Meme Kanseri Hastalarinda Depresyona Dikkat
Gazi Üniversitesi Tip Fakültesi Tibbi Onkoloji Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ugur Coskun, "Meme kanseri hastalarindaki depresyon ve anksiyete tedavi uyumu, hayat kalitesi basta olmak üzere hastalikta bir olumsuz etkiye yol açabilir” dedi.
Gazi Üniversitesi Tip Fakültesi Tibbi Onkoloji Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ugur Coskun meme kanserinin tedavisinde hastanin psikolojik durumunun çok önemli oldugunu, tedavi sürecinde hastalarin depresyona dikkat etmeleri gerektigini söyledi.
Coskun, bu süreçte erken teshis ile hem ilaç hem de psikoterapinin olumsuz durumun önüne geçilebilecegine dikkat çekti.
“Uygulanan tedavilerdeki zorluklar birçok hastada basta depresyon olmak üzere psikolojik sorunlara yol açmaktadir”
Meme kanserinin kadinlarda en sik görülen kanserlerin basinda geldigini hatirlatan Coskun, “Yaklasik her 8 kadindan birinde hayati boyunca meme kanseri gelistigini söyleyebiliriz. Günümüzde gerek daha sik erken tani gerekse gelisen tedavi yöntemleri ile birçok meme kanseri hastasinin tamamen iyilesmesi mümkün olmaktadir. Fakat kanserin korkutucu adi ve uygulanan tedavilerdeki zorluklar birçok hastada basta depresyon olmak üzere psikolojik sorunlara yol açmaktadir. Bazi çalismalarda yüzde 40’lara varan depresyon oranlari bildirilmistir. Birkaç gün önce European Psychiatric Association Kongresinde depresyon tanisi alan meme kanseri hastalarinda hastalik seyrinin daha olumsuz olduguna yönelik bir çalisma sunuldu. Starostin ve arkadaslari tarafindan sunulan çalismada evre 1,2,3 erken evre meme kanserli hastalarda depresyon tanisi olanlarda meme kanserine bagli ölüm oraninin 2-2,5 kat daha fazla oldugu gösterildi” ifadelerini kullandi.
“Hayat kalitesi basta olmak üzere hastalikta bir olumsuz etkiye yol açabilir”
Süreç içerisinde hastanin psikolojisinin önemli oldugunu belirten Coskun, “Hastalarda devam eden depresyonun erken evre hastalarda meme kanseri seyrini olumsuz etkileyebilecegi iddia edildi. Meme kanseri hastalarindaki depresyon ve anksiyete tedavi uyumu, hayat kalitesi basta olmak üzere hastalikta bir olumsuz etkiye yol açabilir. Bu nedenle her meme kanseri hastasinin ilk teshisten itibaren psikolojik açidan degerlendirilmesi son derece önemli. Erken teshis ile hem ilaç hem de psikoterapi ile yukarida bahsi geçen olumsuz durumun önüne geçilmesi mümkün olabilecektir” dedi.
Kaynak: İHA
Coskun, bu süreçte erken teshis ile hem ilaç hem de psikoterapinin olumsuz durumun önüne geçilebilecegine dikkat çekti.
“Uygulanan tedavilerdeki zorluklar birçok hastada basta depresyon olmak üzere psikolojik sorunlara yol açmaktadir”
Meme kanserinin kadinlarda en sik görülen kanserlerin basinda geldigini hatirlatan Coskun, “Yaklasik her 8 kadindan birinde hayati boyunca meme kanseri gelistigini söyleyebiliriz. Günümüzde gerek daha sik erken tani gerekse gelisen tedavi yöntemleri ile birçok meme kanseri hastasinin tamamen iyilesmesi mümkün olmaktadir. Fakat kanserin korkutucu adi ve uygulanan tedavilerdeki zorluklar birçok hastada basta depresyon olmak üzere psikolojik sorunlara yol açmaktadir. Bazi çalismalarda yüzde 40’lara varan depresyon oranlari bildirilmistir. Birkaç gün önce European Psychiatric Association Kongresinde depresyon tanisi alan meme kanseri hastalarinda hastalik seyrinin daha olumsuz olduguna yönelik bir çalisma sunuldu. Starostin ve arkadaslari tarafindan sunulan çalismada evre 1,2,3 erken evre meme kanserli hastalarda depresyon tanisi olanlarda meme kanserine bagli ölüm oraninin 2-2,5 kat daha fazla oldugu gösterildi” ifadelerini kullandi.
“Hayat kalitesi basta olmak üzere hastalikta bir olumsuz etkiye yol açabilir”
Süreç içerisinde hastanin psikolojisinin önemli oldugunu belirten Coskun, “Hastalarda devam eden depresyonun erken evre hastalarda meme kanseri seyrini olumsuz etkileyebilecegi iddia edildi. Meme kanseri hastalarindaki depresyon ve anksiyete tedavi uyumu, hayat kalitesi basta olmak üzere hastalikta bir olumsuz etkiye yol açabilir. Bu nedenle her meme kanseri hastasinin ilk teshisten itibaren psikolojik açidan degerlendirilmesi son derece önemli. Erken teshis ile hem ilaç hem de psikoterapi ile yukarida bahsi geçen olumsuz durumun önüne geçilmesi mümkün olabilecektir” dedi.