Emre Buga'nın Türk filmi gibi hikayesi
Yakışıklı ve başarılı Ana Haber Spikeri Emre Buga, haberciliğe başlayışının ilginç öyküsünü anlattı.
Kanal a ekranlarında yayınlanan Hadi Konuşalım programının bugünkü bölümüne ekranların başarılı ve yakışıklı Ana Haber Spikeri Emre Buga konuk oldu. Buga, haberciliğe başlayış hikayesini anlattı.
Habere başlayışını "Türk filmi gibi oldu" diye tanımlayan Buga, "Şans fırsatlara hazırlıklı yakalanmaktır diye bir söz vardır. Hazırlıklıydım demek ki, o şansı diğer insanlardan daha iyi kullandım. Çünkü ne kadar o konuyla ilgili hedeflerim olmasa bile bir anda tanıştık ve çok sevdim" diye konuştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu olan Emre Buga "Ben okulu pek sevmiyordum. Zorunlu stajımız vardı. O stajla bile uğraşmadım. Okul beni zorunlu staj için SHOW tv'ye gönderdi. Yine üflye püfleye gitmiştim. Kanalın ölçü bakım bölümünde stajımı yaptım. Görevim alkollü pamukla VTR'nin içindeki kristali silmekti. Boş vaktim çoktu, bu işi sabah ve akşam yapıyordum. Her şeyi merak etmeye başlamıştım, orada kim ne yapıyor, burada kim ne yapıyor, her şeyi merak ediyordum. Stajyer olduğum için muhtemelen benden çay istediler onları toparlamaya gidiyorum, biriyle çarpıştım. Elinde kağıtlarla beni içeri aldı, oku dedi. Okudum ve çıktım, ne olacak, ben ne için okudum diye sormadım bile. İşime devam ettim ve sonra yayınlandı" ifadelerini kullandı.
Yakışıklı spiker ilginç hikayesine şöyle devam etti:
"Yöneticilerin dikkatini çekmiş. Yeni birini mi aldık demişler, hayır, kim bu demişler, kim bu dedikleri zaman beni bulan kız sonra beni bulmakta zorlandı. Çünkü o da hatırlamıyor kime okuttuğunu. Sonra buldular bir kaç program tanıtımı daha okuttular. Sonra o adam geldi ve ben tekrar unutuldum. Derken aynı kanalın radyosundan teklif geldi. O kızla bir daha karşılaşmadık.
Radyoda çalışırken o kadar enteresan ki, bir gün bir alış veriş merkezinde, bir televizyon yöneticisi radyodaki saat başı haberleri o alış veriş yaptığı dükkandan duyuyor. Bir sonraki bülten için diyor ki yardımcılarına, bu çocuğu bulun, bu çocuk bizim kanalda çalışmalı diyor. Radyodan da televizyona geçişim öyle oldu. Gerçekten iki taraf da film gibi oldu, şans oldu. Fırsatlara hazırlıklı yakalandım, şansı belki iyi değerlendirdim. Ondan sonrası da yakın dönemde hepimizin takip ettiği şekilde devam etti."
İşine bir hobi olarak baktığını ifade eden başarılı spiker keyif aldığı sürece bu işin hayatında olduğunu, keyif almadığı zaman ise hayatında olmadığını söyledi. "Ancak yanlış anlaşılmasın, işimi ciddiye almıyor değilim" diye de belirtiyor. BEYAZ GAZETE
Habere başlayışını "Türk filmi gibi oldu" diye tanımlayan Buga, "Şans fırsatlara hazırlıklı yakalanmaktır diye bir söz vardır. Hazırlıklıydım demek ki, o şansı diğer insanlardan daha iyi kullandım. Çünkü ne kadar o konuyla ilgili hedeflerim olmasa bile bir anda tanıştık ve çok sevdim" diye konuştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu olan Emre Buga "Ben okulu pek sevmiyordum. Zorunlu stajımız vardı. O stajla bile uğraşmadım. Okul beni zorunlu staj için SHOW tv'ye gönderdi. Yine üflye püfleye gitmiştim. Kanalın ölçü bakım bölümünde stajımı yaptım. Görevim alkollü pamukla VTR'nin içindeki kristali silmekti. Boş vaktim çoktu, bu işi sabah ve akşam yapıyordum. Her şeyi merak etmeye başlamıştım, orada kim ne yapıyor, burada kim ne yapıyor, her şeyi merak ediyordum. Stajyer olduğum için muhtemelen benden çay istediler onları toparlamaya gidiyorum, biriyle çarpıştım. Elinde kağıtlarla beni içeri aldı, oku dedi. Okudum ve çıktım, ne olacak, ben ne için okudum diye sormadım bile. İşime devam ettim ve sonra yayınlandı" ifadelerini kullandı.
Yakışıklı spiker ilginç hikayesine şöyle devam etti:
"Yöneticilerin dikkatini çekmiş. Yeni birini mi aldık demişler, hayır, kim bu demişler, kim bu dedikleri zaman beni bulan kız sonra beni bulmakta zorlandı. Çünkü o da hatırlamıyor kime okuttuğunu. Sonra buldular bir kaç program tanıtımı daha okuttular. Sonra o adam geldi ve ben tekrar unutuldum. Derken aynı kanalın radyosundan teklif geldi. O kızla bir daha karşılaşmadık.
Radyoda çalışırken o kadar enteresan ki, bir gün bir alış veriş merkezinde, bir televizyon yöneticisi radyodaki saat başı haberleri o alış veriş yaptığı dükkandan duyuyor. Bir sonraki bülten için diyor ki yardımcılarına, bu çocuğu bulun, bu çocuk bizim kanalda çalışmalı diyor. Radyodan da televizyona geçişim öyle oldu. Gerçekten iki taraf da film gibi oldu, şans oldu. Fırsatlara hazırlıklı yakalandım, şansı belki iyi değerlendirdim. Ondan sonrası da yakın dönemde hepimizin takip ettiği şekilde devam etti."
İşine bir hobi olarak baktığını ifade eden başarılı spiker keyif aldığı sürece bu işin hayatında olduğunu, keyif almadığı zaman ise hayatında olmadığını söyledi. "Ancak yanlış anlaşılmasın, işimi ciddiye almıyor değilim" diye de belirtiyor. BEYAZ GAZETE