Ishal Olmamak Için Bunlara Dikkat

Özel Ümit Batikent Hastanesi Enfeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmani Dr. Mehmet Ulug, yaz aylarinda ishal olmamak için dikkat edilmesi gerekenleri anlatti.

Ishal Olmamak Için Bunlara Dikkat
Yaz aylarinda susuzlugun artmasi ile birlikte temiz olup olmadigina çok dikkat edilmeden su tüketiminin arttigini ifade eden Dr. Ulug, bu nedenle bagirsak enfeksiyonlarinin daha sik görüldügünü aktardi. Artan sicaklik nedeniyle yiyeceklerin daha çabuk bozulmasinin da enfeksiyonlarin bir diger neden oldugunu belirten Dr. Ulug, sunlari söyledi:

“Yaz aylarinda kirda piknik yapanlar, genellikle yörede bulunan pinar veya çesme sularini içme suyu olarak kullanmayi tercih ederler. Oysa bu sulara insan veya hayvan diskisinin ya da atiklarinin karismis olmasi, suyu kirletir. Bu kir gözle görülen bir sey degildir. Suda bulunan ve bagirsak enfeksiyonlari gibi hastaliklara sebep olan mikroplar gözle görülmez. Içme suyu olarak kullanilmasa bile, kirli su ile yikanmis meyvelere de mikrop bulasir. Özellikle çig olarak ve kabugu soyulmadan yenilen yiyecekler daha çok risk tasir. Bu sulari kullanarak hazirlanan ve içeceklerin içine atilan buz, daha da tehlikelidir.”

Disarida beklediginde zehirli hale gelebilir

Yaz aylarinda yiyeceklerin, pisirilmis olsa bile, mutlaka buzdolabinda saklanmasi gerektigine dikkat çeken Dr. Mehmet Ulug, “Sicakta kalan ve özellikle açikta satilan yiyecekler, üzerlerine konan sineklerin mikrop tasimasi yaninda, mikroplarin proteinli gidalar üzerinde daha kolay üremesi yüzünden adeta ‘zehirli’ hale gelir. Bu durumda ‘yemegin kokmasi’ aslinda o yiyecek üzerinde mikroplarin asiri sekilde çogalmasindan baska bir sey degildir. Sütlü ve mayonezli yiyecekler, et, krema bu açidan oldukça fazla risk tasir.” ifadelerini kullandi.

Yiyecekleri tüketirken bunlara dikkat

Dr. Mehmet Ulug Yaz aylarinda hangi yiyeceklerin tüketimine dikkat edilmesi gerektigini ise söyle açikladi:

“En çok dikkat edilmesi gereken yiyecekler açikta sergilenen, buzdolabinda saklanmayan yiyeceklerdir. Açikta satilan lahmacun, buzdolabinda saklanmayan kiyma, süt, yogurt, kaymak, krema gibi yiyecekler tehlikelidir. Her seyden önce yiyeceklerin taze olmasina, paketlenmis olarak pazarlanan yiyeceklerin üzerindeki son kullanma tarihinin geçmemis olmasina dikkat edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken bir baska nokta da; elektrik kesintileridir. Elektrik kesintisi nedeniyle, sogukta saklanmasi gereken yiyeceklerin bir süre ‘isinmasi’ içlerinde bulunan ve sayica az oldugu için sagliga zarar vermeyecek olan mikroplarin çogalmasina ve hastalik yapmasina yol açacaktir. Özellikle hazir dondurmalarda bu noktaya çok dikkat edilmelidir. Açikta satilan dondurmalar da, mutlaka denetimli ve güvenli kuruluslardan satin alinmalidir.

Ishal kanli ise

Bagirsak enfeksiyonlarinin genelinde en önemli belirtinin ishal oldugun dile getiren Klinik Mikrobiyoloji Uzmani Dr. Mehmet Ulug, “Çünkü bagirsaklar, yiyecek-içeceklerle gelen mikroplari disari atmaya çalisirlar. Bazen ishalden önce, hastalik bulanti ve kusma ile baslar.” seklinde konustu.

Ishalin kanli veya kansiz olabilecegini aktaran Dr. Ulug, konuyu söyle açikladi:

“Eger mikroplar bagirsak duvarini istila etmezse, sadece toksinleri araciligi ile hastaliga sebep olursa, ishal çok sayida, bol ve sulu diskilama seklindedir. Diskida cerahat ve kan yoktur. Ates yüksek degildir. Karin agrisi ya yoktur, ya da hafiftir. Yiyecek-içeceklerle alinan mikroplar barsak duvarini istila etmis ise; kanamaya yol açabilir. Halk arasinda ‘kanli ishal’ diye bilinen dizanteri bunun tipik örnegidir. Diski kanli, cerahatlidir. Genellikle hastanin atesi ve karin agrisi vardir. Diskilama sayisi fazladir ama miktari azdir.”

Sadece su içmek sivi ihtiyacini karsilamaz

Ishal ile birlikte kaybedilen tuzlar ve sivinin yerine konulmamasinin ciddi sorunlara yol açabilecegine dikkat çeken Dr. Mehmet Ulug, “Sivi kaybi, çocuklarda ve yaslilarda daha tehlikelidir. Sivi ve tuz kaybeden hastanin tansiyonu düser, bitkinlesir. Kolera örneginde oldugu gibi, kaybedilen siviyi yerine koymakta yetersiz kalinirsa, böbrek yetmezligi gelisebilir, hasta yasamini yitirebilir.” dedi.

Ishal durumunda öncelikle sivi alimini arttirmak gerektigini belirten Dr. Ulug, “Ishalin tek tedavisi vardir: Kaybedilen siviyi yerine koymak. Ancak kaybedilen sivi sadece sudan ibaret degildir. Su ile birlikte sodyum, potasyum, klor, bikarbonat gibi hayati önemi olan, ‘elektrolit’ dedigimiz tuzlar da kaybedilir. Bu nedenle, sadece su içmek, ishalle kaybedilen sivi ihtiyacini karsilamaz. Içilen sivinin içinde bu elektrolitlerin de olmasi gerekir. Çay ve kahvede bu elektrolitler yoktur ama kolali içecekler hem elektrolit içerdikleri, hem de sekerli olduklari için ishal tedavisinde tavsiye edilebilir. Bulanti ve/veya kusma nedeniyle agiz yolundan sivi alamayan hastalara, vakit geçirilmeden, damar yoluyla serum verilmesi gerektigini ifade eden Dr. Ulug, “Sadece tuzlu veya sadece sekerli olan serumlar, tedavide yetersiz kalir. Verilecek serumlar, tipki agizdan alinanlarda oldugu gibi, yeterince elektrolit ve özellikle bikarbonat içermelidir.” diye konustu.



Ne zaman hastaneye basvurulmalidir?

Ishal tedavisinde kesinlikle ishali kesmeye çalisilmamasi gerektigini belirten Dr. Ulug, sunlari kaydetti:

“Ishal, bir korunma, bagirsaga girmis olan mikroplari oradan uzaklastirma yoludur. Hele kanli ve cerahatli ishal varliginda asla ishal kesici ilaç kullanilmamalidir. Asiri su kaybina yol açan, kan ve cerahat içermeyen bol sulu ishallerde ise; daha fazla su kaybina engel olmak için ishal kesici ilaçlar verilebilir ama bu konuda karari hekim vermelidir. Sivi kaybi agiz yolundan karsilanamiyorsa, hasta bulanti veya kusma, asiri istahsizlik nedeniyle agizdan sivi alamiyorsa mutlaka hastaneye basvurulmasi gerekir.”
Kaynak: İHA