TBMM Baskani Kurtulmus Açiklamasi 'Tüm Darbelerin Hepsinde Dis Güçler Olmustur'

Sakarya’da 28 Subat programlari çerçevesinde ‘Darbeler ve Dersler’ programina katilan TBMM Baskani Numan Kurtulmus, "Esasinda hiç lafi egip bükmeden söyleyebiliriz 1960 darbesinin arkasinda da 1971 bir muhtirasinin arkasinda da 12 Eylül darbesinin arkasinda da 28 Subat’in arkasinda da 15 Temmuz’un arkasinda da tüm darbelerin hepsinde dis güçler olmustur. Dis güçler Türkiye’yi durdurmak istemistir. Türkiye demokrasisini çok daha güçlü hale getirelim. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyilinda simdiye kadar bedeli en agir sekilde ödenmis bir demokrasiye sahip bir ülke olarak ikinci asrimizda çok daha güçlü bir ülke olacagiz” dedi.

TBMM Baskani Kurtulmus Açiklamasi 'Tüm Darbelerin Hepsinde Dis Güçler Olmustur'
Sakarya’ya gelen TBMM Baskani Numan Kurtulmus, ilk olarak Sakarya Valiligini ardindan Sakarya Büyüksehir Belediye Baskanligini ziyaret etti. Kurtulmus ardindan Türk demokrasisi tarihinde kara bir leke olarak nitelendirilen 28 Subat günü çerçevesinde Milli Irade Dernegi tarafindan düzenlenen ‘Darbeler ve Dersler’ programina katildi.

Burada konusma gerçeklestiren TBMM Baskani Kurtulmus, “Türkiye geçtigimiz cumhuriyete ve çok partili siyasi hayata geçisimizden bu yana özellikle çok partili siyasi hayatimizda bedeli en agir sekilde ödenmis bir demokrasiye sahip olan bir ülkedir. Sunu açiklikla ifade etmek gerekir ki yeri geldigi zaman Türkiye’ye demokrasi dersi verenlerin unuttugu bir sey var. Türkiye’de yetmis küsur yillik çok partili siyasi hayatimizda çok kere darbelerle karsilasmis, darbe tehditleriyle burun buruna gelmis ve en sonuncusunda 15 Temmuz’da da milletin iradesiyle, milletin inanciyla, milletin gücüyle, darbecilere dersini vererek, darbeler tarihini silerek demokrasiyi tahkim etmis olan bir milletin fertleriyiz. Bundan dolayi bu süreçte yasananlar dolayisiyla bu süreçlerde demokrasiye destek verenleri saygiyla, minnetle, sükranla aniyorum. Rahmetli Menderes’i, rahmetli Özal’i 28 Subat’in o sikintili ve sancili toplantilarinda buram buram terleyerek milletin iradesine sahip çikan rahmetli Erbakan’i ve ben namlusunu millete karsi dogrultmus olan ordunun karsisinda selam durmam diyen rahmetli Yazicioglu’nu minnetle, sükranla aniyorum” dedi.



“Tarih bir turnusol kagidi olarak herkes hakkinda gerekli hükmünü veriyor”

"Öncelikle 28 Subat’i anarken bizim yapmak istedigimiz, asla ve asla kisiler üzerinden söylemek degildir, kisileri yargilamak degildir, tarihi bir hikayeyi anlatmak hiç degildir" ifadelerini kullanan Kurtulmus, "Ben deniz, ailenizle birlikte ve birçok arkadasimizla birlikte o olaylarin hemen tamamini dün gibi hatirlayan birisiyim. O zaman genç bir doçent olarak Istanbul Üniversitesi’nde o olaylari çok yakinen takip etti. Binlerce insani nasil magdur edildigini on binlerce insanin nasil sonu belli olmayan bir gelecege dogru sürüklendigine birebir sahit olduk. Dolayisiyla o günleri çok iyi bilen ve yasamis olan insanlar olarak bizim derdimiz o günlerde yasayanlari yargilamak degil, o günlerde yasayanlari sorgulamak degil ama o günlerde yasananlardan ders alarak ileride böylesi durumlarin yasanmamasi için gayret sarf etmektir. Çünkü tarih bir turnusol kagidi olarak herkes hakkinda gerekli hükmünü veriyor ve bizim bütün bu olaylardan ders çikararak yolumuza devam etmemiz lazim. Öncelikle demokrasinin Türkiye’nin gelecegi için olmazsa olmaz bir mesele oldugunu çok iyi sekilde anlamamiz, kavramamiz gerekiyor. Devlet, millet kaynasmasinin saglanabilmesi için devletin degerleriyle bütünlesik bir kamu yönetiminin sart oldugunu kavramamiz gerekiyor. Bu anlamda 28 Subat’ta yasananlari iyi bir sekilde tahlile ve bundan sonrasi için buradan dersler çikarmamiz gerekiyor. Davalar görüldü, o davalarda bir kismi ceza aldi. Ama sunu biliyoruz ki hiç sasmaz yarginin oldugu günde mahkemelere çikmamis, daha yargilanmamis, ceza almamis olanlarin da millet gönlünde ve zihnimde hükmü verildigi gibi öteki tarafta da mutlaka onlar layik olduklari en agir cezalari göreceklerdir” diye konustu.



“Tarihçilerin medeniyet hilali olarak gördükleri bu cografyanin tam kalbinde olan ülke, Türkiye’dir”

TBMM Baskani Kurtulmus, “Tarihçilerin medeniyet hilali olarak gördükleri bu cografyanin tam kalbinde olan ülke, Türkiye’dir. Onun için Türkiye yalniz birakilamaz, Türkiye tek basina birakilamaz, Türkiye’nin mutlaka bati tarafindan kontrol edilmesi dizayn edilmesi lazim gelir diye bir fikirle hareket ettiler. Esasinda hiç lafi egip bükmeden söyleyebiliriz 1960 darbesinin arkasinda da 1971 bir muhtirasinin arkasinda da 12 Eylül darbesinin arkasinda da 28 Subat’in arkasinda da 15 Temmuz’un arkasinda da hepsinde dis güçler olmustur. Dis güçler Türkiye’yi durdurmak istemistir. Öncelikli olarak doksanlarin basindaki bu gelismeyle birlikte Türkiye çok daha dikkatli bir sekilde izlenen bir ülke haline geldi. Batili beylerin kontrolünün disina çikacak bir Türkiye’nin olusmakta olan yeni dünya dengesinde baslarina bela olacagini hissedenler Türkiye’yi doksanlardan basindan itibaren karistirmaya basladilar. Dönemin muktedir Genelkurmay ikinci baskani Çelik Pirinç’in söyledigi biz demokrasiye balans ayari yaptik diyerek Sincan’in caddelerinden tanklar kariyerler geçirilerek siyasete, filiz siyasete göz dagi verilmeye baslanmistir. Yine bu süre içerisinde unutmayacagimiz önemli olaylardan birisi ise Gölcük’te on iki yüksek rütbeli subayi bir tatbikat yapiyoruz adi altinda aslinda 28 Subat ve sonrasindaki dönemde neler olacaginin isaretlerini ortaya koymalaridir” seklinde konustu.



“28 Subat siyasete müdahaleden daha çok Türkiye sosyolojisine müdahale etmistir”

Postmodern darbeyi anlatan Kurtulmus, “28 Subat’in digerlerinden fark eden bir önemli özelliginin de altini çizmek isteriz. Diger bütün darbelerin en temel etkisi siyaset alanina etkisidir. Yani siyasi sonuçlari olan darbelerdir. 28 Subat siyasete müdahaleden daha çok Türkiye sosyolojisine müdahale etmistir. Nasil? Anadolu insaninin önünü kesmek için onlarin siyaset, toplumsal alandaki görünürlügünü ortadan kaldirmak için harekete geçmistir. Bu darbeyi yapanlar, bu darbenin arkasindaki akil sahipleri bilmiyorlar mi ki? Mesele bir metrelik basörtüsü yani inançlari geregin basini örten insanlarin basörtüsüyle onlarin tasfiye edilmesinden öte o insanlarin akil gördükleri, kiyida gördükleri, bir sey anlamaz zannettikleri o insanlarin çocuklar gelip okuyarak toplumda güçlü bir yer edinmesini önlemek için o yasagi ortaya koydular” ifadelerini kullandi.

“Türkiye demokrasisini çok daha güçlü hale getirelim”

Israil’in Filistin saldirilarina da deginen Kurtulmus, “Türkiye demokrasisini çok daha güçlü hale getirelim. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyilinda simdiye kadar bedeli en agir sekilde ödenmis bir demokrasiye sahip bir ülke olarak ikinci asrimizda çok daha güçlü bir ülke olacagiz. Bugün eger Israil bu bölgede bu kadar pervasiz bir sekilde hareket ediyorsa ve çok sükür Türkiye bunun karsina her bakimdan güçlü bir sekilde çikmayi, durmayi basarabiliyorsa bunda hiç süphesiz demokrasinin güçlü olmasinin büyük rolü vardir. Ama yetmez önümüzdeki dönemde bunlari da söylemek mecburiyetindeyim. Biz bugün bu toplantiya gelirken Israil Gazze’ye de Refah sinirina yardimlar dolayisiyla sikistirdigi gariban, masum Filistinlilerin üzerine yine ates açti ve öyle görünüyor ki yüze yakin Filistinli sehit oldu. Bir dilim ekmek alabilmek için. Tamami sivil, tamami neredeyse kadin çocuk ve yaslilardan olusan bir kitleyi sehit etti. Bütün dünya izliyor 5 aya yakin bir süredir. Israil’in arkasinda olan ülkeler de aynen dünyanin birçok yerinde nasil demokrasiye ayar verdikleri gibi Israil’e destek vererek Orta Dogu’ya da ayar vermek istiyorlar. Dünya siyasetine de ayar vermek istiyorlar. Çok net ifade ediyorum dünya barisinin merkezi, dünya barisinin kapisi Orta Dogu’dur. Ortadogu’da baris olmadan dünyada baris olmaz. Dünya barisinin kapisi ise Filistin davasidir. Filistin davasinin insallah en güzel sekilde ileriye götürülmesi için Türkiye her bakimdan mücadelesine devam edecek. Demokrasi güçlü, milletiyle devleti kaynasmis her bakimdan her alanda dünya oluslariyla rekabet edebilen, mücadele edebilen bir Türkiye ancak Orta Dogu barisinin anahtarini en güzel sekilde açan ülke olur. Onun için diyoruz ki demokrasimizi tahkim edecegiz. Medeniyette, kültürde, bilimde, sanatta, her alanda güçlü olacagiz. Bu anlamda Türkiye etrafimizda ülkelerle normallesme süreci basta olmak üzere dünya siyasetinde çok etkili bir ülke haline getirecegiz ve insallah bir daha bu topraklarda hiç kimse milletin sözünden baska bir söze itibar edemeyecek ve milletin sözünden baska hiçbir söz geçerli olamayacak” dedi.

Kaynak: İHA