İzmir Konumuyla Astronomide Öne Çıkıyor

İzmir, coğrafi ve meteorolojik uygunluğu nedeniyle dünyadaki astronomi çalışmaları açısından en iyi gökyüzü gözlem noktalarından biri olarak öne çıkıyor EÜ Gözlemevi Müdürü Doç. Dr. Dal: 'İzmir'de meteorolojik olarak gözlem yapmaya uygun gece sayısı çok fazla. Kolay şekilde yıldızları gözlemleme, aynı yıldızı uzun süre takip etme imkanı buluyoruz' 'Bizim burada sürdüreceğimiz çalışmalar ve bulacağımız bulgular, dünyada bazı tabu haline gelmiş fizik yasalarının belki de kırılmasına, yok olmasına neden olacak'

HALİL ŞAHİN - Coğrafi konumu ve meteorolojik koşullarıyla gökyüzü gözlemi açısından dünyanın en uygun noktalarından biri olarak öne çıkan İzmir'in, burada yapılan astronomi çalışmalarıyla dünyada bugüne kadar ortaya konulan fizik kurallarının tartışmasız şekilde doğrulanması ya da yeniden yazılmasını sağlayacak öneme sahip olduğu bildirildi.

Türkiye'nin en eski gözlemevlerinden biri olan Ege Üniversitesi (EÜ) Gözlemevi, burada yıldızlardaki patlamalara ilişkin yapılan araştırmalarla dikkat çekiyor.

EÜ Gözlemevi Müdürü ve Fen Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Dal, astronomi çalışmalarının ve 51 yıllık EÜ Gözlemevi'nin bu çalışmalar açısından taşıdığı önemi AA muhabirine anlattı.

Yüksek bütçe gerektirmesi nedeniyle kimi zaman 'lüks' olarak görülen uzay çalışmalarının, hem Dünya gezegeninin geleceği hem de enerji üretimi gibi gündelik yaşamı doğrudan ilgilendiren konular açısından kıymetli bilgiler sağlaması açısından çok önemli olduğunu belirten Dal, şunları söyledi:

'Uzay çalışmaları, henüz kesin nedeni ortaya konulamayan küresel ısınma konusunda veriler sağlamaktadır. Bu noktada Mars'a ilişkin çalışmalar var. Mars'ta bugünkü çöl görüntüsüne rağmen yaklaşık 1,5 milyar yıl önce okyanuslar olduğu ortaya konuldu. Bugün uzaydan Dünya'ya bakınca ne görüyorsanız, 1,5 milyar yıl önce de Mars'ın da böyle görüldüğü belirlendi. Peki Mars'a ne oldu da bu hale geldi? Bunun nedeni araştırılıyor. Yine Venüs'te görülen manzara da dünyanın 1,5 milyar yıl önceki görüntüsüyle aynı. Gezegenlerin gidişatı astronomi gözlemlerinde ortaya çıkıyor. Dolayısıyla gözlemler Dünya'nın bir süre sonraki kaderi hakkında tahminde bulunma imkanı sağlıyor.'

Dal, bunun gibi güneşe ilişkin yapılan gözlemlerin nükleer santrallerde zaman zaman yaşanan sorunların ortaya konulabilmesinde, çözüm üretilmesinde çok yararlı verilerin elde edilmesini sağlayabildiğini anlatarak, bu noktada doğru gözlemin ve hesaplamaların önem taşıdığını ifade etti.

Gözlemlere dayalı bilinen fizik kurallarıyla yapılan hesaplamaların, bilinenlerle yapılan gözlem sonucu elde edilen veriler arasındaki uyumsuzluğun, kimi zaman 'fiziği ne kadar biliyoruz?' sorusunu gündeme getirdiğini söyleyen Dal, bu uyumsuzluğun ortadan kaldırılabilmesi ya da bilinen fizik kuralları yerine yenilerinin ortaya konulabilmesi için doğru gözlemin önemini vurguladı.

- 'İzmir'de fizik kuralları baştan yazılabilir'

İzmir'in bu açıdan çok özel bir yere sahip olduğunu belirten Dal, şunları kaydetti:

'İzmir, dünyanın en iyi gözlem noktalarından biri. Meteorolojik olarak gözlem yapmaya uygun gece sayısı çok fazla. Kolay şekilde yıldızları gözlemleme, aynı yıldızı uzun süre takip etme imkanı buluyoruz. Teknoloji olarak gelişmiş ülkelerle aynı seviyede olmasak bile konum itibarıyla onların aşamasına gelebiliyoruz. Bu bize onların karşısında müthiş bir olanak sağlıyor. Ortadoğu, Uzakdoğu ülkelerini düşündüğünüzde gözlem için uygun yerleri olsa bile bizdeki teleskop ve dedektör teknolojisine ulaşabilen ülke hemen hemen hiç yok. Bizim burada sürdüreceğimiz çalışmalar ve bulacağımız bulgular, dünyada bazı tabu haline gelmiş fizik yasalarının belki de kırılmasına, yok olmasına neden olacak. Belki de fizik kitapları baştan yazılacak.'

Doç. Dr. Dal, Türkiye'de uzay çalışmalarına son yıllarda önemli yatırımlar yapıldığını, bu sayede Türkiye'deki teleskop, dedektör, alıcı teknolojisinin oldukça yükseldiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA