Çorum'da 'Uyusturucu Ile Mücadelede Medyanin Rolü' Paneli

Çorum’da düzenlenen panelde “Uyusturucu ile Mücadelede Medyanin Rolü” masaya yatirildi.

Çorum'da 'Uyusturucu Ile Mücadelede Medyanin Rolü' Paneli
Anadolu Basin Federasyonunun katkilari ve Içisleri Bakanligi Sivil Toplumla Iliskiler Genel Müdürlügünün destekleriyle gerçeklestirilen panelde uyusturucu ile mücadele okul, aile ve medyanin rölünün yani sira sosyal medyada gençleri bekleyen tehlikelere dikkat çekildi. Panelin açilis konusmasini yapan Çorum Belediye Baskani Halil Ibrahim Asgin, uyusturucu ile mücadelenin vatan savunmasi kadar kiymetli, özel ve önemli oldugunu söyledi.

Bagimlilikla mücadelede herkesin rolünün oldugunu belirten Baskan Asgin, “Özellikle gençlerimizin ve çocuklarin bagimli olmamasi, zihninin berrak, kalbinin temiz olmasi bununla birlikte milletimize hizmetkar olmasi da uyusturucu ve benzeri aliskanliklara dücar olmamasi çok önemli. Bagimlilikla mücadele de herkesin bir rolü var. Ailenin yapmasi gerekenler var. Okulda ögretmenlerin yapmasi gerekenler var. En önemlisi medyanin yapmasi gerekenler var. Çünkü medyanin kullandigi dil özendirici de olabilir, önleyici de olabilir. Bu anlamda medyaya büyük rol düsüyor. Bu alanda ilgili birimlerin verdigi mücadele önemli ancak daha da önemlisi caydirmak, özendirmemek, tehlikeye dikkat çekmek ve yavrularimizin korunmasi noktasinda medyaya daha büyük görevler düsüyor” dedi.

Vali Zülkif Dagli ise, uyusturucu ile mücadelenin sadece emniyet ve asayis sorunu olarak algilandigina dikkat çekerek, bunun aslinda bir saglik sorunu oldugunu söyledi.

Uyusturucu ile mücadelede tüm kamu kurumlari, sivil toplum kuruluslari ve medyanin ortak yapacagi çalismalarla sonuç alinabilecegine dikkat çeken Vali Dagli, “Bagimlilikla mücadele konusunda önleyici çalismalar daha önemli. Bagimlilik olustuktan sonra bitirmek veya geri dönüs daha zor. Uyusturucu ile mücadele hepimizin sorunu. Hep birlikte ele almak zorundayiz. Basinin dili çok önemli. Bagimlilikla mücadele çalismalar yapilirken egiticilerin dili de çok önemli. Gençlerimiz bizim gelecegimiz ve onlari iyi korumaliyiz. Onlara iyi argümanlar üretmek zorundayiz. Gençlerimiz ve çocuklarimizin bos zamanlarini iyi degerlendirecegi çalismalar yapmaliyiz. Bu sayede kötü mecralara önlemis oluruz. Aksi taktirde bu alanda bosluk yok. Bu anlamda önleyici çalismalari önemsiyoruz” diye konustu.

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, uyusturucu ile mücadelenin tüm dünyada oldugu gibi ülkemizde de gençleri tehdit eden ciddi bir konu olduguna dikkat çekti. Emniyet ve jandarma teskilatinin son yillarda uyusturucu ile mücadele konusunda çok etkili bir çalisma yürüttügünün altini çizen Acet, bununla ilgili önemli bir mesafe alindigini söyledi.

Madde bagimliliginin sadece bagimliyi ilgilendiren bir konu olmadigini anlatan Acet, bunun aileyi etkileyen bir mesele olduguna isaret etti.

Aksam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarci ise, uyusturucu ile mücadelenin Türkiye’nin beka meselesi oldugunu açikladi.

Bir çocuk zararli bir aliskanliga basladiginda ailelerin panige kapilmamalarini isteyen Pazarci, “Çocukla mücadele etmeyecek. En büyük yanlis panige kapilmak, çocugu suçlamak. Burada yapilmasi gereken öncelikle sorunu gözlemleyip, sebep ve sonuçlarini arastirarak kaynagina ineceksiniz. Uzmanla birlikte bunu önlemenin yollarini arayacaksiniz. Aileler ’Bizim evimize uyusturucu madde girmez, biz sokmayiz’ demesin, herkesin evine girebiliyor” ifadelerini kullandi.

Uyusturucu ile mücadelenin en önemli halkalarindan birisini de aile baglarinin olusturdugunu belirten Pazarci, sunlari kaydetti:

“Aile baglarini güçlendireceksiniz. Madde bagimliligini önleyici en önemli ilaç aile bagliligi. Aile bagliligi güçlü olan çocuklar çok zor madde bagimlisi oluyor. Ancak aile balari zayif olana çocuklar ise maalesef madde bagimlisi oluyor. Uyusturucu ile mücadele sadece gençlerin ve ailenin meselesi degil. Bu Türkiye’nin beka sorunu. En vahimi bir ülke Türkiye’ye yönelik sentetik madde üretiyor. Bedavadan. Çocuklar öyle alisiyorlar. Çok ucuz. Ve bunu Müslüman bir ülke yapiyor. Amaç ne? Bizim gençligimizi kirmak. Böyle ciddi bir saldiri ve tehlike ile karsi karsiyayiz. Güvenlik güçlerimiz etkin bir mücadele ediyor. Bagimlilikla mücadele de en önemli rolü biz oynuyoruz. Ancak gençlerimiz ve çocuklarimizi buna baslatmamamiz lazim. Çocuklarimizi bunlara yaklastirmamamiz lazim. Bu isin çaresi baslamamak, hiç bulasmamak. Insallah bundan sonra görevimizi daha düzgün ve layikiyla yapabiliriz.”

TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik, uyusturucu ile mücadelede okul ve aileye büyük görevler düstügünü vurgulayarak, “En büyük zarari aileler görüyor. Uyusturucu bagimliligi yildirim düsmesi gibi bir sey. Hepimiz yildirim düstügünü görüyoruz. Yildirim düstügü aile ve toplumu yakiyor. Anne, babalara çok büyük görevler düsüyor” dedi.

Her cografyanin kendine özgü problemleri oldugunu kaydeden Atik, “Uyusturucu artik öyle bir noktaya geldi ki her dünyanin her ülkesinde var. Yaklasik 500 milyon uyusturucu bagimlisi oldugu söyleniyor. Konvansiyonel medya ile günümüz medyasi arasinda çok büyük fark var. Gençlerin önemli bir bölümünü de haber programlarini tv kanallarini izlemedigini düsünüyorum. Daha çok sosyal medya ile ilgileniyorlar. Odasinda ya da yaninizda internet kullandiginda ne yaptigini fark edemiyorsunuz. Dolaysiyla medyayi ayirmamiz lazim. Günümüz televizyonlari, gazeteler, dergiler bir tarafa sosyal medya bir tarafa. Sosyal medyayi devletin kendi aygitlari ile denetlemesi mümkün ama buda çok kolay degil. Burada devletin alacagi önlemler kadar ailelere de önemli görevler düsüyor. Ancak bu birazda degerler egitimi ile ilgili. Çocugu nasil egittiniz ile ilgili” seklinde konustu.

Günümüzde çocuk ve aile ayni evde yasarken birbirinden uzak oldugunun altini çizen Atik, “Çocuklar disari çiktiklarinda ya da odalarina geçtiklerinde tamamen yapayalniziz. Dolayisiyla devlete düsen görev kadar, medyaya düsen görev kadar aileye de büyük görev düsüyor. Çocuga cep telefonu verip ne yaparsa yapsin diye bakmaliyiz. Çocuklari desteklememiz, takip etmeliyiz. Uyusturucu ile mücadele ne okul engelleyebilir, ne güvenlik güçleri engelleyebilir. Onlar sadece sahaya dagilmasini engelleyebilir. Çocuklarimizi zararli aliskanliklardan korumak istiyorsak öncelikle çocuklarimizi izlemeliyiz” dedi.

Uyusturucu ile mücadelede gazetecilerin dikkatli olduklarini anlatan Atik, sunlari kaydetti:

“Gazeteci olarak ve meslek örgütleriyle ilgili yaptigimiz çalismalarin basinda su geliyor; onlari ötekilestirmemek. Bunlar da toplumun bir parçasi. Bunlari meczup gibi gösteren haberler, onlari tamamen toplumdan kopartiyor. Biz buna dikkat etmeye çalisiyoruz. Onlari uçurumun kenarindan almak yerine ötekilestirmek toplumu daha iyi etmiyor. Bu anlamda medyaya önemli görev düsüyor. Daha bilinçli bir dil kullanmayi tercih ediyoruz. Onlarin onurunu kiracak haberleri yapmamaya çalisiyoruz. Kamu spotu gibi çekimlerde de onlari flu hale getirerek, sikintili görüntüleri kullaniyoruz. Ancak haber bültenlerinde kullanmiyoruz. Bunu bir özelestiri olarak söylüyorum, medyada bu alanda uyarici yayinlar yapmiyoruz. Dizilerde sayin Cumhurbaskaninin hassasiyeti ve RTÜK nedeniyle alkol ve sigara kullanimi yasak. Ancak sosyal medyada yayinlanan dizilere baktiginizda inanilmaz tesvik edici unsurlar var."

"Medyanin rolü çok büyük, engellemek için medyanin kullandigi dile dikkat etmesi yeterli olmuyor”

Gazeteci Zafer Sahin de, ailelerin çocuklariyla baglarini kesmemeleri ve dijital platformlardan uzak tutmalari için uyarida bulundu. Kendi dönemlerinde gençler ve çocuklarin günümüzdeki tehlikeye açik ve maruz kalmadigini anlatan Sahin, “Bu dönemde gerek geleneksel medya, gerekse sosyal medya üzerinden bagimliligi tesvik edecek gençlere ve çocuklara çok fazla materyal sunuluyor. Dijital platformlar önemli. Sadece uyusturucu degil, aile yapimizi hedef alan LGBT propagandasini artik her dizide görebiliyoruz. Bunu bilinçli yapiyorlar. Anne ve babalar çocuklarimizi özellikle bu dijital platformlardan mahrum birakmak, uzak tutmak zorunda. Devletimiz uyusturucu ve suçla mücadeleyi her zaman yapiyor. Evde kontrolü saglamaliyiz. Çocuklar bizim canimiz, onlarla bagimizi kesmemeliyiz. Sadece çocuklar degil, anne ve babalar da telefon bagimlisi” dedi.

Panele Il Jandarma Komutani Kidemli Albay Naim Çetinkaya, Il Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, Kent Konseyi Baskani Ismail Yagbat ve davetliler katildi.

Kaynak: İHA