Yozgat'ta Hububata Alternatif Olarak Ekilen Lavanta Üreticinin Gözdesi Oldu

Yozgat’ta arpa, bugday, nohut ve yesil mercimege alternatif olarak 2021 yilinda yurt disindan getirdigi 15 bin lavanta fidesini 8 dönüm alanda toprakla bulusturan Harun Haliloglu, lavanta hasadina basladi.

Yozgat'ta Hububata Alternatif Olarak Ekilen Lavanta Üreticinin Gözdesi Oldu
Yozgat’ta dershanede uzun yillar ögretmenlik yaptiktan sonra tarim faaliyetlerine baslayan Harun Haliloglu, 3 yil önce alternatif ürünlere yöneldi. Daha önce hububat ekimi yapan Haliloglu, yaptigi arastirmalar sonucu Yozgat ikliminde yetisebilen ve katma degeri yüksek olan alternatif ürün lavantaya yöneldi. Lavanta yetistiriciligi konusunda bilgi edinen Haliloglu, yurtdisindan getirttigi 15 bin lavanta fidesini 8 dönüm alanda toprakla bulusturdu. 2 yilin ardindan diktigi lavantalardan verim elde etmeye baslayan Haliloglu, simdi 3. hasadini yaparak elde ettigi lavantalardan yag elde ediyor.

Memleketinde üretimini yaptigi lavantayi ihraç edemeyen Haliloglu, lavantanin sikimini yaptirip yag olarak iç piyasaya sunuyor. Sagliktan sanayiye, kozmetikten sagliga kadar birçok alanda lavantanin katma degerinin yüksek oldugunu belirten Haliloglu, dis pazarin açilip ürünlerin ihraç edilmesini istedi.

“2 bin kilogram ürün elde edecegim”

Bu yil yagislarin az olmasi nedeniyle lavanta üretiminde yüzde 40 civarinda bir kaybin oldugunu aktaran Haliloglu, 8 dönüm alandan 2 bin kilogram verim elde edeceklerini söyledi.

Haliloglu, “2021 yili baharinda lavantalari fideledik. Ilk fidelerimizi yurt disindan getirmistik, simdilerde Türkiye’de yayginlasti. Bu sene dördüncü yil ve üçüncü hasat. Bu seneki hasadimizda önceki yillara nazaran yüzde 40’a yakin fire var. Kis yagislari, özellikle kar yagisi görmedigimizden dolayi su anda lavanta ürünümüzde bir kayip söz konusu. Ama yine de katma degerli ürün üretilmesi açisindan Yozgat için tavsiye edebilecegim bir ürün. Su anda 8 bin metrekarelik bir alan içerisinde yaklasik 15 bin fideyle tarim yapmaya çalisiyoruz. En büyük sorunumuz çikardigimiz yaglarin pazar bulamamasi, pazar bulamadigimiz için de iç piyasada su anda degerlendirmeye çalisiyoruz. Yurt disi kanallarimizin gerek devlet, gerek hükümet yetkililerince ivedi bir sekilde acil bir sekilde açilmasini talep ediyoruz” dedi.



“Lavanta, hububattan daha avantali”

Hububata oranla lavantanin yüzde 50 daha karli bir ürün oldugunu belirten Haliloglu, “Bizim bölgemizde tarlalar genellikle nadasla kullanilir. Bir yil ekilir, bir yil bekler. Ben bu asamada küçük bir hesap yaptigimda buraya bugday, arpa cinsinden bir sey ekmis olsaydim yillik bana getirisi ortalama bin lira civari olacakti. Ama ben simdi burada yagi çikarttigimda eger yaglari gerçek fiyatiyla satabilirsem yaklasik 70-80 bin lira gibi bir rakama ulasabilirim. Bu masraflari düstügümüzde de nereden baksaniz yüzde 50 masrafa gitmis olsa bile yillik 40-50 bin lira bir getirisi olabilir. Bir de her yil bu durum. Bugdayin yaklasik 50 katina ulasabilme ihtimalimiz var. Fakat en büyük sikintimiz az önce söyledigimiz gibi yurt disi kanallarinin açilmasi, yani uluslararasi bir ürün haline gelmesi. Çünkü biz burada turistik bir amaç pesinde degiliz, tamamiyla tibbi lavanta üretiyoruz” seklinde konustu.



“Emek gerektiren bir ürün”

Lavanta üretiminin emek gerektirdigini ve çalisacak herkese bu isi önerebilecegini söyleyen Haliloglu, “Normal sartlarda böyle bir tarladan ürün dönüsü 3 yildan sonra alinir. Ama biz ikinci yilimizda hasada basladik, oldukça memnunuz ama emek istiyor. Yani çalismayi göze alabilecek herkesin yapabilecegi bir ürün. Sulama imkanimiz olmadigi için biz yilda bir defa ürün aliyoruz ama sulamanin oldugu yerlerde iki kez de ürün alinabiliyor” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA