Milli Egitim Bakani Tekin'den Elestirilere Cevap

AK Parti Erzurum Il Baskanligi "Genisletilmis Il Danisma Meclisi Toplantisi" Milli Egitim Bakani Yusuf Tekin ile Ulastirma ve Altyapi Bakani Abdulkadir Uraloglu’nun katilimi ile yapildi.

Milli Egitim Bakani Tekin'den Elestirilere Cevap
Ulastirma ve Altyapi Bakani Abdulkadir Uraloglu, toplantida yaptigi konusmada, “Cumhurbaskanimizin dedigi gibi bizlere Erzurumlu dadaslarin, yol arkadasi ettigi için sükrediyoruz dedik. Gerçekten biz de sizlere mütesekkiriz, sag olasiniz, var olasiniz. Erzurum bize her zaman güç vermis.” diye konustu.

Daha sonra söz alan Milli Egitim Bakani Yusuf Tekin hem kamuoyunda yapilan elestirilere cevap verdi hem de yen “Yeni Maarif Modeli” ile ilgili açiklamalarda bulundu.

“Attigimiz her adimi birlikte istisare ederek konusarak atiyoruz”

Özellikle siyaset mekanizmasi içerisinde uyum ve birlikte çalismanin çok önemli oldugunu, daha önce bakan yardimciligi, müstesarlik gibi görevleri yaparken gördügünü ifade eden Milli Egitim Bakani Yusuf Tekin, “Ildeki siyaset milletvekilleri arasinda, belediye baskani, il baskani arasinda uyumlu olmadigi illerde iller gerçekten kayiplarla karsi karsiya kaliyorlar. Istedikleri seyleri yapamiyorlar. Zaman kaybediyorlar Istenilen yatirimlari, hizmetleri alamiyorlar. Böyle bir sikintiyla karsi karsiya kaliyordu. Ben aslinda ilk bakanliga basladigimda en büyük endiselerimden bir tanesi buydu. Fakat bakanliga basladiktan sonra ilk toplantimizdan itibaren beni aralarinda kabul ettiler. Aralarindaki uyumlu ne kadar güçlü oldugunu gördüm. Attigimiz her adimi birlikte atiyoruz. Attigimiz her adimi birlikte istisare ederek konusarak atiyoruz. Nitekim buradaki toplanti baslamadan önce ögretmen evinde Erzurum’la alakali bir konuda ortak karar almak, ortak bir karar üzerine yürümek üzerine istisaremizi yaptik. Ben bu uyumu saglamamiza vesile olan basta il baskanimiz olmak üzere Büyüksehir Belediye Baskanimiza, milletvekillerimize huzurlarinizda tesekkür ediyorum. Erzurum’daki ögretmenevini bir kere farkli bir statüye kazandirmak lazim. Onu insallah bir aksilik olmazsa büyüksehir belediye baskanimiz da arsa üzerinde üretecegi formülle beraber Erzurum’a üç yüz yatakli yeni bir ögretmenin kazandirmak istiyorum” dedi.

“Istisare kültürü bizim için önemli”

13 yasindan beri siyasetin içinde oldugunu söyleyen Bakan Tekin, “13 yasinda afis asarak baslamistim. Siyasi mücadeleye ondan sonraki her seçim döneminde degisik sekillerde siyasetin içerisinde olacagiz. O tarihlerde bizim yürüttügümüz siyasi mücadeleyi siyaset içinde yürüttügümüz etik mücadeleyi ve liderimize baglilik, ölümüne bagli düzeni yürüttügümüz siyaseti elestirenler görenler bugün saygi göstermek durumunda kaldilar. Çünkü biz bu duygularla bu düsüncelerle ve bu heyecanla iktidara geldik. Iktidari korumamiz da ayni ahlaki ilkelere, ayni heyecana ve ayni motivasyona sahip olmakla olabilir. Fakat önemli bir nokta daha var. Yaptigimiz sey istisareyle uyumla, vicdani muhasebeyle beraber yaptiysak, yola çiktiysak, çiktigimiz yoldan bizi asla kimse döndüremez. Yani kinayanlarin kinamasindan korkmadan üzerinize gelenlerin elestirilerine aldirmadan dogru bildiginiz yolda devam edeceksiniz. Biz de AK kadro olarak bu ülkeye, bu millete hizmet etmek Cumhurbaskanimizin çizdigi çerçevede yürümek için hiçbir kinayicisinin kinamasindan korkmadan yola devam edecek büyük bir aileyiz. Ben bu ailenin bütün fertlerine huzurlarini bir kez daha tesekkür ediyorum. Allah hepsinden razi olsun” diye konustu.

“Bugün beni elestirenler o gün de elestiriyorlardi”

15 Temmuz sürecinin öncesinde Türkiye’de 12-13 yili içerisinde kendisini elestiren kisiler ile bugün yaptigi seylerden dolayi elestirenlerin ayni oldugunu, sürekli kendisini hedef aldigini belirterek, “Çünkü ben diyordum ki, ülkemizin üzerine çöreklenen yurt disindan beslenen fonlanan projesi ve yol haritasi çizilen bir yapi var. Beklenen yurt disindan beslenen, yurt disindan sonlanan, yurt disindan projesi ve yol haritasi çizilen bir hareket var. Bir yapi var. Bu yapi bu ülkenin bagimsizligi, bu ülkenin milli devlet olma vasfiyla problemi var. Bizi birilerinin sömürgesi yapmak isteyen birilerinin arka bahçesi yapmak isteyen bir yapi var. Bu yapiyla mücadele etmemiz gerekir diyordum ben. Bugün beni elestirenler o gün de elestiriyorlardi. Daha bugün buraya gelmeden ben, hafta içerisinde baktim. 17-25 Aralik sürecinden önce dershane kavgasinda, benim yaptiklarimi kimler elestirmis ve hangi dili kullanarak elestirmis diye baktim. Ne tuhaf degil mi? Su an beni elestirenler o günde beni elestirmisler. O gün dogru yolda oldugumuzu sonradan fark ettiler. Bugün de dogru yolda oldugumuzu fark edecekler. Çünkü biz yaptigimiz bütün isleri istisare ile yapiyoruz” dedi.

“Milli egitimde çag atladik”

Bakan Tekin, Cumhurbaskani Erdogan’in önderliginde Türkiye’de her alanda devrim niteliginde isler yapildigini ifade ederek, “Su an Türkiye’de ortaokul düzeyindeki, ortaokul üstü düzeydeki bütün okullarimizda siber optik olanlar var. Normal ag baglantisi olanlar var. Bütün okullarimizda internet baglantisi var. Bütün okullarimizdaki internet baglantisinin faturasini bakanlik olarak biz ödüyoruz. Bakin bu bedava degil. Biz bunun faturasini ödüyoruz Yüz milyonlarca lira internet faturasi ödüyoruz her ay. Yetmedi yaklasik yedi yüz bine yakin dersligimizde akili tahtalar var. Peki bu akilli tahtalarda ne yapiyor çocuklar? Akilli tahtalarla ne yapiyorlar biliyor musunuz? Büyük Türkiye degisik bölgelerindeki ögretmenlerimizin uygulamalarini dünyanin degisik ülkelerindeki iyi uygulamalari bizim bakanliktan olusturdugumuz elektronik içerikleri EBA dedigimiz bir yatirim egitim portali var. O portal üzerinden ögretmenimiz istedigi zaman çocuga görsel film, müzik ya da uygulama biçiminde oradan gösteriyor. Egitim ögretim disi bahsettigim rakami dünyanin hiçbir ülkesinde yok arkadaslar. Anlattigimiz zaman baska ülkelerdeki muadillerimiz bize bu anlamda takdir ediyorlar” dedi.

Fransiz Okullari Meselesi

“Bugünlerde kamuoyunda benimle ilgili sahsim üzerinde çok fazla tartisma var” diyen Bakan Tekin, “Ben sizden daha önce de istemistim. Bizim yapacagimiz seyler muhalefetin birilerinin bazi çevrelerin hosuna gitmeyecek. Ve beni çok elestirecekler. Bana sahip çikacak misiniz diye” diye sordu. Bakan Tekin salondan gelen alkislar üzerine hemserilerine ve teskilat mensuplarina tesekkür etti.

Bakan tekin açiklamasini söyle sürdürdü; “Bunlardan bir tanesi özellikle bugün sabahtan medyada görmüssünüzdür. Saçma sapan bir elestiri var. Ve iki Fransiz okuluyla ilgili, enteresan bir kitle var. Yalan yanlis seyleri uyduruyorlar ve yaziyorlar. Mevzunun aslini burada onu bir açiklamam lazim. Çünkü benim açimdan önemli. Cumhuriyet’le beraber Lozan Anlasmasi’ni imzaladik. Ve Lozan Anlasmasi’nda cumhuriyetimizin kurucu kadrolarimizin altina imza attigi Türkiye’de yabanci okullarimiz var. On iki tane yabanci okul var. Fransiz okullari var. Alman okullari var. Italyan okulu. Bunlara bir Lozan’da davet ettigimiz, hiçbir problem çikartmiyoruz. Onlarla ilgili hiçbir sikintimiz da yok. Fakat enteresan bir biçimde Fransa bu mektuplarda da olmayan sadece müstemleke ülkelerine yakisan sekilde davranarak Türkiye’de iki tane daha okul açmislar. Okul burada söylemeyeyim. Iki tane okul açmislar ve bu okula da açarken de biz buraya Fransizlari alacagiz sadece demis olmalarina ragmen. Su an ögrenci sayisi yüzde doksan oraninda Türk vatandasi. Hangi Türk vatandaslari oldugunu tahmin ediyoruz. Yani Fransiz okulunda çocugunu gönderen Türk vatandasi. Biz çocuklar, bir bizim sistemimizde legal ve on iki yillik zorunlu egitim uygulamakla mükellefiz. Dolayisiyla o çok okula giden bir Türk vatandasi eger bende kaydi yoksa ben o çocugu okullastirmadigim için görevimi yapmiyorum demektir. Ben simdi diyorum çocuklar nerede? Okulda. Hangi okulda? Bizim kaydimizda yok. Nereye gidiyorlar? O iki Fransiz okuluna. Resmi olmadigi için bu çocuklar okullasmamis gözüküyorlar. Simdi diyorum ki Fransizlara büyükelçiye söyledim. Ya bu yaptiginiz dogru degil. Ben müstesarken yazmistim yaziyi. Oyaladilar bizi. Ya evet haklisiniz. Iste okula almiyorlar. Okula müfettis gönderiyoruz. Ögrenci var mi diye bakalim diye almiyorlar. Simdi siz bir denetleyemezsiniz diyorlar Sonra çocuklar mezun oluyorlar, oradan mezun çocuk. Diplomasinin, denkligini bize getiriyor. Yani vatandasla beni karsi karsiya getiriyor. Yetmedi bu çocuklar ayricalikli bir pozisyonda YÖS sinavlarina giriyorlar, yabanci ögrenciler için yaptigimiz yüksek ögretim kurumu sinavlarina giriyorlar. Yani bir kerede adaletsizlik var orada. Simdi diyoruz ki bunlara, gelin konusalim. Iste geliriz, yarin gelecegiz, öbür gün gelecegiz. Iste söyle oldu. Büyükelçiyi davet ettik. Geldi. Ilk firsatta çözecegiz. Ne zaman konustuk bunu Aralik ayinda? Ilk firsatta çözecegiz demesinin üzerinden yedi sekizinci ay geçti. Hala lütfedip bizi muhatap almiyorlar. Ben de diyorum ki ya kardesim bak biz müsterideki sömürge sömürdügünüz ülkeler gibi degiliz. Biz bagimsiz ve milli bir devletiz dolayisiyla bizim literatürümüze göre burada egitim vermek istiyorsaniz bizim sartlarimiza göre hareket edeceksiniz. Gelin bu okullari mesru hale getirelim. Bunun karsiliginda da sizden biz de Fransa’daki Türk vatandaslari için bazi taleplerimiz olacak. Sen benim oradaki vatandaslarimizin taleplerini engelle kafana göre hareket et. Ondan sonra da biz resmi yazi gönderdik. Simdi de büyük köse yazarlarina yazilar yazdiriyorlar. Öyle saçma sapan bir yazi yazmis ki mesela çok büyük bir gazeteci diyor ki ’Milli Egitim Bakani bu okullarda din kültürü dersi veremedigi için okullari kapatiyor’. Ahlaksizlik yapmayin. Gerçekten ahlaksizca bir yalan bu. Simdi su vesileyle ben bagimsiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve uluslararasi hukuku korumak adina sorumlu davranan bir Milli Egitim Bakani olarak bu okullarin biz gerekli adimlari attik. Bizim sartlarimiza gelirlerse hayatlarina devam ederler. Gelmezlerse de pasa gönülleri bilir. Biz de gerekli hukuki prosedürü takip ederiz. Bunu da bu vesileyle paylasmis olayim” diye konustu.

“Yeni maarif modeline yapilan elestiriler”

Yeni maarif modeli ile ilgili olarak yapilan elestirilere de cevap veren Bakan Tekin, “Bunu ekranlarda çokça anlattim. Ne yapmaya çalistik? Yapmaya çalistigimiz sey su arkadaslar. Dünya degisti. Biz çocuklarimiza bundan otuz sene, kirk sene önceki gibi mantikla egitim vermeye devam etmeli miyiz? Yoksa dünyanin sartlarina ayak uydurmak zorunda miyiz? Simdi uluslararasi raporlara bakiyorum. Bizim egitim sistemimizi elestiriyorlar. Neyle elestiriyorlar? Diyorlar ki siz bu çocuklara çok asiri derecede bilgi yüklüyorsunuz hatta sistemleri çok örnek gösterilen birçok bati ülkesiyle kiyaslandiginda onlarin iki kati kadar bizim on iki yillik egitimde çocuklara bilgi yüklüyoruz. Simdi bu pedagojik degil. Bu çocuklarimizin pozisyonlarina aldik Uygun degil. Ben diyorum ki biz bunu azaltalim. Bir bunu söylüyorum. Iki, diyorum ki çocuklarin artik bilgi, çocuklara bilgi yüklemek degil. Dünyada egitim çocuga verdigim bilgiyi çocuk gündelik hayatta kullanabiliyor mu? Kullanamiyor mu Buna bakmamiz lazim. Dünya buna bakiyor. Ben diyorum ki biz de sistemimizi buna göre degistirelim. Programda yaptigimiz degisiklik özü bu. Buna ilave bir sey daha ekledik. Dedik ki bir de bu çocuklarimiz dünyada yayginlasan bir sürü sapkin var. Dünyada çocuklar yoldan çikiyor, aile hayatindan tutun, vatanseverlik, ahlak, merhamet ve benzin bir sürü degerleri çocuklari kaybediyorlar. Ben bu çocuklar bu ülkenin asgari müsterek milli ve manevi degerlerine sahip çiksin sahip çikacak, içinde yetissin istiyorum. O yüzden sisteme bir de vurmayin. Tek tek sana gelip diyorlar ki çocuklarimiz iste söyle yetisiyor. Tamam müfredata koyacagiz, düzeltecegiz. Dolayisiyla bizim müfredat bir. Çagin gereklerine uygun bir, mantikla, teknikle hazirlandi ve çagin gerektigine uygun bir içerikle hazirlandi. Iki yerli ve milli bir bakis açisiyla hazirlandi. Bu degerleri verecek sekilde hazirlaniyor. Simdi Cumhuriyet Halk Partisi mensuplari benimle ilgili ve programla ilgili elestiriler var. Diyorlar ki laiklik ilkesine aykiri. Ben de diyorum ki ben siyaset bilimciyim. Laiklik ilkesine falan aykiri degil. Ama CHP’nin bana dayatmaya çalistigi laiklik tanimiyla bagdasmiyor. Bu dogrudur. Ben söylemler üzerine konusmuyorum. Ben uygulamalar üzerine konusuyorum. CHP’nin laiklikten anladigi sey su. Bin dokuz yüz kirkli yillarda burada annesinden, babasindan dinleyen vardir. Camileri yasaklayan, Kur’an kurslarini yasaklayan kimdir? CHP. Peki neyi yargila yasakladi? Yasakladi. Simdi CHP’li laiklik anlayisiyla benimkinin ayni olmasi mümkün mü? Dolayisiyla ben diyorum ki sizin laiklik anlayisiniz. Baska benim laiklik anlayisim var Bu bir. Iki. Yirmi sekiz Subat’ta basörtülü üniversite ögrencilerinin ikna odalarini alip baslarini açmak için ikna etmeye çalisanlar bunu ne için yapiyorlardi arkadaslar laiklik ilkesi için. Peki onlarin laiklik ilkesiyle benim anladigim laiklik örtüsür mü? Hayir. Dolayisiyla ben anlasamam onlarla.”

Necip Fazil Kisakürek Kültür Merkezi’nde gerçeklestirilen danisma Meclisi toplantisina Milli Egitim Bakani Yusuf Tekin ve Ulastirma ve Altyapi Bakani Abdulkadir Uraloglu’nun yani sira Gida, Tarim ve Hayvancilik Eski Bakani AK Parti Artvin milletvekili Faruk Çelik, AK Parti Erzurum Milletvekilleri Selami Altinok, Fatma Öncü, Mehmet Emin Öz, Abdurrahim Firat, Büyüksehir Belediye Baskani Mehmet Sekmen, Il Baskani Ibrahim Küçükoglu, Ilçe Belediye Baskanlari ve teskilat mensuplari katildi.

Kaynak: İHA