'Şiddeti Önlemek Bizim Elimizde'

AK Parti Ankara İl Kadın Kolları Başkanı Varol: 'Kadınlar olarak barış ve kardeşlik içinde yaşamak bizim de öncelikli haklarımız arasında. Kadın ve erkek arasında yaşanan şiddetin hiçbir biçimde hoş görülmediği bir toplum oluşturmak, şiddeti önlemek bizim elimizde' 'İyi örneklerin toplumda yaygınlaşmasıyla beraber kötünün kendine yer bulamayacağı bir dünya düşüncesiyle yolumuza devam etmeliyiz'

AK Parti Ankara İl Kadın Kolları Başkanı Mualla Varol, 'Kadınlar olarak barış ve kardeşlik içinde yaşamak bizim de öncelikli haklarımız arasında. Kadın ve erkek arasında yaşanan şiddetin hiçbir biçimde hoş görülmediği bir toplum oluşturmak, şiddeti önlemek bizim elimizde.' dedi.

Varol, 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanlığın büyük bir kesiminin çok yönlü şiddete maruz kaldığı bir çağ yaşandığını belirtti.

Kadınların yaşamlarının da her alanda hak ve adalet mücadelesiyle geçtiğini dile getiren Varol, 'Hayallerimizle yapabildiklerimiz arasında derin uçurumlar olmasına rağmen bizler yılgınlık nedir bilmiyoruz. Bizi biz yapan değerlerin korunması ve güvence altına alınması ile insan hakları konusunda bir şeyler yapmış oluruz.' diye konuştu.

Hak ve adalet gibi değerlerin güvence altına alınmasının önemine dikkati çeken Varol, kadına yönelik şiddetin, cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir insan hakları ihlali olduğunu, dünyada ve Türkiye'de, eğitim, ekonomik durum, yaş ile yaşadığı çevreye bakmaksızın tüm kadınların ve dolaylı olarak toplumun şiddetten etkilendiğini ifade etti.

Varol, insan hakları ihlali olmasının yanı sıra bireyi, aileyi ve toplumu derinden etkileyen bir hastalıklı ruh hali olan şiddetin, kadının maddi ile manevi, her yönden zarar görmesine, hayatını insani koşullarda devam ettirememesine neden olduğunu vurguladı.

Toplumun geleceğini oluşturan kadınların her türlü olumsuzluklarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Varol, şu değerlendirmede bulundu:

'Şiddet toplumun her kesiminde farklı durumlarda meydana gelebilmektedir. Kadına yönelik şiddet, cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır.'

- 'Şiddetin herhangi bir nedeni olamaz'

Bütün kurallara rağmen haksızlık, adam öldürme, şiddet ve terörün geçmişten günümüze farklı düzeylerde devam ettiğini dile getiren Varol, 'uygarlık geliştikçe şiddetin azalacağı' yolundaki görüşlerin aksine, şiddetin farklı boyutlarda ve yoğunlukta bütün dünyada yaşandığını söyledi.

Varol, kadına yönelik şiddete ilişkin medyaya yansıyan haberlerin, konunun hassasiyeti sebebiyle onların yaşadıkları şiddeti ifade edemediğini aktararak, şunları kaydetti:

'Medeni toplumlarda şiddetin herhangi bir nedeni olmaz, olamaz. Doğuştan farklı özelliklerle dünyaya geliyoruz ama eşit olduğumuz tek konunun insan haklarımız olduğunun farkında olmalı ve şiddetin her türlüsüne karşı olmalıyız. Kadınları Allah'ın emaneti olarak gören bir dinin mensuplarıyız. İçinde bulunduğumuz çağın olumsuz örneklerine inat kadınlar olarak dünyayı güzelleştirmeye yönelik çabaların kaynağı da yine biz olacağız. Bizlerin vazifesi, adaletli bireyin inşasındaki rolümüzün de farkında olmaktır.'

Varol, adaletin, bireyden başlayarak toplumun geneline yayılmaması durumunda, sadece şiddetin değil, her türlü hastalıklı tutumun yaygınlaşmasına neden olacağına işaret ederek, kadın ve şiddetin birlikte anılmasının artık farkındalık oluşturmaktan ziyade, toplumun geleceği açısından olumsuz bir duruma neden olduğunu vurguladı.

- 'Şiddeti hiçbir zaman onaylamıyoruz'

Her çocuğun annesini güçlü görmeye hakkı olduğunu belirten Varol, şunları dile getirdi:

'Ekranlara yansıyan yüzüyle şiddet mağduru kadın imajı ile özlenen ve beklenen kadın imajını oluşturmanın mümkün olmadığı düşüncesiyle hareket etmenin vakti gelmiştir. Şiddet bağlamında kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için toplumun her kesimine çeşitli sorumluluklar düşmektedir. Aile başta olmak üzere devlet kademeleri ve medyanın önemli görevleri bulunmaktadır. Bize düşen görev bu mağduriyetleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Ancak bununla beraber iyi örnekleri toplumda yaygınlaştırarak, kadının varlığına yaraşır temsil imkanını sağlamak asıl amacımız olmalıdır.

İyi örneklerin toplumda yaygınlaşmasıyla beraber kötünün kendine yer bulamayacağı bir dünya düşüncesiyle yolumuza devam etmeliyiz. Kadın ve erkek arasında yaşanan her türlü şiddeti hiçbir zaman hoş görmediğimizi, onaylamadığımızı ve kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Kadınlar olarak barış ve kardeşlik içinde yaşamanın bizim de öncelikli haklarımız arasında olduğunu düşünüyoruz. Kadın ve erkek arasında yaşanan şiddetin hiçbir biçimde hoş görülmediği bir toplum oluşturmak, şiddeti önlemek bizim elimizde.'
Kaynak: AA