Cumhurbaşkanı Gül, Büyükelçileri Köşk'te Öğle Yemeğinde Ağırladı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü'nde kabul ettiği büyükelçilere nasihatte bulunarak, "Özellikle Avrupa'da yükselen ırkçılık ve yabancı düşmanlığı karşısında teyakkuzda olunuz" dedi.

Gül, artık ülkesinin ticari ve ekonomik çıkarları geliştiren, 'girişimci diplomat' profilinin ön plana çıktığına da işaret ederek, "Şirketlerimize kazandıracağınız her ihalenin, dış ticaretimizin önünden kaldırılacak her engelin, ülkemize gelmeye ikna ettiğiniz her yatırımcı ve turistin, vatandaşlarımız için iş ve aş olduğu aşikardır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, '3. Büyükelçiler Konferansına' katılan büyükelçileri, Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğinde ağırladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da hazır bulunduğu yemekte Cumhurbaşkanı Gül, büyükelçileri yemek salonunun kapısında karşıladı. Yemek öncesi büyükelçilere hitaben yaptığı konuşmasına, "Uzun zaman hepiniz benim mesai arkadaşlarım oldunuz. Şimdi de bulunduğumuz yerlerde temsilcimizsiniz. Dolayısıyla benim için bu yemeğin ayrı bir özelliği var" sözleriyle başlayan Cumhurbaşkanı Gül,
büyükelçilerle üçüncü kez bir yemekte bir araya gelmeden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

"ARTIK 'GİRİŞİMCİ DİPLOMAT' PROFİLİ ÖN PLANA ÇIKMAKTA"
Küreselleşme olgusunun diplomasinin eski kalıplarını yıktığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Ülkeler arasında en üst siyasi temasların artık neredeyse rutin karşılanan telefon görüşmeler marifetiyle yapıldığını, devlet adamlarının zirveler münasebetiyle sıkça bir araya geldiği bir ortamda diplomatların dış politika icrasındaki iş bölümü de değişmeye başlamıştır" dedi.
Artık ülkesinin ticari ve ekonomik çıkarları geliştiren, 'girişimci diplomat' profilinin ön plana çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
"Çatışma bölgelerinde, kriz yönetiminde askeri ve istihbarat kuruluşlarıyla iç içe çalışan diplomatlar aranır hale gelmiştir. Bu tür ülkelerde barış ve istikrarın tesisine net katkıda bulunabilen, yeniden yapılandırma ve kapasite inşasında ciddi rol oynayabilen diplomatlara ihtiyaç duyulmaya başlamıştır. Bu nedenle büyükelçilerimizin Türkiye'nin ticari ve ekonomik çıkarlarını geliştirmek ve ilerletmek için iş adamlarımıza her türlü önderliği canı gönülden yapmalarına çok önem veriyorum. Şirketlerimize
kazandıracağınız her ihalenin, dış ticaretimizin önünden kaldırılacak her engelin, ülkemize gelmeye ikna ettiğiniz her yatırımcı ve turistin, vatandaşlarımız için iş ve aş olduğu aşikardır. Tüm bunlara ilaveten uluslararası kalkınma yardımları ve kültür diplomasimizin etkili kuruluşları olan TİKA ve Yunus Emre Kültür Merkezleri ile Türk sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine azami destek olunuz. Şunun özellikle altını çizmek istiyorum. Büyük bir ülkenin sadece söylemlerle oluşmadığını, büyük bir ülkenin
icraatlarıyla oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Uzun yıllar yardım alan bir ülke konumundan Türkiye'nin donerler kulübüne girmiş olması, yardım yapan bir ülke haline gelmesi ve Türkiye'nin yıllık karşılıksız yardımlarının 1.5 milyar doları geçiyor olması çok övünülecek bir şeydir ülkemiz için. Bir ülkeyi büyük yapan işte aslında bu unsurlardır. O bakımdan TİKA'ya, Yunus Emre Kültür Merkezi'ne ve diğer tüm Türk sivil toplum kuruluşlarına özel destek vermenizi gerçekten çok önemsiyorum."

"BÜYÜK HEDEFLERİ OLAN, BÜYÜK ÜLKENİN, BÜYÜKELÇİLERİ..."
Cumhurbaşkanı Gül, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, ABD liderliğinde, AB, Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya gibi büyük güçlerin uyumuna dayanan bir güç dengesinin ortaya çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğuna işaret ederek, 'binlerce yıllık devlet geleneğine, büyük imparatorlukların mirasına, tecrübesine, hafızasına ve refleksine sahip Türkiye'nin sözkonusu güç dengesinde hakettiği yeri alacağına inancının tam olduğunu' vurguladı. Bir süredir, Türkiye'nin BRIC ülkeleri arasına girmesi fikrini bir hedef olarak
dillendirdiğine dikkati çeken Gül, "Artık memnuniyetle müşahede ediyorum ki, birçok uluslararası stratejist ve siyasi yorumcu da BRIC+T kavramından bahsediyorlar. Muteber siyasi tarih ve iktisat tarihi çalışmaları göstermiştir ki, gelişmiş ülkeleri yakalamak için en az 20-30 yıllık sürekli istikrar ve hızlı ekonomik büyümeye ihtiyaç vardır. Bu itibarla, millet olarak siyasi, ekonomik, demokratik, askeri ve bilimsel alanlarda topyekun ve uzun soluklu bir 'yakalama' ve 'öne geçme' çabasına girmemiz gerektiği
aşikardır. Bu çabaların neticesinde kaydedeceğimiz gelişme, şüphesiz görkemli dış politika başarılarıyla da taçlandırılacaktır" diye konuştu.
"Büyük hedefleri bulunan, büyük bir ülkenin, büyükelçileri olmak, şüphesiz büyük onurun yanında ciddi mesuliyetleri de beraberinde getirmektedir" diyen Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
"Aziz milletimizin haklı özlemlerini gerçekleştirmeniz için Türk Devleti ve Hükümeti olarak sizlere güvenimiz ve desteğimiz mutlak ve muhakkaktır. Dışarıda veya içerde görev yaparken, büyük bir ülkeyi ve asil bir milleti temsil ettiğinizi unutmayınız. Zira etkin diplomasisi, güçlü ekonomisi ve dinamik demokrasisiyle Türkiye hepimizin başını dik tutacak başarıları temsil eden bir ülke haline gelmiştir. Bugün, uluslararası ilişkiler, sadece milli çıkarlar, siyasi, ekonomik ve askeri güçle değil aynı
zamanda kültür, d duyulmaya başlamıştırtarih ve paylaşılan evrensel değerlerle de alakalıdır. Bu nedenle ülkemizde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlerimiz konusunda yapılan her reform yurtdışında görev yapan siz Büyükelçilerimizin elini güçlü kılmaktadır. Pek çok bölge ve ülke için bir ilham kaynağı olarak gösterilen ülkemizin yumuşak gücünün artması bu değerlerin yüceltilmesiyle mümkün olabilecektir."

"YURTDIŞI TEMSİLCİLİKLERİMİZ, BİZİM DIŞ DÜNYAYA AÇILAN DUYU ORGANLARIMIZDIR"
Cumhurbaşkanı Gül, yurtdışındaki temsilciliklerin, Türkiye'nin dış dünyaya açılan duyu organları olduğunu belirterek, "En sağlıklı tespit ve değerlendirmeler ve gerektiğinde en etkili ve kritik müdahaleler sizler vasıtasıyla yerine getirilmektedir. Aynı şekilde temsilciliklerimiz ülkemizin yurtdışındaki aynası vazifesini de icra ederler. Bu nedenle, geleneksel temsil vazifelerine ilave olarak kamu diplomasisi bağlamında büyük sorumluluk üstlenmek durumundasınız. Türkiye'nin layık-ı veçhile bulunduğunuz
ülkede doğru algılanması ve tanınması, ayrıca milli çıkarlarımızın korunması için ev sahibi ülkenin bütün sinir uçlarına dokunmanız gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Yeni diplomasinin aynı zamanda 'yenilikçi ve yaratıcı' olmayı da gerektirdiğine işaret eden Gül, bu bağlamda, büyükelçilerin sonuç alıcı fikirler geliştirmeleri, yeni girişimlere ön ayak olmaları ve uygulanabilir projeler üretmelerinin önem taşıdığını kaydetti. "Sırf siyasi riskler içerdiği gerekçesiyle bu fikir, teşebbüs ve projeleri ortaya koymaktan çekinmeyin" diyen Gül, "Zira sizden gelecek önerilerin karar alma süreci içinde enine boyuna değerlendirildiğini unutmayınız" ifadesini kullandı.
"Büyükelçiliklerimiz ve bağlı konsolosluklarımız, ülkemizin, bulunulan ülkedeki kümülatif hafızasını ve vicdanını temsil ederler. Bu misyonlarımız vatandaşlarımızın ortak evidir" diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"IRKÇILIĞA KARŞI TEYAKKUZDA OLUN"
"Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız sizlerin en kutsal emanetinizdir. Onların maddi, manevi tüm hakları ve onurlarını korumak asli görevlerinizin başında gelmektedir. Vatandaşlarımıza azami hizmet en temel önceliğiniz olmalıdır. Her kesimden tüm vatandaşlarımızı eşit bir şekilde şefkatle kucaklayın ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında hiçbir ayırım yapmayın. Büyükelçilik binasını ve Rezidansınızı mümkün olduğu kadar herkese açık tutunuz. Vatandaşlarımızın içinde yaşadıkları topluma milli
değerlerini koruyarak dahil olmaları için elinizden gelen tüm gayreti gösteriniz. Özellikle Avrupa'da yükselen ırkçılık ve yabancı düşmanlığı karşısında teyakkuzda olunuz. Meselenin tüm boyutlarını akılda tutarak ve sağduyuyla yaklaşarak sorunun çözümüne katkıda bulununuz. Görev yaptığınız ülkedeki Türk toplumunun gücü, ağırlığı ve etkinliği öncelikle sizin en büyük beşeri sermayeniz, bilahare Türkiye'nin gücüdür. Sonuç olarak dünyaya 360 derecelik bir perspektiften bakan, 20, 50, 100 yıl sonrasını
hesaplamaya çalışan, ufku açık, bilgisi engin, sakin, sağduyulu, girişimci, yenilikçi, netice alıcı, adil, şefkatli, başı dik ve dirayetli diplod duyulmaya başlamıştırmatlar olarak hepinize vazifelerinizde başarılar diliyorum."