Ölümcül Alerjiye 'Immünoterapi'

Kayseri’de yasayan Firat Karatas, kendisi için ölümcül olan ari alerjisine tedaviyi Kayseri Sehir Hastanesi’nde uygulanan immünoterapide buldu. Tedavi ile ilgili bilgiler veren Kayseri Sehir Hastanesi Çocuk Alerji ve Immünoloji Bilim Dali Baskani Doç. Dr. Murat Cansever, “Alerjilerde immünoterapinin yüzde 90-95 oranlarinda koruyuculugu oluyor” dedi.

Ölümcül Alerjiye 'Immünoterapi'
16 yasindaki Firat Karatas, yaklasik 4 yil önce disarida ari sokmasi ile evine geldi. Bir süre sonra ebeveynleri Karatas’in bogazinda sisme ve kizarikliklar meydana geldigini görünce hastaneye götürdü. Ilçeden Kayseri Sehir Hastanesi’ne sevk edilen Firat Karatas, burada ari alerjisi oldugunu ve ölümcül boyuta ulasabilecegini ögrendi. Daha öncesinde yaninda adrenalin siringasi tasiyan Firat, daha konforlu ve saglikli bir yasama kavusmak için Kayseri Sehir Hastanesi’nde hizmete giren immünoterapi yöntemini ögrenerek tedaviyi almaya basladi.

Tedavisinin 5 yil sürecegini söyleyen 16 yasindaki Firat Karatas, “Ben buraya ari alerjisinden dolayi geldim. Ölüm tehlikem var uzun süredir. Toplam 3 kere oldu bu durum. Ilkinde pek bilmiyorduk böyle riskli bir sey oldugunu ve ikincisinde ögrendik. Üçüncüsünde pek zehrini yayamadi. Zaten daha önce de gelmistik ama zehri yayilmadigi için bir sey yapilmadi. Daha sonra alerji oldugunu ögrendik. Ilk ari sokmasinda ölüm tehlikem oldugunu ögrendik. Alerjiden bahsettiler bize ve biz de tedavinin uygulanmasina karar verdik. Tedaviye yeni basladik ve 5 yil boyunca da sürecek. Yani ariya ölümcül bir alerjim oldugunu bildigim için Kayseri Sehir Hastanesi’ne geldim ve bu tedaviyi görüyorum burada” dedi.



“Her an ölüm korkusunu yasamak çok zor”

Oglu her disariya gittiginde ari sokmasi yüzünden yasadiklari ölüm korkusunun çok zor oldugunu söyleyen Baba Ali Karatas, “Oglumu ilk ari soktugunda biz Özvatan ilçesindeydik. Ben sebze yetistiriyorum. Çocuktu daha ve eve geldi annesine ari soktugunu söyledi.

Çocugun bazen bogaz kismi sisiyor, yüzü kizariyordu. Daha sonra Özvatan’dan Kayseri’ye sevk ettiler ve biz alerjisi oldugunu öyle ögrendik. Daha sonra igne verdiler, ari soktugunda igneyi vurmazsa ölebilir. Daha sonra bir ari daha soktu yine zor yetistirdik hastaneye. Üçüncüsünde de ari sokmus ama etki yapmadi degil. Orada ignenin yarisi vardi o kurtardi. Su an biz de bunu arastiriyoruz ve 2 senedir hep bir yerlere gittik. Böyle bir tedavi bulamadik. Buraya kontrole gelip gidiyorduk ve en son doktor bunun tedavisinin var oldugunu söyledi.

Öyle basladik, ikinci haftamiz. Bu tedavi bir süre haftada bir yapilacak ve 5 yil görülecek. Ondan sonra da ayda bir görülecek ve tedavinin sonunda da ari tamamen etki yapmayacak. Allah kimsenin basina vermesin, oglumun boyu benden uzun ama ben bir yere gittigi zaman korkuyorum. Zor bir durum. Bir insan ölür bir kere acisini yasarsiniz ama bir insan hep ölecekmis gibi düsünmeniz daha agir. Çok zor ve her dakika yasiyoruz bunu. Disari gidiyor arkadaslariyla oynamaya “Ya ari sokarsa” hissini yasatiyor. Bu tedaviden dolayi çok mutluyum. Bunu devlet karsilamasaydi biz de karsilayamiyorduk. Bunun bir ignesi 10 bin TL’ymis, imkansiz bir sey 5 yil boyunca alabilmem. Hesaplasak 1-2 milyona mal oluyor ama devletimizden Allah razi olsun” ifadelerini kullandi.

Immünoterapinin alerjik maddenin minik dozlar halinde hastaya verilerek duyarsizlastirma yöntemi oldugunu söyleyen Kayseri Sehir Hastanesi Çocuk Alerji ve Immünoloji Bilim Dali Baskani Doç. Dr. Murat Cansever, “Böcek alerjileri sinifina giren ari alerjileri, özellikle anafilaksi dedigimiz ölümcül alerjik reaksiyon gelistirmesi durumunda ölüm de dahil olmak üzere çok vahim sonuçlar dogurabilir. Bu hastalarda bal arisi veya yaban arisi, esek arisi alerjileri gelisebiliyor. Hastamizda da bal arisi alerjisi vardi ve bal arisi sokmasi sonrasinda çok ciddi hayati alerjik reaksiyon gelistirmis ancak ciddi müdahalelerle hayata tekrar döndürülebilmisti. Bunun bir tedavisi olarak Immünoterapi var. Immünoterapi, alerjik oldugu bir maddeyi çocuga minik dozlarda vererek belli bir süre sonra duyarsiz hale getirmek demektir. Bunu ari alerjilerinde, polen alerjilerinde ve kedi alerjileri gibi inhalen alerjenlerde de yapabiliyoruz. Onlarda daha çok anafilaksi degil de bal arisi ya da esek arisinda anafilaksi riski oldugu için bu çocuklarin ömür boyu bu riski tasimamalari ve hayatlarini daha konforlu, güvenli kilmak adina bu tedaviyi uyguluyoruz. Bu tedavi hem maddi anlamda hem de yönetim anlaminda gerçekten çok külfetli bir tedavi. Bu çocuklar idame dedigimiz sürece geçmeden önce bir baslangiç semasi var. O süreçte yaklasik 8-9 hafta ve buraya gelip haftalik doz aliyorlar. Belli bir doza ulastiktan sonra da ayda bir olmak üzere yaklasik 4-5 yil bize geliyorlar” dedi.

Cansever, tedavinin koruyuculugunun yüzde 95 oranlarinda oldugunu söyleyerek, “Bunun koruyuculugu bilimsel olarak son verilere göre tedavinin bitiminde yüzde 90-95 gibi koruyuculugu olabiliyor ama eskisinden çok daha konforlu bir yasantisi olacagi kesin oluyor. Maalesef ki bunun tek tedavisi yani en azindan ölümden kurtaracak tek tedavisi bu. Buna ragmen ari sokmasinda basina bir sey gelebilir mi dersek gelebilir. Çünkü bu tedavinin etkinligini almasi en az 1 yil sürecektir. Tedaviye baslar baslamaz hemen koruyuculuk gelismiyor. Haftalarla birlikte vücut ona alistikça gelisiyor. Sürecin bütünlügü ile bakildigi zaman çok konforlu bir saglik haline dönüsecek çocuk için. Esek arilari da çok fazla var dogada, piknik alanlarinda. Biliyorsunuz ki arilar renkli, göze parlak gelen renkleri çok severler. O tarz kiyafet giyen çocuklara ulasirlar” ifadelerini kullandi.

Hastalarin yaninda adrenalin asilarini mutlaka tasimalari gerektigini söyleyen Cansever, sözlerine su sekilde devam etti:

“Son olarak ari alerjisi olan çocuklar için ne öneriyoruz dersek de; böyle bir tedaviye baslama yasinin altinda olan bir çocuk varsa ve ailede öykü varsa, bu çocuklar da arilarin oldugu alanlara giderken pantolonu çorabin içine koyma gibi, kollarini kisa tutmama gibi, parlak renkte arilari cezbedecek renkleri giymeme gibi tedbirleri öneriyoruz. Özellikle dogada bir seyi yerken mutlaka üzerini kontrol etmek ve üzerinde ari var mi yok mu kontrol ederek yemelerini öneriyoruz. Bu çocuklari oraya giderken ari alerjileri varsa ki mümkünse degil kesinlikle öneriyoruz yanlarinda hayat kurtaran adrenalin enjektörlerini tasimalari ve bunu kendilerinin yapabilmeleri eger yapacak biri yoksa da ebeveynlerinin bunun egitimini almis olmasi ve yaninda tasimasi gerekiyor. Muhtemel ari sokmasinda hastamizda oldugu gibi döküntüler, ciltte kasinti ve kizarikliklarla beraber nefes darligi, kusma, bir anda kendinden geçme bulgulari gelisirse bu agir alerjik reaksiyonun bulgularidir. Bu ari sokmasi da olunca aninda onu bacaginin dis kismindan kas içerisine yaparak çocugun hayatina çok ciddi katkida bulunur ve ilk basamak tedaviyi yapmis olurlar. Bu da çok önemli. Bizim bu vakamizin üzerine bugün benzer bir vakamiz daha geldi. Onun degeri de 100’ün üzerinde çikti ve ona da ayni tedaviyi yazdik. Insallah ilaçlarini temin edince de hastamizin konforlu bir sekilde tedavisini sürdürecegiz. Su bir gerçek ki bu tedavi çok riskli bir tedavi. Alerji uzmani olarak standardin disinda isler yapmak gerekiyor. Bir alerji uzmaninin zaten immünoterapi yapmasi gerekiyor. Biz de bunu klinigimizde baslattigimiz için çok mutluyuz. Insallah hastalarimiz fayda görür. Bunun da katlanarak gidebilecegini görüyorum ben. Ari alerjisi olan hastalarimizin artik devletimiz solüsyonlarini sagliyor. Bunlar rapor karsiliginda ödeniyor ve bizler de burada hekimler olarak 3. basamak hastanemizde bunun uygulamasini ve sürecini takip edebiliyoruz.”
Kaynak: İHA