Alzheimer Sikligi, 65 Yasindan Sonra Her Bes Yilda Iki Kat Artiyor
Dr. Özlem Önder, demans vakalarinin yüzde 50 ila yüzde 70’ine sebep olan Alzheimer’in görülme riskinin 65 yasindan sonra her bes yilda bir iki kat arttigini söylüyor.

Yakin Dogu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dali Uzmani Dr. Özlem Önder, görülme sikligi her geçen gün artan Alzheimer ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatti. Demans teriminin Latince zihin anlamina gelen “mens” kelimesinin önüne bir olumsuzluk eki getirilmesiyle olusturuldugunu hatirlatan Dr. Özlem Önder, “Demans, edinilmis zihinsel fonksiyonlarin sonradan yitirilmesi anlaminda kullanilmaktadir. Bilinci açik bir kiside günlük yasam aktivitelerini etkileyecek derecede entelektüel ve sosyal yeteneklerde yikima neden olan bir sendrom olarak tanimlanan bu hastaligin en yaygin olani ise Alzheimer’dir” ifadesini kullandi.
Demans vakalarinin yüzde 50 ila yüzde 70’i Alzheimer kaynakli
Alzheimer’in demans vakalarinin yüzde 50 ila 70’inin nedeni oldugunu söyleyen Dr. Önder, Alzheimer’in yayginliginin 65 yas üzeri bireylerde yüzde 3 ile 11; 85 yas üzeri bireylerde ise yüzde 20 ila 47 gibi yüksek oranlara ulastigini söyledi.
Yaslilikta fiziksel ve psikolojik yikima neden olan Alzheimer hastaliginin, hastalik kaynakli ölümler siklik açisindan da dördüncü sirada oldugunu vurgulayan Dr. Özlem Önder, “Yaslanan nüfus arttikça Alzheimer hastaliginin görülme sikligi ve hastaligin olusturdugu yükün de giderek artacagi açiktir” dedi.
“Alzheimer Hastaligi, bilinçte bozulma olmaksizin bellek yikimi ile baslayan birden fazla kognitif alanin bozuldugu, bununla ilintili olarak eski toplumsal ve mesleki islevsellik düzeyine göre anlamli bir gerilemenin görüldügü, seyri açisindan sinsi baslangiçli ve yavas ilerleyici bir klinik tablodur” diyen Dr. Önder, “Alzheimer hastaligi sadece kognitif fonksiyonlari etkileyen bir hastalik degildir, bunun yaninda davranissal sorunlar, günlük yasam aktivitelerinde yetersizlik, motor fonksiyonlarda gerileme, uyku bozuklugu ve otonom sinir sisteminin etkilendigini isaret eden birçok klinigi içermektedir” diye konustu.
Yakin tarihli olaylari ve isimleri unutma Alzheimer’a isaret ediyor olabilir
Alzheimer’in en sik karsilasilan belirtileri arasinda; “Yakin tarihli olaylari ve isimleri unutma, yaptigi isleri tekrar yapma, söyledigi seyleri tekrar söyleme, koydugu esyalari bulamama, alisveris sirasinda eksik alma veya ödeme sirasinda zorlanma, yemek yaparken hatalar yapma, daha önceden kullanabildigi basit bir aleti kullanma sirasinda zorluk yasama, bilinen yollari karistirma nedeniyle kaybolma riski yasama, giysi seçmek, siparis vermek gibi basit kararlari almakta zorlanma” gibi durumlari siralayan Yakin Dogu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dali Uzmani Dr. Özlem Önder, “Ancak arada bir alinabilen yanlis kararlar, aylik bir ödemedeki birkaç günlük gecikme, zaman zaman esya kaybetme veya isim unutma ancak ayni gün içinde hatirlayabilme gibi durumlarda hemen Alzheimer kaygisi yasanmamali ve mutlaka bir nörolog ile görüsülerek gerekli degerlendirme ve yönlendirme alinmalidir” dedi.
Alzheimer’da en önemli risk faktörü yastir
Alzheimer’in en önemli risk faktörünün yas oldugunu vurgulayan Dr. Özlem Önder, “65 yas sonrasi her 5 yilda Alzheimer sikligi iki kat artmaktadir. Genetik faktörler de hastaligin riskini artirmaktadir. Ailede birinci derece yakinda Alzheimer hastaligi öyküsü olmasi yüzde 10 ila 30 oraninda risk artisina isaret eder. Degistirilebilir risk faktörleri olarak bilinen sigara ve alkol kullanimi, hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, serebrovasküler ve miyokard infarktüsü gibi hastaliklarin da Alzheimer’in gelisiminde önemi büyüktür” ifadesini kullandi.
Saglikli beslenme, kötü aliskanliklardan uzak durma, düzenli egzersiz gibi koruyucu faktörlerin erken yaslardan itibaren hayatimiza sokulmasi gibi saglikli yasam rutinlerinin Alzheimer riskini azaltabildigini söyleyen Dr. Özlem Önder, zihinsel aktivitenin de önemine vurgu yapti:
“5 yil ve daha az bir egitime sahip olmak da Alzheimer Hastaligi için bir risk faktörüdür. Bu nedenle egitim seviyesinin artirilmasi ve ‘hayat boyu ögrenme’ kavrami ile egitim ve ögretimin sürekliliginin saglanmasi büyük öneme sahiptir.”
