(Özel) Anneden Ogluna En Güzel Bayram Hediyesi

Bursa’da ikamet eden Akin ailesinin organ yetmezligi sebebiyle yasadiklari üzüntüler geride kaldi. 12 yil önce tedavilere cevap vermeyince kadavradan nakil olarak sagligina kavusan Haluk Akin, üniversite son siniftaki oglunun böbrek yetmezligi sorunuyla karsi karsiya kaldi. Babasinin yasadigi böbrek yetmezligi sebebiyle üzerine titredigi Yusuf, 7 yasina kadar bütün kontrolleri basariyla geçti. Saglik sorunu olmadigi düsünülen Yusuf, 18 yasina geldiginde ise çok genç yasta hipertansiyon hastasi oldugunu ögrendi. Yapilan incelemelerin ardindan böbrek yetmezligi de tespit edilen Yusuf, yaklasik 3,5 yil tedavi gördü. Tedaviye olumlu cevap alamayan Yusuf’un nakil veya diyaliz arasinda karar vermesi gerekiyordu. Oglunun diyalize girmesine gönlü razi olmayan annesi Ayse Akin, böbregini vererek bayrama 3-4 gün kala en güzel bayram hediyesini ona vermis oldu.

"Yüksek tansiyon böbreklerini vurdu"

Üniversite son sinif ögrencisi oldugunu belirten Yusuf Akin, “18 yaslarinda hiçbir sikintim yokken, 3,5 yil önce böyle bir sorunla karsi karsiya kaldik. Bugün annemden bayram hediyesi olarak böbrek naklini gerçeklestirdik. Hipertansiyon sikâyeti ile basvurmustum. 3,5 yillik düzenli takibin arkasindan doktorum, ‘ya diyaliz ya da nakil olmalisin’ dediginde diyalizin uzun vadede sonuçlari göz önüme geldi. Nakil olmamim daha iyi olacagina karar verdik. Daha sonra yapilan incelemelerin ardindan annemden nâkili gerçeklestirdik. Su an her sey çok iyi gidiyor. Annemin bana bugüne kadar aldigi ve verdigi en güzel hediye bu oldu. Benim için paha biçilemez bir sey oldu. Annem sag olsun. Bana hiç düsünmeden böbregini verdi” diye konustu.

Anne oglunun diyalize girmesine razi olmadi

Esinin 12 yil önce kadavradan böbrek nakil oldugunu hatirlatan Ayse Akin, “Tedbir için oglumun takibini sagladik. Ancak bir gün yüksek tansiyonla bu yola girdik. 3,5 yil tedavi gördü. Ancak sonunda ya nakil ya diyaliz dendi. Bizde nakil olmasina karar verdik. 2 Nisan 2024 tarihinde nakil oldu. Organ bagisi konusunda herkesin çok özverili olmasi gerekiyor. Canlidan canliya herkes gönüllü oluyor. Ama kadavradan nakillerin çogalmasi gerekiyor. Bunu en çok yasayanlar biliyor. Bunun içinde bagisçilarin ailesiyle konusmasi gerekiyor. Hayatini kaybetmis bir yakininizin organini bagisla karari hiç kolay degil. Ama vefat eden yakininiz hayattayken organlarimi bagislayin diye vasiyette bulundugu zaman insanlarin karar vermesi daha kolay oluyor” dedi.

Kadavradan bagis ile hayata tutunmus biri oldugunu ifade eden Haluk Akin, “Yillar sonra ayni hastaligi oglum yasadi. Yapilan operasyonla annesinden alinan böbrek ile sagligina kavustu. Annesi ogluma bir can daha verdi. Annesinin organlarinin uymasi ve sikintisiz bunu atlatmamiz bizler için bir bayram hediyesi gibi oldu. Önemli olan ülkemizde kadavradan bagisin artmasidir. Ben 12 senedir saglikli bir sekilde hayatima devam ediyorum. Ben ayrica Bursa Böbrek Hastalari Dernegi Baskanligini da yapmaktayim. Bizde elimizden geldigince, dilimizin döndügünce bunu herkese anlatmamiz gerekiyor. Saglikliyken, bunlarin dile getirilip konusulmasi gerekiyor. Bunlari yaparsak, organ nakillerinin artacagini düsünüyorum. Kimse yakinini düsüncesini bilmedigi için birçok insan nakil beklerken hayatini kaybediyor. Bu sadece böbrek nakli için degil, karaciger, kornea, kalp gibi birçok farkli organ için nakil bekleyen hasta var” seklinde konustu.

Basarili bir operasyonla Yusuf’u sagligina kavusturan Acibadem Bursa Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi’nden Prof. Dr. Bülent Oktay ise, “Böbrek yetmezligi genellikle sessiz seyreden bir rahatsizliktir. Bu aile bu konuda daha evvel bir deneyime sahip oldugu için uzun süre diyalize maruz kalmadan bize basvurdular. Yusuf’un babasina da 12 yil önce ölen bir vatandastan nakil yapmistik. Su an onun durumu da gayet iyi. Annenin çocuguna güzel bir bayram hediyesi olmus oldu. Böyle güzel bir fedakârligi oldu. Suan gayet iyi oldugunu görüyoruz. 2 gün sonra kismetse taburcu olacak” dedi.

"Insanlar hayattayken organ bagisi yaptigini ailesine söylemeli"

Organ yetmezligi aslinda yasami, sonlandiran en önemli sebeplerden biri oldugunu ifade eden Oktay, “Dolayisiyla organ bagisi can kurtaran bir fedakarlik oluyor. Bu isin olmasi gerekeni, vefat eden kisilerden yapilan bagistir. Türkiye bu konuda ne yazik ki ortalamalarin çok altindadir. Bursa bölgesi pandemi dönemine kadar kadavradan nakilde çok iyi bir ivme yakalamisti. Yillik 100’ün üzerinde nakil yapiyoruz. Bunun en az yarisini biz Bursa bölgesi olarak kadavradan gerçeklestiriyorduk. Aslinda Türkiye’nin organ naklinde dünya lideri oldugunu da söyleyebiliriz. Ama liderlik, kaynagi canli vericili olan nakillerde. Ancak bizim istegimiz, kadavradan nakil olmasi. Toprakta çürüyecek olan organi aliyoruz ve bir kisiye hayat hediye etmis oluyoruz. Böylece canli vericiye ihtiyaç kalmayacak. Kaynaklara baktigimizda karaciger ve böbrekte açik ara milyon basina düsen nakil açisindan Türkiye hep birinci sirasinda. Kadavradan nakil alaninda bilgi ve birikimimizin yüksek oldugu anlamina geliyor. Ancak kadavradan bagis yeterli olmadigi için bu tecrübeyi yeteri kadar kullanamamis da oluyoruz. Fakat ben halkimizin pandemiyle gelen bu çekingenligi atarak, daha çok sayida kadavra bagisi yapacagina inaniyorum. Kisilerin ölen yakinlarinin organlarini bagislama konusunda biraz daha hassas davranmalilar. Çünkü canli bagisin bu kadar yogun oldugu bir ülkede, aslinda kadavradan bagisa da hiçbir engel olmamali diye düsünmüyorum. Buradaki önemli nokta, yakinlarini kaybeden kisilerin, yakinlari hayattayken organ bagisi konusunda ne düsündügünü bilemiyor olmalari. Onun adina karar vermede sikinti yasiyorlar. Bagisçilar hayattayken ailesinin yaninda fikirlerini söylemeliler. Böylece hayatini kaybettiginde, yakinlarin organ bagisi için daha kolay karar verilebilir. Aksi durumda insanlar yakinlari adina bir vicdan problemi yasiyorlar bu da kadavradan nakil oranini düsürüyor” seklinde konustu.