Suriyeli Asırlık Ninenin Vatan Özlemi

Suriye'den getirdiği nüfus kağıdına göre 105 yaşındaki kadın, Halep'in Afrin ilçesinde başlayan yaşamının yine aynı topraklarda son bulması için dua ediyor Doğduğu topraklara dönebilmenin hayallerini kuran yaşlı kadın bir diğer arzusu ise uzun yola, vatanından ayrı düşmeye dayanamayarak yaşamını yitiren ve Şanlıurfa'ya toprağa verdiği hayat arkadaşının mezarını son bir kez ziyaret edebilmek Suriyeli Berekat: 'Eşim dayanamadı, Urfa'da öldü. Onun mezarını ziyaret etmek isterim. Allah, benden emanetini Suriye'de alsın. Türkiye de bize kucak açtı ama vatanım başkadır, orada ölmek isterim'

EFSUN YILMAZ - İzmir'de, torunlarıyla derme çatma binada barınan 105 yaşındaki Suriyeli kadın, ilerleyen yaşına rağmen Halep'e dönebilmenin hayaliyle yaşama tutunuyor.

Osmanlı'nın hüküm sürdüğü yıllarda Halep'te dünyaya gelen Aişe Ahmet Berekat, Suriye'deki savaşın en yaşlı mağdurlarından sadece biri. Ülkesindeki çatışmaların şiddetlenmesi üzerine eşi, çocukları ve torunlarıyla geçen yıl Türkiye'ye sığınan Berekat, bir süre Şanlıurfa'da yaşadıktan sonra İzmir'e geldi.

Mevlana Mahallesi'nden geçen İzmir-İstanbul otoyolu yakınındaki derme çatma tek katlı bina, yaşlı kadın ve 15 kişilik ailesine ev sahipliği yapıyor.

Evin en yaşlı sakini Aişe Ahmet Berekat, Suriye'deki iç savaşta sağ kalabilen çocukları ve torunlarıyla yaşama tutunmaya çalışıyor. Komşularından ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından destek de gören ailenin vatan özlemi ise adeta yüzlerinden okunuyor.

Suriye'den getirdiği nüfus kağıdına göre yaşı 105 olan Berekat, Halep'in Afrin ilçesinde başlayan yaşamının yine aynı topraklarda son bulması için dua ediyor.

Doğduğu topraklara dönebilmenin hayallerini kuran Berekat'ın bir diğer arzusu ise uzun yola, vatanından ayrı düşmeye dayanamayarak yaşamını yitiren ve Şanlıurfa'ya toprağa verdiği hayat arkadaşının mezarını son bir kez ziyaret edebilmek.

- Zorlu yolculuk

Berekat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğup büyüdüğü topraklarda Osmanlı İmparatorluğu yönetimi, savaş, bağımsızlık yılları ve son olarak da iç savaşa tanıklık ettiğini söyledi.

Bir asrı bulan ömründe zor günler geçirdiğini anlatan Berekat, Suriye'de 6 yılı aşan iç savaşın kendisini kahrettiğini bildirdi.

Suriye'de çiftçilik yaptıkları yılları çok özlediğini ifade eden Berekat, savaşın, 6 çocuğundan birini aldığını, yuvasının dağıldığını ve artık akrabalarından da haber alamadıklarını dile getirdi.

Canlarını kurtarmak için Afrin'den çıkan sığınmacı gruba torunu Hanife ve ailesiyle katıldıklarını dile getiren Berekat, 'Savaş, zulüm şiddetlenince insanlar da kaçmaya başladı. Yürüyerek Türkiye'ye geldik, biz çok yürüyemiyorduk. Bizi bazen sırtlarına alıyorlardı, bazen elimizden tutuyorlardı ama gerçekten zorlu bir yolculuğun ardından buraya geldik.' şeklinde konuştu.

Türkiye'de ilk geldiklerinde Şanlıurfa'da kaldıklarını, torununun ailesindeki erkeklerin bir süre tarlalarda ve günlük işlerde çalışarak aileye bakmaya çalıştığını söyleyen Berekat, eşi 'Muhammed'in de burada hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Berekat, hayat arkadaşının mezarının bulunduğu Şanlıurfa'da artık iş bulamayınca torunlarıyla İzmir'e gelme kararı aldığını kaydetti.

İzmir'de ilk olarak bir çadıra sığındıklarını söyleyen Berekat, polisin o çadırı kaldırmasıyla bir süre sokakta kaldıklarını, sonra da boş bir eve başlarını sokabildiklerini ifade etti.

- Son nefesini vatanında vermek istiyor

Güvende oldukları ve bir eve sığınabildikleri için mutlu olduklarını söyleyen Aişa Ahmet Berekat, 'Türkiye'de bizi çok güzel kucakladılar, biz onlardan memnunuz.' dedi.

Torunlarının hamallık gibi günübirlik işlerde çalışarak aileyi ayakta tutmaya çalıştığını ifade eden Berekat, komşularından da destek gördüklerini aktardı.

Ömrünün son günlerini yuvasından binlerce kilometre uzaktaki bir barınakta geçirmeyi hiç hayal etmediğini vurgulayan Berekat, 'Türkiye'yi yabancı bir ülke olarak görmüyorum. Yabancılık kadar zor bir şey yoktur zaten. Eğer dönemezsem 'Burası da benim vatanımdır' derim.' diye konuştu.

Kendini hasta hissetmediğini ama ölümün artık yaklaştığını bildiğini belirten Berekat, 'Eşim dayanamadı, Urfa'da öldü. Onun mezarını ziyaret etmek isterim. Allah, benden emanetini Suriye'de alsın. Türkiye de bize kucak açtı ama vatanım başkadır, orada ölmek isterim.' ifadelerini kullandı.

Türkiye'de dünyaya gelen torununun torunu Berivan'ı ve diğer çocuklarla gününü geçirdiğini vurgulayan Berekat, sözlerini şöyle sonlandırdı:

'Benim bütün akrabalarım dağıldı, çok kayıp verdik. Şimdi nerede olduklarını bilmiyorum. Çok sıkıntı çektik. Savaş kötü, zulüm kötü. Bize zulmedenler de zulüm görsünler. Benden sonrakilere, gençlere öğüdüm şudur, artık savaşmasınlar.'

Kaynak: AA