Sektör temsilcilerine kayıt dışı uyarısı

4. Moda Hazır Giyim Konferansı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sektör temsilcilerini uyardı.

Sektör temsilcilerine kayıt dışı uyarısı
Sektör temsicilerine "kayıtdışı" uyarısında bulunan Erdoğan, "2 milyon çalışan var. 350-400 bini kayıt içinde. Biz bunun farkındayız ama katlanıyoruz" dedi.

8 yılda vergi yükünü azalttıklarını belirten Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:


12 Haziran seçimleri öncesinde çok yoğun programım olmasına rağmen sizlerle birlikte olmayı, özellikle tercih ettim. Hazır giyim sektörü, imalatta, ithalatta, ihracatta, özellikle de istihdamda Türkiye'nin lokomotifi olmaya ilerliyor.

Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerin sektörü olumsuz etkilediğini biliyoruz fakat bunlar bizi etkilemeyecek, yolumuza hız kesmeden devam edeceğiz. İnanıyorum ki tekrar şartlar normale dönecek ve istikrarı yakalayacağız. Bizler 8,5 yıl önceki sıkıntılarıda biliyoruz oturup yatırımcılarımızla konuşulduğunda ne tür sıkıntılar aktarıldığını da biliyoruz. O günden bugüne kadar teşvikleri arttırdık, vergileri düşürdük, yükleri hafiflettik, bunu bu şekilde muhafaza etmeye devam edeceğiz. Biz hükümet olarak sorumluluğumuzu biliyoruz, şartlar oluştukça adımlarımızı atıyor üzerinizde ki yükü hafifletiyoruz.

"KAYITDIŞI KONUSUNDA HASSASİYET BEKLİYORUM"


Ben işverenlerden şu kayıtdışı konusunda daha çok hassasiyet bekliyorum. Eğer ülke güçlenirse biz sizlerden vergi toplama telaşına girmeyiz bugün halen Türkiye'de yüzde 40,45 kayıtdışı var. Bu ülkenin petrol kuyuları yok sizlere gelecek alt yapı hizmet ve kaynaklarını nasıl yapacağız. Bizim tek dayanağımız var vergi, bu olursa suyu bulacağız, yolu yapacağız bu olmazsa siz kalkıp dışardan gelen bütün ithalatçılara benim güzel ülkem bu diyemezsiniz ama biz bu sürece girdik şimdi artık iftihar edebileceğiniz, gelenlerin hayran olduğu bir ülke var ve bu ülke oralara bizlerde gittiğimizde hayran hayran hep bunu anlatıyorlar.

İhracat rakamlarında tekstilin kaydettiği gelişme yine önemli, 2010 yılında 22 milyar dolara ulaştı sektör, tabi ki sektörün ihracat kalemleri içindeki payı geriledi yüzde 34'ten 19'a düştü, buda tabiki bizim için hayırlı bir haber değil. Bu payı tekrar yükseltmemiz ve 2023 hedeflerine bunları arttırarak devam etmeliyiz. Bunu yaparız, Türkiye'de bu güç var, elbirliği ile güçbirliği ile bunu yaparız, burada en büyük hedefimiz marka oluşturmak. Markanın bir prestij ve kimlik haline geldiği günümüzde markalarınızla yer alabiliyorsanız hem mevcut sorunları aşmak, hemde istihdam için 2023 hedefleri için o zamana kadar en az 10 marka oluşturmak zorundayız.

"HERŞEY HAYAL KURMAKLA BAŞLAR"


Kanal İstanbul'u açıklarken ifade ettim herşey hayal kurmakla başlar, hayalin peşine azimle düştüğünüzde o hayal hedefe, hedef plana, plan projeye dönüşür. Bir Venedik, Nil Nehri üzerinde bir Kahire suyu markaya çevirebilmiş şehirlerdir bizim boğaz gibi, Haliç gibi muhteşem bir zenginliğimiz var düşünün 95,96 yıllarında Haliç'i karaya dönüştürelim diyenler vardı. Ama biz karaya dönüştürmedik tam aksine Haliç'in içinden 2,5 milyar metreküp çamur çıkarttık ve bunu 9,5 kilometrelik bir mesafeye naklettik orada 6 yüz 50 bin metrekarelik taşocağında yeni bir yeşil alan kazanmak kaydıyla bu değişim dönüşümü sağladık. Şimdi bunu doldurarak karaya dönüştürelim diyenler işte bugünde aydınız diyen kesimle içinde profesörlerde vardı, burayı boşaltmaya kalkarsanız diyorlardı adeta iki yaka burada biraraya gelir dediler. Adeta bir deprem burada meydana gelir dediler, bizde dedik ki önceden burası dolu değildi ki, boştu burası. Biz buradaki çamuru, balçığı çıkartacağız eski haline dönecek burası biz çalışmamızı devam ettirdik ve sonunda bu Haliç ortaya çıktı. Şimdi Kanal İstanbul'da da durum aynı hem bu zenginliği ortaya çıkartacak yeni bir kanalla İstanbul'un markasını daha çok parlatacağız.

Hazır giyim sektörünün insansız olamayacağını biliyoruz, teknoloji ne kadar değişirse değişsin hazır giyim sektörü biliyoruz ki emek yoğun istihdamla var olabilir. Kalifiye eleman noktasında son dönemde meslek liselerine verdiğimiz görevi biliyorsunuz biz göreve geldiğimizde meslek liseleri yüzde 25'ti şimdi hedefimiz yüzde 60, 65'lere çıkartmak var hedefimizde. Yani her çocuğumuzun biz bileğine bir altın bilezik takmak zorundayız, sanayici de aldığı genci yetiştirmek için zaman harcamasın onu yetiştirmiş şekilde karşısında bulsun.

Türkiye'de ihracat yapmayan tek ilimiz vardı Muş ama şimdi orasıda ihracat yapar hale geldi. Türkiye'ye vizyon gösterirseniz, ufuk gösterirseniz Türkiye büyük bir heyecanla o vizyona gidiyor o ufka yürüyor. STK'larımız adeta birer işaret fişeği haline gelmelidir ki bütün sektör onun arkasından yürüsün önemli olan bunu yapmaktır bu olduğunda millette, gençlerde yürüyecektir.

Biz yıllar yılı ülkede bir ticaret kanununu çözemedik, TÜSİAD'la görüştük hepsiyle görüştük geliyorlar bunu halledin diyorlar ama biz bunu şuanda Meclis'e sevk etmiş durumdayız ama bir madde kalkar bizim 2,3 saatimizi alırsa 1500 maddelik bu yasa çıkar mı? 500 Maddelik Borçlar Kanunu çıkar mı? Çıkmaz, bir tur bile yapamadılar kendileri yapmaya çalıştı bunu. En sonunda çıkardığımız hamle 1 haftada çıkarttık. Bunda şunu anlatmak istiyorum; bu işin dayanışma içinde olduğumuzda ne kadar kolay olabileceğini biliyoruz. Hatta payını siz yiyin biz istemiyoruz ama milletimiz yeterki bunun üzümünü yesin. Eğer sorun milleti ilgilendiriyorsa Avrupa'da kongre başkanın aksi istikamette muhalefet partisinin kadrosundan ağırlıkta ulaşsa bile burada ülkenin muhalefeti var diyerek desteklerler. Bizde bu anlayış gelişmedi bizde, temenni ediyorum ki buda bizde gelişir.

Gereksiz vaatlerin anlamı yok, ayda 600 lira vereceğim diyor, biz bunu zaten yapıyoruz üniversite öğrencimize gelmeden önce 45 lira verilirken şuanda 240 lira veriyoruz, doktora öğrencisine 720 lira veriyoruz her ay, hiç bir öğrenci geri döndürülemez ya kredi alır ya burs alır. Biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyiz bununda gereği budur ve öyle bir dönemin içine girdik ki bu dönemde yoksullukla mücadele çok başka birşey. Buradada bununla mücadelenin bunun yanında sosyal desteğin bunların birbirinden farklı şeyler olduğunu ortaya koymamız lazım. Biz bu mücadeleleri verirken insanları tembelliğe sevk edemeyiz.

İnsanları tembelleştirerek, hazıra alıştırarak değil insanları teşvik ederek ekonomik hayatın içine çekeceğiz. Moralimiz her zaman yüksek olacak, bardağın dolu tarafına bakacağız ve nereden nereye geldiğimizi göreceğiz. Türkiye küresel finans krizini de aşarak güçlü ve emin adımlarla 2023'e doğru ilerliyor. Sorunları geride bırakarak hep beraber hedeflerimizi tutturacağız. Dünyada konumu çok farklı bir Türkiye var şuanda, hiç endişeniz olmasın köyde ki çiftçi bile toprağına ekmeden ekini Ankara'nın siyasetine bakıyordu bugün Ankara'da huzur var, rahatlık var, disiplin var. Seçim ekonomisi felan hazırlandı öncelerde, seçim ekonomisi denilen olay bu ülkenin para değerleriyle oynamaktır, bu ülkeyi enflasyon canavarına teslim etmektir.

Benim MB'ye müdahale yetkim yok ama arazide ben varım halkın karşısında ben varım, birisi faizden rahatsız olduğu zaman Merkez Bankası'nın yetkililerini bulmuyor hatta hakaretse bana ediyor. İşte geldik devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü şuanda yüzde 7, bakın nereden nereye geldik biz yüzde 1 faize 2 milyar dolar ödediğimiz günleri biliyoruz. Bunu neden söylüyorum bu ülke o ızdırapları hep bundan dolayı çekti. İtalya'ya bakın şimdi Yunanistan'a bakın tamamen istikametini kaybetmiş durumdalar. Biz isktirarı kaybetmeyeceğiz iki ana temel var güven ve istikrar, eğer güveni kaybedersek yatırımcı gelmez, buraya bakar güvenli bir limansa buraya gelir ama değilse gelmez. Bunu başarmak durumundayız ve istikrarda bunun arından gelir.

Tekrar çalışmalarınızda başarılar diliyor, Türkiye'nin birikimci sanayileri ile gelen misafirlerimize güzel anlaşmalar yapmasını diliyor, tüm çalışanlara Türkiye'nin büyümesinde verdiği katkılardan dolayı teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.



Kaynak: İHA