik endeksine oturmuş vaziyette. Birbirlerine güvenmiyorlar. Bir parti kendi içinde güvensizlik sendromu yaşıyorsa, o artık kendi tükenmişliğini hazırlar. Geldiğimiz nokta budur. 'Tükenmişlikten nasıl kurtulurum?' arayışı bu. Ama bu arayışı demokratik kurallar içinde yapmıyorlar." diye yanıtladı.

- "Kazan kaynıyor orada"

"Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden kişi Türkiye'yi kaosa sürükleyemez. Şu anda Türkiye kaosa sürükleniyor. Cumhurbaşkanlığı makamı kaos makamı değildir. Siz orada ülkeyi yöneteceksiniz" diyen Kılıçdaroğlu, yüzde 49,5 oy alan Ahmet Davutoğlu'nun da "tek cümle dahi kuramadan" istifa ettiğini, bugün "Niye istifa edeyim?" diyen belediye başkanları kadar cesaretli davranamadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Benim derdim demokrasi, demokrasinin namusunu kurtarmak. Meydanlarda bağırıyorlar, 'Ey Kılıçdaroğlu neredesin?', ben de şimdi söylüyorum 'ey Kılıçdaroğlu' burada demokrasiyi savunuyor. Sen de demokrasiyi, insanını savunuyorsan, sen de 'bu ülkede insanlar düşüncelerini özgürce ifade etsin' diyorsan, sen de demokrasiye sadık ve bağlıysan benim dediğimi yapacaksın. Yapmıyorsan sen demokrasiyi istemiyorsun, sen milletten kaçıyorsun." diye konuştu.

"AK Parti içindeki bu hesaplaşmanın aslı nedir?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Pek çok alanda var. Bunların başında rant paylaşımı var. Gerçekten de büyük kentlerde yapılan operasyonun altında bu rant paylaşımı kendisini çok net bir şekilde gösteriyor. Bazı dosyalar var ki artık o dosyalar gizlenemiyor. Yolsuzluk dosyaları gizlenemiyor. Bir de tek adama kayıtsız, koşulsuz itaat var." diye yanıtladı.

AK Parti'de tek adam rejiminin olduğunu ve herkesin ona uyduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Ama Parlamento'da milletvekili arkadaşlarım, AK Partili milletvekilleriyle de görüşüyorlar, tam bir kazan kaynıyor orada. Herkes rahatsız, huzursuz. Bunu bakanlar düzeyinde de görmek mümkün. Özel konuşmalarda, Meclis kulislerinde bunlar anlatılıyor. Siz, demokrasiyi rafa kaldırdığınız andan itibaren toplumun her kesimi bundan rahatsız. Bu rahatsızlığı AK Partili milletvekilinin, belediye başkanının duymaması mümkün değil." ifadesini kullandı.

- "Nüfusun yüzde 41'ini atananlar yönetiyor"

"Anayasa referandumunda yüzde 51,4 'evet' çıktı. 'Tükenmişlik sendromu' diyorsunuz, bunu nasıl açıklıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, her türlü imkanların kullanılmasına rağmen, hükümetin ve Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı kararla bu oy oranının gerçekleştiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "evet" oyu verenlerin önemli bir kısmının pişman olduğunu savunarak, ertesi gün kendisini arayan bir siyasetçinin, "Gittim evet oyuna mührümü bastım, zarfı attım, dışarı çıktığım zaman içimdeki pişmanlığı fark ettim." dediğini aktardı.

"Yerel seçimlerin erkene alınması çağrısı yaptınız. Buna cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin eklenmesini de düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda Türkiye nüfusunun yüzde 41'i halkın seçtiği belediye başkanları tarafından değil, atananlar tarafından yönetiliyor. Demokrasi tarihimizde bir ilktir bu. Derlerse ki 'diğer seçimleri de erken yapalım' niye yapmayalım? Gelsinler açık ve net 'hodri meydan' diyorum, yerel seçim diyorlarsa yerel seçim, genel seçim diyorlarsa genel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi diyorlarsa cumhurbaşkanlığı seçimi... Milletten kaçılmaz, korkulmaz. Milletin her türlü oyuna biz saygı duyarız ve milletin tercihi başımızın üstündedir."

Türkiye'nin yönetilmediğini, iktidarın "ekonominin daha da kötüye gitmesinden telaşlandığını" ileri süren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kötüye gidişine "dur" demek istediğini söyledi.

- "Biz şerbetliyiz"

"İktidarın kabul etmesi durumunda erken seçimin ne zaman yapılabileceği"nin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, iktidarın buna cesaret edemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Açık ve net çağrı yapıyorum Sayın Erdoğan'a; sabah, akşam, öğleden sonra 'millet' diyordu, her gün 'millet', 'milletin tercihi' diyordu. Milletin tercihine gelelim arkadaş, oturalım masaya Parlamento'dan yasayı çıkaralım. Yerel seçimleri öne alalım, oturalım seçime gidelim. Türkiye her geçtiğimiz gün daha da kötüye gidecek." dedi.

"CHP'li belediyelere de sıra geleceği için erken seçim istediği" yönünde söylemlerin olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Biz şerbetliyiz. Zaten bizim bütün belediyelerde 365 gün müfettiş var." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına yönelik, 2012'de "operasyon sırasında neler yapacakları"na dair 12 maddelik bir belge hazırladıklarını anımsatarak, denetimden korkmadıklarını söyledi.

"AK Partili belediye başkanlarının istifa ettiği illerde aday göstermeme kararı aldınız. Neden?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Erken seçim istiyoruz, aday göstermenin bir mantığı yok. Her düşüncemizin mutlaka dayandığı temel bir mantık var." yanıtını verdi.

"İktidarın yapılacak bir seçimi kaybedeceğini düşünüyor musunuz?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Kaybedecek. Büyük kentleri de kaybedecekler. Ülkede demokrasiye bu kadar zarar vermiş bir partinin ayakta durması mümkün değil. İçten içe çürüyor. Cesaret edemiyorlar. Ben eski AK Parti'yi düşünüyorum, bizim ağzımızdan 'erken seçim' çıksaydı, koşa koşa gelirlerdi, 'hemen yapalım' derlerdi. Şimdi köşe bucak kaçıyorlar. Niye kaçıyorsunuz?" diye yanıtladı.

- "Aldı kendi düzeyine çıkardı"

"İki ayrı yapı var. Hani 'paralel devlet' diyorlar ya şu anda paralel devlet, Türkiye'de tam anlamıyla var. Bir başbakan var mı? Var. Kimi yönetiyor? Ülkeyi yönetiyor. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden bir zat var mı? O da var. O da Türkiye'yi yönetiyor. Dışişleri Bakanı var mı? Var. Bir de sarayda Dışişleri Bakanı var mı? Var. Dışişleri açıklamalarını kim yapıyor? Dışişleri sözcüsü mü yapıyor, İbrahim Kalın mı yapıyor?" diyen Kılıçdaroğlu, şu anda Türkiye'de bürokraside bir kaos yaşandığını kaydetti.

Dış politikada bu kadar büyük olaylar yaşanırken, Dışişleri sözcüsünün konuşmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Daha garibini söyleyeyim, daha düne kadar Irak Başbakanı İbadi'ye söylemediği laf kalmadı Erdoğan'ın. 'Sen benim kıratım değilsin, sen benim ayarımda değilsin, sen nasıl olur da beni ağzına alırsın' gibi bir sürü laf etti, ne oldu? Karşıladı. Kendisinin düzeyinde değil, doğrudur. O cumhurbaşkanı, o başbakan. Onun muhattabı başbakan. Aldı kendi düzeyine çıkardı. Ne için? Ne konuşacak?" dedi.

"İbadi ile görüşülmesini doğru bulmuyor musunuz?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile görüşmesini doğru bulurum. Cumhurbaşkanına nezaket ziyareti arzu ediyorsa yapabilir ama Irak'ın iç sorunları Cumhurbaşkanının değil, öncelikle Dışişleri Bakanının ve Başbakanın görevidir." diye yanıtladı.

"Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmenizde bu endişelerinizi açık açık söylediniz mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, pek çok kaygısını dile getirdiğini ifade etti.

(Sürecek)
Kaynak: AA