Hüseyin Çelik: Türkiye’yi Pkk’nın Propagandasına Râm Olan Bir Ülke Yapmayacağız

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Hüseyin Çelik, CHP milletvekilinin terör örgütü PKK tarafından kaçırılmasının ardından TBMM’yi toplama girişimlerine yönelik sert cevap verdi. Çelik, bu konuda yaptığı ve tepki toplayan sözleriyle ilgili AK Parti Merkez Karar Yüksek Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi PKK’nın propagandasına râm olan bir ülke yapmayacağız, demek istediğim budur.” dedi.

Hüseyin Çelik, MKYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasına da değindi. Çelik, “Tunceli Milletvekili Sayın Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması hepimiz son derece üzen hadise olmuştur. İlk duyulmasından itibaren yetkili arkadaşlarımız açıklamalarda bulunmuştur. Aygün’ün kimliği, nerenin milletvekili olduğu, hangi partiye ait olduğu hiç önemli değildir. Bu hareket Aygün’ün şahsına değil, Meclis'in şahsi manevisine karşı yapılmıştır. Herhangi bir AK Parti milletvekiline olsaydı, tepkimiz aynı olurdu. Kabul etmek mümkün değil, şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.Yapılması gereken her şeyin devlet ve ilgili kurumlar tarafından yapılmakta olduğunu kaydeden Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradığını, kendisinin de CHP sözcüsünü aradığını belirtti.

KILIÇDAROĞLU’NA CEVAP: O SEVİYESİZLİĞE DÜŞMEYECEĞİZ
Ardından Kılıçdaroğlu’nun bugün grup toplantısında kendisine yönelik sert sözlerine değinen Çelik, şöyle devam etti: “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında bize yönelik kabul edilemez, son derece çirkin, yakışıksız ifadeleri olmuştur. Hatırlarsınız muhalefetten bu ifadeler bu yakıştırmalar geldiği zaman ‘biz bu seviyesizliğe düşmeyeceğiz’ dedik. Ben şimdi söylüyorum; O seviyesizliğe düşmeyeceğiz, ağzımızı o kelimelerle kirletmeyeceğiz. Eğer bizim nezaketimiz iktidar sorumluluğumuz, bizim zaafımız olarak değerlendirilirse, bu onların bizi anlamadığı anlamına gelir. Onları daha sağduyulu olmaya daha nezih bir dil kullanmaya davet ediyoruz.”Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında hükümetin Suriye politikasını “Suriye’de kardeş kanını dökülmesi için Türkiye destek veriyor.” sözleriyle eleştirdiğini söyleyen Çelik, “Zalimin Müslümanı gayrimüslimi olmaz, zalim her yerde zalimdir. Bir devlet başkanı topuyla tüfeğiyle demokratik hak talebinde bulunan kendi halkının üzerine acımasız şekilde mermiler gülleler yağdırıyorsa bizim insanlık vicdanı adına ona seyirci kalmamız, ‘oh olsun’ dememiz mümkün değil.” dedi.

"ESED’İN YAPTIĞINI SUUDİ ARABİSTAN YAPARSA AYNISINI YAPARIZ"
Kılıçdaroğlu’nun Suudi Arabistan’da da demokrasi olmadığını ve neden aynı tutumun bu ülkeye uygulanmadığı eleştirisine ise Hüseyin Çelik şöyle cevap verdi: “Biz bütün dünyaya rejim ihraç eden, bütün dünyadaki ülkelerin yönetimini belirleyen bir ülke konumunda değiliz. Her ülkede hükümdarlık hakları vardır, eğer Suudi Arabistan Kralı veya başka bir monarşi veya başkası kendi halkına Esed’in yaptığını yaparsa, yine aynı şeyi yaparız aynı tepkiyi gösteririz.”Türkiye’nin menfaatlerinin önemli olduğunu bunu en iyi yapan ülkenin de Türkiye olduğunu söyleyen Hüseyin Çelik, “Hatırlayın nükleer enerji meselesinde bütün dünya İran’ın üzerine gelirken biz ABD ile ters düşme pahasına dedik ki ‘eğer İsrail’de ABD’de nükleer enerji varsa İran’ın elindeki nükleer programa kafanızı takmanız adil ve doğru değil, bu ikircikli bir durumdur.' Türkiye BM’de bildiği doğruyu yapmıştır.” ifadelerini kullandı.Beşşar Esed’e bugüne kadar bütün kredilerin açıldığını, Arap baharı ile birlikte Suriye’nin de karışacağı, bazı tedbirler alınması gerektiği, demokratikleşme adımları atması gerektiğinin anlatıldığını belirten Çelik, “Suriye’deki Kürtlerin önemli kısmına kimlik bile verilmemiştir, vatandaş bile değildir. Bütün bunları Başbakan talep etmiştir dost olarak, komşu olarak; ama her seferinde Esed bizi ve dünyayı oyalama yoluna girmiştir.”

“BAAS’IN TÜRKİYE’DEKİ TEMSİLCİSİ SİZ MİSİNİZ?”
CHP’nin de Suriye’ye verdiği desteği de eleştiren Çelik, “Sahibi CHP’li bir milletvekili olan bir gazete ‘Esed güçleri Halep’ten teröristleri sürdü’ diyor, bu çok önemlidir. Öte taraftan Beşşar Esed de aynı şeyi, İran da aynı şeyi söylüyor. Siz İranla, Maliki yönetimiyle, Hafız Esed yönetimiyle nasıl bir ağız birliği içerisine girersiniz? Baas rejimlerinin Türkiye'deki temsilcisi siz misiniz?” diye sordu.

"BİZ DÜNYANIN JANDARMASI DEĞİLİZ"
Türkiye’nin uluslararası camia nezdinde ne yapılması gerekiyorsa yaptığını ancak Esed’in bütün telkinlere kulaklarını tıkayıp silaha sarıldığını belirten Çelik, Kılıçdaroğlu’nun, “Suudi Arabistan’da demokrasi mi var, neden müdahale edilmiyor?” eleştirisine şöyle cevap verdi: “Biz dünyanın jandarması değiliz. Bir de uluslararası politikada bir ülkenin yöneticisini beğenmeyip, birinin mezhebini birinin dinini birinin tarzını beğenmeyip armudun sapı üzümün çöpü hesabı yapılmaz. İran’ın kendine has bir rejimi var, biz İran’la dost olmak istiyoruz. İran’a rejim ihraç ya da ithal eden bir ülke değiliz. Ama Suriye’de durum farklı; bir devlet başkanı bizim bitişiğimizdeki evi yakıyor, biz diyoruz ki ‘bu yangın bizim evimize sıçrar’ 60 binin 160 bin olmayacağını kimse garanti edemez. Türkiye Saddam’dan kaçan Kürtlere ve Peşmergelere de aynısı yapmıştı, insani olan buydu.” Kılıçdaroğlu’nun “TBMM yan gelip yatma yeri değildir.” sözlerine de değinen Çelik, şöyle ekledi: “Meclis açıkken yasama dönemi devam ederken, başta CHP olmak üzere muhalefetin Meclis'i çalıştırmamak için nasıl akla hayale gelmedik yollara başvurduğunu hepimiz biliyor muyuz? İç tüzükten kaynaklanan imkanları kullanarak kürsüyü işgal etmek de buna dahil. Meclis açıkken siz Meclis'i çalıştırmamak, geciktirmek, yavaşlatmak için elinizden ne geliyorsa yapacaksınız; ama bir olay meydana gelecek, BDP diyecek ‘meclis toplansın’, siz BDP’nin kuyruğuna takılacaksınız, iktidarın da sizin kuyruğunuza takılmasını bekleyeceksiniz. Türkiye silahlı bir mücadele yapıyor. Ben geçen gün söyledim, çarpıtıldı, gerekli cevabı verdim. Dediğim şudur: Bugün PKK bir şantiyeyi basar, yarın yol keser, öbür gün güvenlik güçlerimizden birini veya daha fazlasını şehit eder, bir başka gün havalanında çalışan işçileri kaçırır. Eğer bundan dolayı eylemlerden dolayı bütün medyamız buna sayfalarını çarşaf çarşaf açarsa, meclis PKK’nın eylemlerine göre kapanırsa, biz PKK’nın oluşturmak istediği psikolojik propagandanın peşine takılıp gitmişiz demektir. Türkiye’yi PKK’nın propagandasına râm olan bir ülke yapmayacağız, demek istediğim budur.”“Biz şehitlik ve gaziliğin ne anlama geldiğini biliriz, bize bunu öğretmeye kalkanların da alnını karışlarız." ifadelerini kullanan Çelik, "Şehit ailelerinin insanca yaşaması için yasal altyapı dâhil olmak üzere bugüne kadar AK Parti iktidarı kadar bu meseleye adeta en önemli meselelerinden birini haline getirerek sarılan başka bir iktidar mı var? Şehit edebiyatı yaparak birkaç ulusalcı hackerin peşine takılarak sanal medyada bize hakaret edenlere diyoruz ki ‘kusura bakmayın siz aslında her seçimde yenilmiş olmanın tezlerinizin halk nezdinde karşılık bulmamasının verdiği bir aşağılık kompleksi içerisindesiniz’ Bundan dolayı Çelik bir şey söyledi, ondan bir kelimeyi cımbızlayıp hakaret edeceksiniz, veryansın edeceksiniz. Bunu ayıplıyor, kınıyorum. Biz ne dediğimizi bilen insanlarız, kelimelerin altındaki manayı bilen insanlarız. Ben gönül yarası olan, evlat yarası şehit ailelerini incitecek bir söz söylersem bin defa topluluk önünde özür dilerim; ama biz ne dediğimizi biliyoruz. Şehitlerimizi kimse siyasi emellerine alet etmesin. Biz terör örgütünün ve uzantılarının ve onlara eklemlenmiş olan CHP’nin oluşturduğu bir gündemle Türkiye’yi yönetmeyeceğiz, biz halkımızın gündemiyle ülkeyi yönetmeye çalışan bir partiyiz.” şeklinde konuştu.

"TEK BİR ŞEHİDİN HAYATINI KURTARACAĞINI BİLSEK 365 GÜN TBMM’DE NÖBET TUTARIZ"
Çelik, Meclis'in toplanmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede ise şöyle konuştu: “Bugün yasama tatili vardır. Milletvekili yan gelip yatmıyor, bütün arkadaşlarımız hemen hemen hepsi halkıyla beraberdir ya kendi illerinde ya da görevlerinin başındadır. Hüseyin Aygün yan gelip yatsaydı bir tatil beldesinde olacaktı, Ovacık’ın yolunda olmaz ve kaçırılmazdı. Meclis'in yasama tatiline girmiş olması milletvekillerinin ense yaptığı anlamına gelmez. Kılıçdaroğlu, böyle bir iddianız varsa kendinizi yoklayın. Adli tatil diye bir şey var, hâkimler yan gelip yatıyor mu? Meclis'te öyle gün vardır ki 24 saat sabahlara kadar çalışır milletvekili. Meclis'teki mesai bankadaki mesai gibi değil ki. Ama yeri geldiği zaman gereklilik olduğu zaman TBMM elbette her zaman çalışır, biz bir tek şehidimizin hayatını kurtaracağını bilsek, 365 gün 24 saat o Meclis'te nöbet bekleriz. Şehit hamasetiyle başka yerde siyaset yapabilirsiniz ama bunları AK Parti’ye öğretmeye çalışmayın. Kılıçdaroğlu’nun Meclis'in toplanamamasından dolayı bir rahatsızlığı olduğunu biliyorum ama tekrar ifade ediyorum; TBMM’ye yönelik, değerli üyelerine yönelik yapılmış olan PKK eylemini kınıyoruz, bundan sonra da üzerimize düşeni yapmaya da devam edeceğiz.”Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.