Muslu Ögrenciler Okullarinin Duvarlarini Sanat Eserine Dönüstürdüler
Mus’ta ögrenciler, okullarinin duvarlarini yaptiklari resimlerle adeta birer sanat eserine dönüstürdüler. 40 metre uzunlugundaki ve 5 metre yüksekligindeki okul duvarina Mus’u temsil eden figürler yapildi.

Sultan Alparslan, Mus lalesi, Telli Turna, çiris otu, dag muzu ve Tarihi Murat Köprüsü gibi semboller, ögrencilerin firçalarindan davarlara islendi.
Ögrencilerin yaptigi bu çalisma, hayallerini sanata dönüstürmenin yani sira topluma da bir mesaj verirken kültürel mirasin korunmasi ve sahip çikilmasi gerekliligi vurgulandi.
Okul Müdürü Abdülkerim Özçelik, gazetecilere yaptigi açiklamada, 25 ögrencinin 40 metre uzunlugu ve 5 metre yüksekligi bulunan okul duvarina yöresel figür çizerek kültürel mirasa dikkat çektiklerini belirterek, “Okul olarak Mus’un tarihi ve turistik yerlerin devamliligini saglamak ve kalici hale getirmek amacindayiz. Diger taraftan resim bölümü ögrencilerimizin tecrübelerini artirmak daha çok deneyim sahibi olmak ve kendi alanlarinda isleri yürütmek adina önemli bir çalismadir” dedi.
Resim Ögretmeni Yahya Yazi, "Burada ögrencilerimizle beraber ortalama 5 metre yüksekliginde, 40 metre uzunlugunda bir duvar tasarimi, duvar çalismasi yaptik. Bu duvar çalismasinda Mus ilimizde genel olarak çokça konusulan, sosyal medyada halkin genel olarak çokça konustugu imgeler yer aliyor. 1071 yilinda Anadolu’nun kapisini Türkiye’ye açan Sultan Alparslan’in imgesi var. Onun disinda Murat Nehri üzerinde bulunan Tarih Murat Köprüsü imgesi bulunuyor. Bunun disinda Nisan ve Mayis aylarinda açan ve sadece 15 günlük ömrü olan lalemiz var. Bunun disinda Anadolu yöresinin türkülerine de konuk olan telli turnamiz var, toy kusumuz var. Bunun disinda Ilkbahar’da buradaki yöre insanlarinin geçim kaynagi olan kenger, kerenk, çiris otunun imgelerine yer verdik. Ögrencilerin her yil yaptigi sosyal sorumluluk projesi adi altinda yapildi. Daha önce de bu ögrenciler baska okullarda da benzer çalismalar yaptilar. O okulun beklentileri üzerindeydi tasarimlarimiz. Bu ise tamamen farkli bir tasarim olarak ögrenciler duvarda görsellestirdi” seklinde konustu.
Resmin bir tutku ve bir sanat oldugunu belirten 12. sinif ögrencisi Naziren Bozkurt, “Burada bu duvar resmin çalisirken daha önce de hani içerisinde yasadigim ilde çokça hepimizin bildigi, sembolik olarak gösterilen seyleri çalistik. Resim bir tutkudur, bir sanattir. Ayni zamanda psikolojik baskidan kurtulmak için bir terapi gibi bir seydir. Resmi okudugum için çok sansli hissediyorum kendimi. Bu duvara basladigimiz zaman duvar çok harabe haldeydi. Hani öncelikle sey yaptik, biz burayi farkli bir sekilde yaklastik. Yapamayacagimizi düsündük. Hocalarimiz, müdürümüz bize çok destek oldular. Öncelikle sivaladik. Ögrenciler, bu duvarin çatlayan yerlerini sivaladik. Onlari görünce bize tabii ki desarj olduk. Onlarla beraber biz de çalismaya basladik. Motive olduk onlarin sayesinde. Hocalarimizin bize destegi çok fazlaydi. Öncelikle zorlandik, bitiremeyecegimizi düsündük. Çünkü duvar hem yüksek, sartlar da kisitli. Okuldan sira getirip yüksek dizerek biz bu çalismayi bitirmeye çalistik. Sonucunda güzel bir sey ortaya çikti, hayallerimiz. Ayni zamanda sadece bu degil. Biz sanati hem yasiyoruz, hem yansitiyoruz. Bu sene 12. sinif olarak son senem. Üniversiteyi kazanmak istiyorum. Frida Kahlo gibi kendine özgüveni olan kadinlar sanatçi olabilir diye düsünüyorum. Ben de onun yolundan ilerliyorum. Sanatçi olmak istiyorum. Iyi bir üniversiteye gidip Istanbul gibi bir yerde okumayi ben de çok isterim” seklinde konustu.
