Erdoğan BM Genel Kuruluna Hitap Etti Açıklaması (3)

'Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerekir. Özellikle barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesi konusunda genel sekreter Ban Kimun önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, biz 'Dünya 5'ten büyüktür' gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz, hatırlatıyorum' 'Güvenlik Konseyi'ni, temsil niteliği güçlendirilmiş, daha demokratik, adil, şeffaf ve etkin kılacak kapsamlı bir reform üzerinde mümkün olan en geniş uzlaşmayı işte bu genel kurul sağlamak durumundadır'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerekir. Özellikle barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesi konusunda genel sekreter Ban Ki-mun önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, biz 'Dünya 5'ten büyüktür' gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz, hatırlatıyorum.' dedi.

Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf edilen Suriye'deki ateşkesin işler hale gelmediğini ve ortadan kalktığını belirterek dün de Birleşmiş Milletler konvoyuna rejim tarafından yapılan saldırı sonucunda bir kişinin hayatını kaybettiğini ve yaralıların olduğunu söyledi.

Suriye rejiminin BM gözetimindeki yardımların Halep halkına ve acil yardıma ihtiyacı olanlara ulaştırılmasına izin vermediğini ve yardım konvoylarına saldırıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Rejimin insanları açlığa mahkum ederek izlediği ya teslim ol, ya öl politikasına Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi daha ne kadar müsamaha gösterecek.' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'ın en büyük gücünü oluşturulan etnik ve mezhebi çeşitliliği muhafaza edecek ideal bir siyasi sistemin tesisinin kolay olmayacağını ifade ederek, 'Musul operasyonu bölge halkının hassasiyetleri gözetilerek yürütülmelidir. Aksi halde bölgede yeni sorunlara yol açabilecek bir milyondan fazla insanın sığınmacı düşebileceği yeni bir insani krizin çıkması kaçınılmazdır.' dedi.

Irak halkının uluslararası toplumun tam desteğine ihtiyaç duyduğu dönemde yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Filistin halkına iki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan her bir Filistinli için bir huzur kaynağı olacak hür bir Filistin'de yaşama imkanı tanınmasının uluslararası toplumun Filistinli çocuklara bir borcu olduğunu söyledi. Harem'i Şerif'in kutsiyetine özellikle İsrail tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, statüsüne yönelik ihlallere son verilmesi gerektiğini vurguladı.

İsrail ile normalleşen ilişkilerin, gerek barış sürecinin kolaylaştırılması gerek Filistinlilerin yaşadığı ekonomik ve insani sıkıntıların giderilmesi için değerlendirmeye çalışacaklarını ifade eden Erdoğan, 'Bu doğrultuda Gazze'ye insani yardım ulaştırılması faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.' dedi.

Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi'nin geçen mayıs ayında tarihte ilk defa Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlendiğini hatırlatarak, zirveyi krizlere daha etkin müdahale için yeni yollar keşfetmek amacıyla önemli bir fırsat olarak gördüklerini dile getirdi. Dünyada en az gelişmiş ülkelere destek noktasında ilk üç sırada, Amerika, Türkiye ve İngiltere'nin bulunduğunu ifade eden Erdoğan, gayrisafi milli hasılaya oranla ise en fazla yardımı yapan ülkeler arasında birinci sırada Türkiye'nin olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ve düzensiz göçün önlenmesi için de elinden gelen tüm gayreti gösteren bir ülke olduğunu belirterek, Türkiye'nin girişimi üzerine Suriyeli mülteciler konusunun, BM Genel Kurul oturumunda ilk kez ele alındığı söyledi.

G20'nin gündemine de göç ve terörizm konularının alınmasının da Türkiye'nin girişimleri neticesinde gerçekleştiğini dile getiren Erdoğan, 'Avrupa Birliği ile mülteci krizine karşı işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ege Denizi'ndeki ölümlerin önünü almak amacıyla, 2015 Ekim ayında günlük 7 bin olan düzensiz göç rakamının son aylarda 50'ye kadar düşmesini sağladık. Bu tablo, Türkiye'nin Avrupa Birliği olan mutabakatı çerçevesindeki taahhütlerine başarıyla yerine gösterdiğini gösteriyor. 18 Mart 2016'da varılan mutabakatta Avrupa Birliği tarafından verilen sözlerin adeta unutulduğunu, karşımıza sürekli suni mazeretlerin çıkarıldığını görmenin üzüntüsü içerisindeyiz.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerekir. Özellikle barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesi konusunda genel sekreter Ban Ki-mun önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, biz 'Dünya 5'ten büyüktür' gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz, hatırlatıyorum.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Beş ülkenin iki dudağı arasına dünyayı mahkum edemezsiniz'

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kurulduğu dönemle bugünkü şartların aynı olmadığını ifade eden Erdoğan, 'Beş ülkenin iki dudağının arasına dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama şu anda dünya bu beş ülkenin iki dudağının arasına mahkum edilmiştir.' ifadesini kullandı.

Tüm dünyanın temsil edilmediği bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin adaleti tesis edemeyeceğine vurgu yapan Erdoğan, 'Bunun bir defa gözden geçirilmesi gerekir ve düşünebiliyor musunuz; üç tane ülke Avrupa'dan, bir ülke Asya'dan, bir ülke Amerika, beş ülke. Peki, dünyanın diğer ülkeleri ne olacak? Bunları bir kenara koyuyoruz. Biz diyoruz ki 20 ülke mi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde olacak, bunların hepsi daimi olsun. Dönerli olarak, iki yılda bir bunlar değişebilir, değiştirilsin ve hepsi de dünyayı temsil etmek üzere, tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilebilir.' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Güvenlik Konseyi'ni, temsil niteliği güçlendirilmiş, daha demokratik, adil, şeffaf ve etkin kılacak kapsamlı bir reform üzerinde mümkün olan en geniş uzlaşmayı işte bu genel kurul sağlamak durumundadır. Eğer 'acaba ben sesimi çıkartırsam ne olur?' diye düşünürseniz, biz yanmışız. O zaman biz bu siyaseti yapamayız.' değerlendirmesinde bulundu.

Siyasetçinin omurgalı olması ve inandığı doğruları seslendirmesi, bunun da arkasında durması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, böyle yapıldığında dünyanın aradığı adaleti bulabileceğini, demokrasinin de ancak bu şekilde sağlanabileceğini aktardı.

Irkçılık ve yabancı düşmanlığının öteki yüzü olan İslam karşıtlığının, yurt dışında milyonlarca vatandaşı olan Türkiye için önemli bir konu olduğunu ifade eden Erdoğan, 10 yıl önce dönemin İspanya Başbakanı ile beraberce öncülük ettikleri 'Medeniyetler İttifakı Projesi'nin çağı tehdit eden tehlikeli akımlara karşı kalıcı çözümler bulunmasını amaçladığını vurguladı.

- '1,5 milyar dolardan fazla destek sağladık'

Erdoğan, şunları kaydetti:

'Aynı şekilde 2010 yılında Finlandiya ile birlikte Birleşmiş Milletler çatısı altında öncülük ettiğimiz barış için arabuluculuk girişimine ilginin artmasından da memnuniyet duyuyoruz. Birlikte oluşturduğumuz '2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi' hepimiz için iddialı ve dönüştürücü hedefler içeriyor. Resmi kalkınma yardımları, en az gelişmiş ülkelere yönelik bunun devamı gerekiyor ve bu en önemli kaynağı oluşturuyor. Türkiye'nin resmi kalkınma yardımları 2015 yılında yaklaşık 4 milyar dolara ulaştı. Gayrisafi milli hasılamızın yüzde 0,54'üne tekabül eden bu oran OECD ortalamasının üzerinde ve bizi yüzde 0,7 olan Birleşmiş Milletler hedefine oldukça yaklaştırdı. Türkiye olarak 2011 yılında yaptığımız en az gelişmiş ülkelere yılda 200 milyon dolarlık destek verme taahhüdümüzün üzerine çıkarak beş yılda 1,5 milyar dolardan fazla destek sağladık.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 71. Genel Kurulunun yaşanan acıları dindirmek ve dünyayı değiştirmek için bir başlangıç olması temennisinde bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasını BM Genel Kurul salonunda eşi Emine Erdoğan, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik de takip etti.

(Bitti)
Kaynak: AA