Tek Tedavi Glütensiz Beslenme Olan Çölyak Hastaliginda 'Glüten Bulasimi Uyarisi'

9 Mayis Dünya Çölyak Günü vesilesiyle açiklamalarda bulunan Prof. Dr. Orhan Kocaman, hastaligin tek tedavisinin glütensiz beslenme oldugunu vurgulayarak hastalarin ‘glüten bulasimi’ noktasinda dikkatli olmalari gerektigini söyledi.

Tek Tedavi Glütensiz Beslenme Olan Çölyak Hastaliginda 'Glüten Bulasimi Uyarisi'
Bugday, arpa ve çavdar gibi tahillarda bulunan glütenden kaçinmak zorunda kalan milyonlarca insani anmak için her yil 9 Mayis ‘Dünya Çölyak Günü’ olarak kutlanir. Çölyak hastaliginin farkindaligini artirmak, hastalarin yasadigi zorluklara dikkat çekmek ve glütensiz bir yasam tarzinin öneminin vurgulandigi bugüne Altinbas Üniversitesi Tip Fakültesi Ögretim Üyesi, Prof. Dr. Orhan Kocaman detayli bilgilendirmelerde ve uyarilarda bulundu. Çölyak hastaliginin özel bir belirtisi olmamasinin teshiste gecikmeye neden olabilecegini söyleyen kocaman ayrica ‘glüten bulasimi’ konusuna da dikkat çekti.

“Özel bir bulgu olmamasi teshiste gecikmeye sebep olabiliyor”

Öncelikli olarak çölyak hastaliginin belirtilerinden ve bulgularindan bahseden Prof. Dr. Orhan Kocaman, hastaligin tipik bir belirti ve bulgu göstermediginden bahsetti. Kocaman, “Hastaliga iliskin özellikli bulgu olmayisi, teshiste gecikmeye neden olur. Hastalarda karin agrisi, demir eksikligi anemisi, siskinlik ve gaz, diskilama düzensizlikleri, karaciger enzim yüksekligi, kemik zayifligi, eklem agrilari, deride döküntüler ve psikiyatrik sikayetler görülebilir. Çocuklarda gelisme geriligi ve ergenlikte gecikme görülebilir” dedi.

“Kesin nedeni bilinmemektedir, genetik yapiya sahiptir”

“Çölyak hastaligi; bugday, yulaf, arpa ve çavdarda bulunan ‘glüten’ proteinine karsi bagisiklik sistemimizin bagirsak duvarinda olusturmus oldugu alerjik bir cevapla kendini gösteren ve ömür boyu devam eden bir hastaliktir” diyerek tanimlamada bulunan Prof. Dr. Kocaman, bu durumun ince bagirsagin iç yüzeyindeki villus adi verilen küçük parmak benzeri yapilarin hasar görmesine ve emilimin bozulmasina neden oldugunu söyledi.

Hastaligin kesin nedeni olmamakla genetik yapiya sahip oldugunun da altini çizen Kocaman, “Çölyak hastaliginin kesin nedeni bilinmemektedir. Bazi hastalar, çölyak hastaligi gelistirme riski tasiyan genetik yapiya sahiptirler. Glutenle temas etmeleri durumunda bagisiklik sistemi, ince bagirsakta hasara neden olabilecek bir tepki verir” dedi.

Klasik, siradisi, gizli ve tedaviye dirençli çesitleri var

Hastaligin birden fazla çesidi oldugunu da aktaran Altinbas Üniversitesinden Kocaman, “Çölyak hastaliginin farkli klinik tipleri mevcuttur: ‘Klasik’ olan tipte, ishal, karin agrisi, siskinlik, kilo kaybi ve demir eksikligi gibi sikâyet ve bulgular mevcuttur. Bazi hastalarda bu klasik bulgular yoktur. ‘Sira disi’ olan tipte, tipik olan bulgular bulunmaz. Bu grupta, dermatitis herpetiformis gibi cilt problemleri, bas agrisi, denge bozuklugu, uyusma gibi sinir sistemi ile ilgili sikayetler ve kemik zayifligi görülebilir. ‘Gizli’ olan tipte ise, hastanin endoskopisi ve ince bagirsak biyopsisi normal, kan testleri ise pozitiftir. Hastada sikâyet bulunmaz. ‘Tedaviye dirençli’ olan tipte ise glutensiz beslenmeye ragmen hastalikta iyilesme olmaz. Bu hasta grubunda lenf sistemine ait bir kanser olan lenfoma gelisebilir” seklinde konusarak çesitleri ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

Çölyak süphesi olan hastalarda taniya ulasmak için bir takim testlerden faydalandiklarini ifade eden Kocaman sözlerine söyle devam etti:

“Kan testleri ilk basamagi olusturur. Anti-transglutaminaz antikoru ve anti-endomysium antikoru gibi antikorlar, çölyak hastaliginin varligini gösterebilir. Kan testleri pozitif çikarsa veya belirtiler tipikse endoskopi esliginde ince bagirsak biyopsisi yapilir. Biyopsi bulgulari hastalikla uyumlu ise çölyak hastaligi tanisi konabilir. Bazi durumlarda, kan testleri ve ince bagirsak biyopsisi net sonuçlar vermezse glutensiz beslenme denemesi yapilabilir. Hasta, gluten içeren yiyecekleri diyetinden çikarir ve sikayetlerin geçip geçmedigi kontrol edilebilir. Bu süreç çölyak hastaliginin teshisinde kullanilabilir.”

“Beslenme tamamen glütensiz olmali, glütensiz ürünlerin bulasindan kaçinilmali”

Hastaligin tek ve etkili tedavisinin glütensiz beslenme oldugunun altini çizen Kocaman, “Çölyak hastalarinin günlük diyetleri tamamen glutensiz olmalidir. Meyve, sebze, kirmizi/beyaz et, süt ve süt ürünleri gibi gluten içermeyen gidalar ile misir ve pirinç gibi gluten içermeyen alternatif tahil içeren besinler tüketilmelidir. Ayrica, çölyak hastalarinin dikkatli olmalari gereken bir diger husus, glutensiz ürünlerin bulasindan kaçinmaktir. Özellikle hazir gidalarda ve restoranlarda, gluten içeren ürünlerle temas riski vardir” dedi.

Hazir gidalara özellikle dikkat edilmeli

Beslenmeye ek olarak nelere dikkat edilmesi gerektigi konusunda da uyarilarda bulunan Kocaman, “Çölyak hastalarinin glütensiz beslenmenin yani sira dikkat etmeleri gereken birkaç önemli husus vardir: Günlük hayatta, glüten bulasinin engellenmesi için glütensiz ürünleri satin alinirken yiyecek etiketleri dikkatlice okunmalidir. Glüten içeren malzemelerin farkli isimler altinda listelenebilecegi unutulmamalidir. Disarda yemek yendiginde, glütensiz seçeneklerin sunuldugu yerler tercih edilmelidir. Çölyak hastalarinin glütensiz beslenme planlari dengeli bir sekilde olusturulmali ve gerekli olan tüm besinlerin alinmasi saglanmalidir. Bu, çesitli meyve, sebze, protein kaynaklari ve saglikli yaglari içeren bir diyeti içerebilir. Çölyak hastalarinin düzenli takipleri bir gastroenterolog ve beslenme uzmani tarafindan yapilmalidir. Bu sekilde yapilan bir takip programi, beslenme planlarinin uygunlugunun degerlendirilmesini ve muhtemel beslenme eksikliklerinin erken tespit edilmesini saglar” seklinde konustu.

“Çölyak hastalarinda lenfoma gibi belirli kanser türlerinin gelisme riski artabilir”

Çölyak hastaligina sahip olan bireylerde gelisebilecek hastaliklar hakkinda da bilgilendirmelerde bulunan Kocaman, “Çölyak hastaligina bazi hastaliklar eslik edebilir veya hastalik sürecinde ek bazi hastaliklar ortaya çikabilir. Tip 1 diyabet, otoimmün tiroid hastaliklari (Hashimoto tiroiditi veya Graves hastaligi), romatoid artrit ve lupus gibi hastaliklar çölyak hastalarinda daha sik görülebilir. Çölyak hastalarindaki kalsiyum emilim bozuklugu kemik yogunlugu kaybina ve osteoporoz riskinin artmasina yol açabilir. Demir, folik asit ve B12 gibi önemli besin maddelerinin emilim bozukluguna bagli anemi ortaya çikabilir. Ciltte kasintili kirmizi kabarciklar ve döküntüler görülebilir. Çölyak hastalarinda lenfoma gibi belirli kanser türlerinin gelisme riski artabilir. Bununla birlikte, düzenli tibbi takip ve uygun beslenme ile bu risk azaltilabilir. Kadinlarda kisirlik veya düsük dogum agirligi gibi problemler görülebilir. Migren, uyusma ve nöbet gibi nörolojik problemler tabloya eslik edebilir” dedi.

Ciltte kasinti ve yanma, cilt kurulugu veya pullanma

Son olarak hastaligin cilt yapisini da etkilediginden dolayi belirtilerini aktaran Prof. Dr. Orhan Kocaman, “Çölyak hastaliginin cilt belirtileri, özellikle dermatitis herpetiformis olarak adlandirilan belirli bir cilt bozuklugu ile iliskilidir. Dermatit herpetiformis, çölyak hastalarinin yüzde 10 ila yüzde 20’sinde görülen kronik ve kasintili bir cilt döküntüsüdür. Bununla birlikte, çölyak hastaliginda diger cilt belirtileri de bulunabilir: Ciltte kasinti ve yanma, cilt kurulugu veya pullanma, egzama, sedef veya ürtiker gibi cilt rahatsizliklari çölyak hastalarinda daha sik görülebilir” diyerek sözlerini sonlandirdi.
Kaynak: İHA