Osman Gökçek'ten CHP'yi köşeye sıkıştıran sözler!

AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulunarak, siyaset gündemini yorumladı.

Osman Gökçek'ten CHP'yi köşeye sıkıştıran sözler!
Osman Gökçek'ten CHP'yi köşeye sıkıştıran sözler!
Beyaz TV'de Duygu Çuhadar'ın sunumuyla yayınlanan Sürmanşet programına katılan AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, gündem hakkında önemli açıklamalarda bulunurken; Cumhuriyet Halk Partisi ve CHP'li belediye başkanlarına da tepkilerini dile getirdi. 

İşte Osman Gökçek'in açıklamalarından satır başları...

BAKANLIKLARI, BABALARININ MALLARI GİBİ DAĞITMIŞLAR!

Bakanlıkları babalarının malları gibi dağıtmışlar. Al bu bakanlık 4 tane yeter ki bize gel. Diğerlerinin de haberleri yok. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Böyle bir yönetim tarzı olabilir mi? Burada dürüst davranan, seversiniz sevmezsiniz, %99,9 konularda aksi istikamette düşündüğüm bir kişidir. Fikirlerim uymuyor. Ümit Özdağ burada dürüst bir davranış yapıyor. Bu bakanlıkları bana vereceğini söyledi protokol imzaladık diyor. Yalan söylemiyor ki, doğruyu söylüyor. Onun da kendisine bazı ithamlar yapılıyor. Sen gittin orada hangi pazarlığı yaptın deniliyor. O da kendi partisine merak etmeyin Zafer Partililer ben sizin hakkınızı savundum diyor. İçişleri Bakanlığını aldım, MİT'i aldım diyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı da almış. Bunu istemiş ve almış. Ümit Özdağ bunu istedi diye bunu suçlayamazsınız ki. Ümit Özdağ istemiş, karşı tarafta tamam ben sana bu bakanlıkları veriyorum demiş. Vermeseymiş, kim zorladı onu. Burada düşünmesi gereken sayın Akşener, Saadet Partisi. Geri kalanı çok konuşmuyorum, onlar zaten vekillikleri götürdüler.

'İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, Tarkan'a 23 milyon TL'yi nasıl verdin?'

Bakın pazara gidiyolar. Patatesle soğanla ilgili çalışıyorlar. Sana sorarlar Ya sen bu kadar düşünüyordun bu işleri de 23 milyon TL İzmir Büyükşehir Belediye 23 milyon TL İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tarkan'a nasıl para bu kadar para verdin.

CHP, BİR GECE İÇİN 23 MİLYON 543 BİN TL PARA ÖDEMİŞ!

Paramız yok hükümet bize şu sorunu çıkarıyor deniliyor. Tarkan Bey'e 23. 540.000 para ödenmiş. 23 milyon 540.000 TL. 23 milyon 540.000 TL. Siz emeklinin hakkını falan Allah aşkına konuşmayın Cumhuriyet Halk Partililer. Bir gece için Tarkan'a 23. 540.000 TL para verip bize lütfen emekliler hakkında siz konuşmayın. Emeklilerin hakkını da Sayın Cumhurbaşkanımız çok kısa bir süre içerisinde inşallah verecek. Gülşen'e kaç lira verdiniz. 10. 277.000 TL içinde sahnesi de varmış ama yani sahne ve ışık bedeli dahil. 10.277.000 TL'de Gülşen'e. Nereye gidiyor görüyor musunuz vatandaşın paraları. 23. 540.000 TL Tarkan'a para ödüyorlar. Türkiye'de yoksul vatandaşlarımızın, durumu kötü olan vatandaşlarımızın da hakkını savunduklarını söylüyor CHP'liler. Ya bunu fakire fukaraya dağıtsın sana dua ederlerdi. İzmir'deki vatandaşa dağıtsın sana dua ederlerdi. Yol yapsaydın, köprü yapsaydın sana dua ederdi. Ama sen gittin 23. 540.000 lir kime para verdin, Tarkan'a. Niye? Sosyal medyada sizi savunsun diye. Başka bir nedeni yok. Kendi içlerinde bunu destekliyorlar. Dikkat ediyor musunuz Gülşen ayakta kalsın kendilerini destek için Ekrem İmamoğlu çağırdı, konser verdirdi. Niye Çünkü AK Parti ile arası iyi değil. Kendi camiaları ihsanı gibi görüyorlar, ona destek veriyorlar. Ya arkadaş millet metro bekliyor, park bekliyor. İstanbulluların arabaları, Kemal Sunal'ın filminde şapkası yanarak yürüyen adam gibi her gün İstanbul'da otobüsler yanıyor. Bu konserleri yapacağınıza vatandaşın otobüsüne bakın, yollarına bakın, kanalizasyonuna bakın.

CHP, İZMİR'İ BABASININ ÇİFTLİĞİNE ÇEVİRMİŞ!

Düşünebiliyor musunuz ben milletveikiliyim, benim kardeşim de Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde imar komisyonunda başkan vekili olacak ya Bu ne tez arkadaş ya. Cumhuriyet Halk Partisi nereye dönmüş. Babalarının çiftliğine çevirmişler İzmir'i. Bakın bugün İzmir o kadar kötü bir durumda ki, sadece 2022 yılında konaklama bedeli yani otele verdikleri para 36 milyon TL 2022 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi konaklama parası harcamış. Hep vatandaşın parası gitmiş. Bakın şu anda 2023 yılı ilk 7 ayında harcadıkları konaklama bedeli ne biliyor musunuz Duygu hanım? 22 milyon TL. Eğer böyle giderse geçen seneye de geçecekler. Ahlaklı İzmir Milletvekili Mahir Polat bir çık bunları da bir anlat. Cumhurbaşkanımıza her türlü iftiraya atmayı biliyorsun. İşte bunların zihniyeti budur. Bunlara verin yerel yönetimleri. Yazık günah benim İzmirli kardeşime. Yazık orada ekmek yiyen İzmir'de kendi ideolojisi için belki gidip oy veren Cumhuriyet Halk Partiliye de yazık. Babalarının çiftliğine çevirmişler. Nasıl olsa bundan sonra kim gelirse gelsin sayın Kılıçdaroğlu gidip yabancı birisini de getirip buraya koysa onu seçecekler. Nasıl olsa İzmir'in vatandaşı bunlara her türlü oy vermek zorunda anlayışında. İzmir'i perişan etmişler, rezil etmişler. Onlar kalksınlar bu ahlak sorunları ile ilgili konulara öncelikli olarak cevap versinler diyorum.

Osman Gökçek'ten CHP'yi köşeye sıkıştıran sözler!

'Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2 milyar TL, sadece sokaktaki insanlara borcu var.'
Senin kardeşin bu İmar Komisyon Başkan vekilliğinde bu işin geçmesi için ne kadar mücadele etti? Gaziemir Belediyesi kalkıp da eğer ki kendisi başvurmayıp yani meclise kendisi getirmiş belediye olarak getirmiş, geçirmiş ve İzmir Büyükşehir Belediyesi de onaylamış. Bu belediyede bu alan için rantı vatandaş getirmiş olsaydı % 25'inin Gaziemir Belediyesi % 25'ini İzmir Belediyesi % 25'ini de hazine Bakanlığı alacaktı buradaki rantı. Şimdi bu rantın hepsi tamamı vergisiz şekilde buradaki arazi sahiplerine gitmiş. Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2 milyar TL sadece sokaktaki insanlara borcu var. Bu paraları sadece bakın burada 1,5 milyar liralık bir rant vardı buradan ödemeye kalksa şu anda borcu kalmayacak. Şimdi dürüstlük abidesi, ahlak abidesi olan Mahir Polat'a soruyorum senin bu işlerin içinde parmağın var mı yok mu arkadaş? Çık bir millete anlat. Senin kardeşin bu işin neresinde? İzmir Büyükşehir İmar Komisyonu başkan vekili belediye meclisi de yapmış onu oraya getirmiş, koymuş. Şimdi senin İl Başkanı kankan Heval Savaş Kaya diye İZ beton'un genel müdürü var. O da senin kankan. Şimdi ben sana bundan da bir soru soracağım. İZ betondan alacağını alamayan Heval Savaş Kaya'ya gidip alacağını alamayan, gelip senin sayende alacaklarını alabiliyor mu? Genel müdür bu paraları ödeyemiyor ama sana gelince bu paralar ödeniyormuş, böyle duyduk. Bu bir iddia. Doğru mu değil mi çık açıkla ahlaklı adam. Sen sayın Cumhurbaşkanımız için sabahtan akşama kadar o ahlaksız kelimesini kullanıyorsun ama senin ahlaksızlığınla alakalı sokakta fazlaca iddia var.

'Mahir Polat, 'ahlaksız' arıyorsa önce aynaya bakacak. Çünkü, gerçek ahlaksız kendisidir.'

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat şimdi ahlaksız arıyorsa, öncelikli olarak aynaya bakacak. Çünkü gerçek ahlaksız kendisidir. Bunu özellikle söylemek istiyorum. Türkiye in çoğunluğunun çok ciddi bir oy farkıyla seçilmiş olan, vatandaşın seçmiş olduğu cumhurbaşkanına ahlaksız diyecek olan kişi kesinlikle ahlaksızın ta kendisidir. Bunu öncelikli olarak bilmeleri gerekiyor. Yani siz bu ülkede cumhurbaşkanına ahlaksız diyecek kadar ahlaksız bir kişisiniz. Bunu bir kere bilmeleri lazım. Şimdi ne diyor? Montaj kasetler vesaire şunları bunları konuşuyor. Şimdi soralım soru 1. Muharrem İnce'ye montaj kasetini kim yaptı? Hangi baskıyla geri çekmeye çektiniz Muharrem İnce'yi. Şimdi siz çok ahlaklısın ya. 2- depremzedeler size oy vermedi oy vermeyen depremzedelerin ailelerine kadar küfür edenler Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek verenler çıktı. Hani ahlakınız. Verdiğiniz yardımları oy karşılığı verdiğiniz ortaya çıktı. 3- Sayın Akşener masadan kalktı anneliğinden kadınlığından konuşmak istemiyorum çünkü kendime de yakıştırmıyorum. birçok konuda birçok küfürler etti sizin camianızı tetikçi medyalarınız. Ahlakınız burada mıydı? Şimdi ben Esas Mahir Polat'a başka bir şey soracağım. Ey ahlaklı Mahir Polat İzmir Milletvekili senin kardeşin İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde İmar Komisyon başkan vekili doğru mu ahlaklı bunlar tarafları kendilerine bir köşe etmişler. Bak kardeşini İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyon başkan vekili yapmış kendisini milletvekili yapmış. Sonra ne olmuş? Şimdi İzmir'de bir dedikodu dönüyor Mahir Polat 140 dönümlük bir arazi bir Sanayi Bölgesi arazisi. 0.5 emsalden Gaziemir belediyesi'de 1,5 emsale çıkartılmış. aradaki rant şu anda 1,5 milyar TL civarında. Şimdi ben sana sormak istiyorum bu işlerin içinde parmağın var mı yok mu?

VATANDAŞ MUHALEFETE GÜVENMİYOR!

Anladığım kadarı Bu bir pazarlık organizasyonu değil. Bunu ben demiyorum ben şimdi vatandaşla konuşuyorum, İyi Partililerle konuşuyorum, herkes bunun bir pazarlık olduğunu söylüyor. Ama bu çok çirkin bir şekil değil mi düşünsenize. Sizle pazarlık yaparken midemin bulandığını söylüyorum sizden. Sizin bana sürekli yanlış yaptığınızı söylüyorum. Cesaretsiz olduğunuzu söylüyorum. Sizi çarparım diyorum. Bugün çarparım diye bir ifadesi var. Çarparım diyorum, ertesi gün tekrar bir araya gelip ortaya çıkıp biz ittifak kurduk diyorsunuz. Vatandaşta bu bir güven problemine neden olur. Millet ittifakının temel problemi şuydu. Çok fazla bileşeni olan herkes kendine bir görev peşinde koştuğu işte Cumhuriyet Halk Partisi'nden 39 milletvekilini cukkaladıkları bir durum ortadaydı. Şimdi böyle bir organizasyona vatandaş güvenmiyor. Bakın bugün sokakta ekonomi ile ilgili konuştuğumuz vatandaşın rahatsız olduğu bize dile getirdiği noktalarda konuştukları kelime Yine aynen şöyle, bu işi yine düzeltirse sayın Cumhurbaşkanımızın düzelteceğini inanıyorlar. ekonomik anlamda bir sıkıntılı bir durum var ise bunu yine Cumhurbaşkanımızın yapacağına karşı vatandaşın güveni tam. Ben bunu sokakta yaşıyorum görüyorum. Ben pazar geziyorum, sokak geziyorum. Şimdi bunlar pek sokağa inmiyor. Bunlar 2 aydır tatilde. Şimdi tatilleri bitecek gelecekler meclise. Biraz sonra o konuya da değineceğim ama yani onlar vatandaşın arasında fazla gezmediği için vatandaşın ne dediğini de bilmiyor. Bizim gönlümüz şunu ister, yukarıda tavanda bir ittifak olur olmaz onu biz bilemeyiz onu zamanı gelince görürüz ama tabanda vatandaşlar bir arada iş İnşallah Cumhur ittifakının etrafında İyi Partililer dahil olmak üzere bir ittifak olacağını ben düşünüyorum.
'Kılıçdaroğlu, PKK terör örgütünün bütün unsurlarıyla desteklenmiş olan ve kapalı kapılar arkasında sürekli onları aldatan bir kişi pozisyonunda.'

İşte şimdi beraber teknofesti izledik. Bir teknofesti yapan, haneleri yapan, Türkiye'ye yollar yapan, köprüler yapan, Avrasya tüneli, marmaray, Çanakkale Köprüsü nükleer enerji, doğalgaz, petrol çıkartmak Gabardan sayan bir yönetim şekli PKK terör örgütünün bütün unsurlarıyla desteklenmiş olan Kılıçdaroğlu ve kapalı kapal arkasında sürekli olarak onları aldatan ve bir anlamda onları Eee bu kelimeyi kullanmak istemiyorum aldatan diyeyim aldatan bir kişi pozisyonunda. Şimdi düşünebiliyor musunuz şimdi bunun arasında kalkıp da eğer ki halen burayı seçiyorsa ya kusura bakmayın birisi hatada da bu kadar ısrar ediyorsa bunun bedelini de vatandaş nezdinde ödemeye hazır olması gerekiyor diye düşünüyorum.

AKŞENER'E ETMEDİKLERİ HAKARET KALMADI!

Selcan hanımın bir lafı çok önemli. Bir bayana bir kadına hitap edilmeyecek kadar ağır hakaretleri kendisi söylüyor, bu hakaretleri kime yaptılar? Meral akşener'e yaptılar. Peki bir anneye o Çünkü bir evladı olan bir anne, siyaseti bir kenara bırakalım. Bu kadar ağır küfürbaz lafları söyleyen bir muhalefetle tekrar bir araya gelip Ankara, İstanbul veya diğer seçimler için ittifak yapması olması sizce ne kadar doğru? Yani ben buradan aslında Meral Hanım'a şunu sormak istiyorum sayın Akşener size Bunlar daha ne kadar yamuk yapacak? Şimdi birazdan geleceğiz Ümit Özdağ meselesinde, gördüğünüz bu meselelerde, yemediğiniz hakaret kalmadı ve HDP ile işbirliği yaptılar kapılı kapılar arkasında birleştiler. PKK terör örgütü bütün unsurlarıyla Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdi. Siz bunların hiçbirini kabul etmediğinizi söylediniz ama bu ittifakın içinde yer aldınız. Şimdi önümüzdeki sürecin içerisinde İyi Partili seçmen şunu da ister istemez seçimde düşünecek diye düşünüyorum. Sayın Akşener, çıkıyorsunuz bunları eleştiriyorsunuz, bunların size ettiği küfürleri söylüyorsunuz, bunların size yaptığı hakaretleri söylüyorsunuz. Niye peki onlarla hareket ediyorsunuz diye size mutlaka seçmen soru soracaktır. İyi Parti temel temelinde kendisinin eğer bu şekilde bir hareket etmezse, biz buradan şunu da çıkartabiliriz. Demek ki İyi Parti sadece Cumhur ittifakı karşıtı olan ama kalkıp da Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermeyen kitlenin oyunu alacağını hesap ediyor. Yoksa bunun dışında eğer bir ilkeli duruş, eğer bir tabanı varsa zaten burada ya tek başına hareket etmeli ya da gelip Cumhur ittifakıyla bir araya gelmeli. Benim gördüğüm kadarı söylüyoru. Bunu da neye dayanarak söylüyorum. Ben AK Parti adına Sayın Akşener'i davet edebilecek yetkide birisi değilim şu an için. Milletvekiliyim. Sayın Bahçeli'nin söylemiş olduğu gelin yuvaya dönün, dönmüyorsan da hadi komşu olalım gibi bir kelimeyi kullanması bence aslında bir yeşil ışık yakmaktı.

CHP, YEŞİL DÜŞMANI!
“İstanbul'da dikey bahçeler vardı hepsini kaldırdılar. Niye? Ne zararı vardı size? Çünkü bu CHP yeşil düşmanı. İşte Beylikdüzü Belediyesi, 8 metre büyüklüğündeki 160 tane ağacı kesti. Niye CHP'liler ses çıkartmadı? Ben soruyorum, neredeler? Bakın , bir tanesinde devlet tarafından izin alınmış, devlete maddi olarak getirisi olacak ve daha sonrasında bu yapılan arazilerin hepsini eski enerji bakanımız tek tek mecliste gösterdiler hepsi tekrardan yeşillenmiş durumda.

Bunlar gibi kendilerine CHP'li milletvekillerini veya yöneticilerin bilmiyorum hangileri olduğunu, oturacakları lüks villalar yapmıyorlar ağaçları kesip, arada bir farktan bahsediyorum. Bornova'da 50 yıllık ağaçlar kesildi ses çıkmadı, Marmaris Belediyesi 150 yıllık zeytin ağaçlarını kesti kimsenin sesi çıkmadı. Siz bu kadar çevrecisiniz, bu ağaçlar kesilirken neden sesiniz çıkmadı diye soruyorum ve sözlerimi bitiriyorum.

CHP, ZEYTİN AĞAÇLARINI KESİP VİLLA DİKİYOR!

“Şimdi CHP, meclisin tatil olduğu AK Partililerin çalıştığı kendilerinin tatilde olduğu dönemde meclise şeyi çağırdılar; biliyorsunuz bu maden arazisiyle alakalı ağaç kesimiyle alakalı çağırıp orada konuşma yaptılar. Şimdi ben buradan kendilerine Balıkesir'de Gömeç-Keremköy mahallesinde villalar yapılmak için kesilen zeytin ağaçlarını gösteriyorum. Hadi çevreci CHP'liler dökülsenize şuraya bi, bakın bakalım…

Naptınız bu zeytin ağaçlarını? Şimdi orada maden çıkarılıyor, tekrar yerine oradan çok daha ağaç ekiliyor. Siz ne yapacaksınız? Size her şeyi gösteriyorum, villalar başladı. Kesin kesin ağaçları CHP'liler, yerlerine villalar yapın ondan sonra biz çevreciyiz, biz ağaççıyız diyin…

Bakın burada vatandaş buranın halini gösteriyor. Yazık günah değil mi? 100-150 yıllık bu zeytin ağaçlarını bir villa dikmek için kestiler. Burada CHP'li yöneticilerin, milletvekilerinin villaları var diyorum. Çevreciler buraya niye hiç gitmiyorsunuz? Bunların araştırılmasını istiyorum.
Mahmut Tanal seni buraya bekliyoruz, Ali Mahir Başarır seni buraya bekliyoruz. Sizin kendi belediyelerinizin izin verdiği bu yerlere dikilen villalarla ilgili yorumlarınızı bekliyoruz. Bakın, buyrun…

Osman Gökçek'ten CHP'yi köşeye sıkıştıran sözler!

İşte bakın şu villlalara bakın, şu ağaçları kesip bu ucube yapıları birbirine bu kadar yakın ucube yapıları buralara koymuşlar. Ağaç katliamları bunların ilk değil…

Mesela, İstanbul Maltepe Belediyesi ağaçları kesti CHP sustu. Beşiktaş Çırağan caddesinde 100 yıllık çınar ağaçları İBB tarafından kesildi. 112 adet kesildi! Hani neredesiniz gezi parkçılar, çevreciler? Sevgili Şahan Gökbakar seni bekliyoruz, bak burada ağaçlar kesiliyor. Lütfen, duyarlı olarak buralara gelin.

KILIÇDAROĞLU SES ÇIKARTANI CHP'DEN GÖNDERİYOR!

“Sayın Uğur Dündar ne demiş; ‘Kemal Bey, bu kaçıncı danışman skandalı allah aşkına? Biz bunları yaşamaktan usandık.'

Uğur Bey biz bunları seçimden önce söyledik, bize kızıyorlardı CHP'liler. Şimdi sizde söylemeye başladınız. Ortak bir noktaya geldik diye düşünüyorum.
‘Siz yaşatmaktan bıkmadınız, çevrenizde sizi uyarma cesareti gösterecek ne yapıyorsun diye soracak kimse kalmadı mı?' demişsin. Kalmadı, çünkü herkesi gönderiyor bir değişim yapıyor. Yeni gelen ekip ses çıkartmaya başlayacağı süre geldiği zaman onları da tekrar temizleyip yeni ekip getiriyor. Ekipler defalarca değişti Kemal Bey değişmedi.”

EKREM İMAMOĞLU ADAY OLAMAYACAKTI!

Bu benim kendi kişisel görüşümdür. Katılan olur katılmayan olur ama CHP'nin özellikle İstanbul il örgütü, onlar örgüt diyorlar kendileri. İl örgütündeki şöyle düşünüyorlar. Ekrem İmamoğlu aday olamayacaktı bile. Adaylık pazarlığını arttırabilmek için de sayın Kılıçdaroğlu'na Ben genel başkan adayıyım diye ortaya çıktı. Çünkü sayın Kılıçdaroğlu, şimdi aday yapmasa kendi koltuğunu oynadı diye aday yapmadı diye laf çıkartıp onu bunun altında ezmeye kalkacaklar. Bu aslında siyasi bir oyun. Bunu da herkes görüyor. Ama şimdi sayın Yavaşla, sayın Ekrem İmamoğlu'nu bu kefede aynı şekilde değerlendirmemek lazım. Cumhuriyet Halk Partililerin kendi içerisinde de sayın Yavaş'ı çok CHP'li işte Ekrem beyi de çok CHP'li gibi de gördükleri isimler gibi değil. Bunlar kendi başlarına çıkıp biz varız bir de siz varsınız şeklinde davranan iki kişi oldukları için o yüzden CHP içerisinden de çok ciddi tepkiler alıyorlar.

EKREM İMAMOĞLU 'U DÖNÜŞÜ' YAPTI!

Sayın Ekrem İmamoğlu bu sorgulama süresini uzatmak istiyor. Bunu nasıl yapacaktı? Genel Başkanlığa aday olarak. Baktı ki ilçe kongrelerini kaybediyor 'Tamam, ben İstanbul'u istiyorum' diyor. Kasım-Aralık ayında bunu yapmayı düşünürken; ilçe teşkilatlarını CHP kaybetmeye başlayınca hemen bu U dönüşünü yaptı. Vatandaşımız şimdi bu köpükleri gitmiş iki belediye başkanını görüyor. Bugün vatandaş Ankara'daki yollara bakacak. Ankara'nın köylerinde su yok. Köylerde kanalizasyon yok. Muhatralar bana geliyor. Ankara'da 3 günde bir su giden köy var. Ben bunların tweetlerini attım. Bu belediye başkanları yok. Birisi Bodrum'da tatilde. Ankara'da sel olurken de Sayın Mansur Yavaş kızıyla Londra'da tatilde. Biz bu belediye başkanlarını artık yaptıklarına göre önümüzdeki seçimlerde değerlendireceğiz. Şimdi vatandaş şuna bakacak: Ne hizmet ettin vatandaş? Bakalım kendi şehirlerinde seçilecekler mi? Belki seçim olduktan sonra gider tekrar CHP Genel Başkanlığı'na oynarlar.

AKŞENER, MANSUR YAVAŞ VE EKREM İMAMOĞLU'NU KENDİSİNDEN ÖNDE GÖRÜYOR!

Ki Sayın Akşener'in aslında bence burada yanlış yaptığı bir durum var. Bir siyasi parti lideri, kendisinden daha fazla başka bir siyasi partinin belediye başkanlarını nasıl önde görür? Ben bunu sayın Akşener'i övmek için söylemiyorum, yanlış anlamayın. Sayın Akşener'in siyasi geçmişine baktığımız zaman Milliyetçi Hareket Partisi ondan önceki bakanlık dönemi vesaire bir serüveni, bir macerası var. Siyasi olarak geçmişi olan bir kişiden bahsediyoruz. Mansur Yavaş, Beypazarı belediye başkanlığından sonra iki kere seçim kaybetti, sonra geldi Ankara belediye başkanı oldu. Sayın Akşener, bunca yıllık siyasi birikimine rağmen sayın Yavaş'ı daha önde görüyor. Bence bu doğru bir şey değil. Ekrem İmamoğlu, aynı şekilde belediye başkanlığından buraya geldi ve İstanbul belediye başkanı oldu. Onu da kendisinden önde görüyor. Bir kere burada anlaşılması gereken bir durum var. Türkiye'de bir atmosfer vardı. Bu atmosferin içerisinde sayın Mansur Yavaş ve sayın Ekrem İmamoğlu'nun üstünde bir köpük var. Bu köpük neyin köpüğü. Cumhur ittifakından hoşlanmayan, Cumhur ittifakına oy vermek istemeyen ve geçtiğimiz yerel seçimlerde bunun bir sonraki seçim için büyük bir kazanımın olacağını düşünen bir kitle vardı Türkiye'de. Bu kitle gitti, bu iki kişiyi belediye başkanı seçti. Ama bu iki kişi öyle bir duruma geldiler ki sanki bu yapmış oldukları zaferi kendilerinden bilmeye başladılar. Halbuki bu böyle değildi bu bir köpük. Şimdi bu yerel seçimlerde göreceksiniz, genel seçim kazanımında sonra sayın Cumhurbaşkanımızın bunların bir köpükleri gitti. Şimdi vatandaş sokakta neyi sorguluyor biliyor musunuz? Ben sabahtan akşama kadar vatandaşın arasındayım. Ekrem İmamoğlu ne yaptı belediyecilikte Mansur Yavaş ne yaptı? Cumhurbaşkanlığı adaylıkları olayın bitti. Cumhurbaşkanı yardımcılıkları olayı bitti. Şimdi ne kaldı? Belediye başkanlıkları kaldı. Şimdi vatandaş bunu sorgulayacak.


CHP'NİN, ATATÜRK İLE ALAKASI YOK!

“CHP'liler, ben diyorum size sizin Mustafa Kemal'le alakanız yok diye… Şimdi burada Ali Mahir Başarır'a soruyorum; diyor ya ‘Sayın Cumhurbaşkanı keşke Mustafa Kemal Atatürk'e benzeseymiş' siz Mustafa Kemal Atatürk'ü baya koruyorsunuz belli. Danışmanlarınızdan belli. Şimdi, Kılıçdaroğlu protokol var diyor, hepsi rezil oluyor. Kılıçdaroğlu diyor ki bu danışmanı atadım bilseydim atamazdım diyo, yine hepsi sus pus. Şimdi ben size bir soru soracağım, niye şaşırıyoruz ki? Seçimden önce sayın Kılıçdaroğlu'nun danışmanları genel merkezinde yaptıkları toplantıda arkadaki Türk bayraklarını kaldırdıklarında ses çıkarttılar mı? Hayır!”

“Mustafa Kemal Atatürk kelimesinin kullanılmasından rahatsızım diyen Canan Kaftancıoğlu'na kim ne dedi? Şimdi de bugün kalktılar çok afedersiniz CHP'nin kurucusu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'e bu ağır ithamları kullanan kadın maalesef görüyorsunuz danışman olarak atandı. Kendi kanaatimi söylüyorum; mutlaka ama mutlaka bu kadına da gerekli hukuksal işlemlerin yapılması lazım. CHP'liler bu ağır ifadeler, bu ağır hakaretleri Mustafa Kemal'e kaldırmış olabilirler ama bu konuyla alakalı gerekli savcıların gerekli organların harekete geçip bu kelimeyi kullandığı için bu kadına hesap sormaları gerektiğini düşünüyorum.”


CHP, ATATÜRK'E HAKARET EDEN İSMİ DANIŞMAN YAPTI!

“Sayın Kılıçdaroğlu'nun kurmayları o zaman bize şu imzayı bir anlatsın. Sayın Kılıçdaroğlu o zaman siz herkesi atayın, bir teröristi de getirin o zaman. Mesela Amerika'dan, Pensilvanya'dan FETÖ sizin yanınıza bir adam götürse en güvendiği adamı getirebilir. Araştırmıyorsunuz zaten bakmıyorsunuz. Böyle mi cevap vereceksiniz mesela?

“Sizin başdanışman olarak atadığınız kişi sizin kanınızın bozuk olduğunu düşünüyor Kemal Bey, bakın ben söylemiyorum danışmanınız söylüyor. Benim görüşüm değil. Mustafa Kemal Atatürk'e bu çirkin yakıştırmaları yapan bu kadını CHP ne olarak atamış? Genelbaşkan Danışmanı olarak atamış!

Çok afedersiniz Mustafa Kemal Atatürk'e maymun yakıştırması gibi terbiyesizce bir yakıştırmayı yapan kişi gelmiş Genelbaşkan Danışmanı olarak atanmış.

Osman Gökçek'ten CHP'yi köşeye sıkıştıran sözler!

CHP'NİN MİLLETVEKİLLERİ ÇALIŞMIYOR

“Bunlar ne yapıyorlar biliyor musun? Kuliste otururlar, kapının önünde çay kahve, ondan sonra dışarıya çıkarlar giderler meclis toplantısında iki yemek gırgır sohbet, ondan sonra evlerine gidiyorlar. Akşam da zaten gidin bizim Ankara'da Sakarya caddesinde çoğu restorantta bunların milletvekillerini görürsünüz. Ondan sonra da hiçbir şey yapmıyorlar. Şimdi bakın bunu gerçekten kendimizi övmek için söylemiyorum, işte Ankara Milletvekilleri'yle iç içeyiz sabahtan akşama kadar. Bütün milletvekili kardeşlerim sabahtan akşama kadar sokaktalar. Bizim İl Başkanlığımız 1 gün bile bizim tatile gitmemize müsaade etmedi. Herkes sabah akşam çalıştı, bunlar sel olur kızıyla birlikte Londra'da Mansur beyi tatilde görürsünüz. AK Parti'nin başarısının nereden geldiğini önce bi düşünün, buna bir bakın. Ben seçim gününden bugüne kadar 250 tane program yaptım. 256 adet programa gittim. Ya sonuçta biz bu milletin vekiliyiz, mecburuz bunu yapmaya. Siz Atatürkçü'lüğü, kalkıp da işte meclise gelelim, meclis kürsüsünü AK Parti'ye sallama organizasyonu yapacağınız bir yer olmaktan çıkartmanız lazım. Gidiyoruz, oturuyoruz mecliste. Bütün AK Partili milletvekilleri olarak yarım saat bir saat iki saat söz alıyorlarsa hepsinde hakaret ediyorlar ve evlerine gidiyorlar. Ya arkadaş o merci hakaret etme mercii değil, gelin bu millete bu vatana ne yapabiliriz bunun derdine düşelim. Sizin geliyorum koridorlarda geziyorum, CHP'lilerin danışmanları rahat, sekreterler zaten hiçbir şey yapmıyor telefon çalmaz etmez. Kapının önünde 2 tane adamları yok. Sonra geliyorlar biz Atatürkçü'yüz çok iyi çalışıyoruz. Atatürkçü'lük böyle bir şey değil. Yani siz aslında Mustafa Kemal Atatürk'ü benim nezdimde sizin yaptığınız konuşmalar zarar veriyor. Çünkü çalışmıyorlar. CHP çalışmıyor. Gece gidin Sakarya caddesindeler, öğlen 1'de meclise geliyorlar yemek, çay, kahve ve evlerine gidiyorlar. Ondan sonra bu millet bizi niye seçmiyor? Yoksunuz ki siz, çalışmayana ekmek var mı?”

CHP'NİN İÇERİSİNDE SATILIK KALEMLER VAR!

Tabii seçimler başlayınca özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin içerisinde biliyorsunuz satılık kalemler var ya ben bunları basın mensubu demiyorum satılık kalemler demek sanki daha uygun gibi oluyor. Çünkü neden? Görüyoruz ki; bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ailesi bütün AK Partililer, Cumhur İttifakına bunlar paralı kalemlerle, satılık kalemlerle, tetikçi medyayla iftiralar attırmış. Şimdi bu tetikçi medya ne yapıyor biliyor musunuz? İhaleye çıkmış sanki ne gibi bugün hangi belediye başkanını destekleyecekler, hangisini desteklemeyecek şeklinde bir duruma çıkmış bu satılık medya. Kim bunlar? Bakın yerel seçimlerde yeniden aday olmak isteyen bazı CHP'li belediye başkanları. Bunları ben demiyorum, Yılmaz Bey diyor. Kiralık gazetecilere para ödemeye başladılar. Sıra aday adaylarının gazeteci kiralamasına geldi. Şimdi aday adayları da başka gazetecileri kiralayacak. Sanki bir ihale var. Hangisi parayı fazla bastırırsa o CHP'li tetikçi kalemşörü satın alıyor. Ne yapacak onunla ilgili yazılar yazacak. Mesela diyecek ki; ‘Mansur Yavaş Ankara'yı çok iyi yönetti' diyecek. Mansur Yavaş'ın işte medyası ‘Ekrem İmamoğlu çok iyi yönetti' diyecek. Benim gördüğüm bunlar tamamen satılık kalemlerle bu işi çözmeye başlamışlar. Bunu da vatandaşımızın görmesini istiyorum ve örnekleri özellikle Yılmaz Bey'den getiriyorum ki biliyorsunuz Yılmaz Bey onların en büyük savunucularından bir tanesidir o bile artık kendi camiasındaki kalemlerin satılık olduğunu görmüş. Böylelikle aslında şunu da görmüş oluyoruz; CHP basın özgürlüğü yok bu ülkede vesaire gibi kelimeler ediyordu. E siz basını satın alarak özgür olduğunuzu söylüyorsunuz.


CHP'NİN ATATÜRKÇÜLÜK İLE ALAKASI YOK!

“Atatürkçü'lük, eğer sizin düşündüğünüz Atatürkçü'lük eğer böyleyse valla benim diyebileceğim bir şey yok. Şimdi, Mustafa Kemal Atatürk'ün heykellerinin kafasını koparıp Şırnak'ta yerlerde süründürüp ateşler içerisinde yakan PKK terör örgütü ve onun biliyorsunuz arka bahçesi gibi davranan HDP'yle seçime beraber girdiniz. Atatürkçü'lük böyle olmuyor. Mesela Mustafa Kemal'in it sürüleri diye size hitap eden Sakık ile birlikte Ekrem İmamoğlu öncelikli olarak gitti resim sergisi açılışı yaptı. Ve bununşla birlikte siz bu partiyle, bu kişiyle yan yana durdunuz. Şimdi bana bunların Atatürkçü'lükle bir alakasını anlatın. Şimdi gezi parkı terör eylemlerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafıyla Abdullah Öcalan denen teröristin fotoğrafını yan yana astılar. Ankara'da Meşruriyet caddesinde Türk bayrağımız yakıldı, ben o gençleri alınlarından öpüyorum diyen kişi sizin Genel Başkanınız Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Atatürkçü'lük böyle yapılmıyor. Siz böyle yapıyorsanız kusura bakmayın bunların hiçbirinin Atatürkçü'lük ile alakası yok. Türkiye'nin gelişmesi ve ilerlemesi için allah aşkına 3.köprü, 3.havalimanı, Avrasya, Marmaray, yapılan otobanlar, şehir hastaneleri, nükleer santraller hepsine karşı çıktınız. Bunların hiçbirinin Atatürkçü'lük ile alakası yok. Siz, bir şey bulmuşsunuz; köşeye sıkışıyorsunuz vatandaş size seçimlerde tabiri caizse tokat atıyor, dönüp diyorsunuz ki keşke Atatürk'e benzeseymişsiniz. Şunu net olarak söylemek istiyorum 3 aylık milletvekili izlenimlerimi söylemek istiyorum; meclise yarım saat 1 saat kala gelirler, çay içerler, içeriye giriyorlar bir yemek yiyorlar, sohbet ediyorlar, akşam saat 6 buçuk 7'de de çekiyorlar gidiyorlar. Gidin koridorlarına bakın CHP'lilerin, bir tane vatandaş yok kapılarında. AK Parti ve MHP'nin kapılarına bakın kuyruklar var vatandaşların sorunlarını çözüyorlar. Bunlar Atatürkçü'yüz diyorlar!”

CHP'NİN 'ATATÜRK' DEMEYİ TERCİH ETMEYEN BİR İSTANBUL İL BAŞKANI VAR!

“Ya insanın gülesi geliyor, Cumhurbaşkanı bugün dünyaya örnek olabilecek bir seçimle, bir katılımla Cumhurbaşkanı seçildi. Bakın, CHP hala bunu algılamakta zorluk çekiyor. Ne diyor? Seni işte hitler'e benzetiyoruz, keşke Mustafa Kemal Atatürk gibi olsaydın diyor. Peki, Kemal Kılıçdaroğlu'nu o koltuktan niye kaldıramıyorsunuz? 13 kere seçim kaybetti. Bir 13 seçim daha yenilecek gibi gözüküyor. Geçen gün internette öyle bir espri yapmışlar ki gülerek izliyorum. ‘Bizim diyorlar CHP olarak bu seçimi alabilmemiz için CHP Genel Başkanlığı'na Recep Tayyip Erdoğan'ı getirmemiz lazım başka türlü seçim kazanacağımız yok' diyorlar. Çünkü her girdiği seçimi kazanıyor, bu konuda uzman olmuş diyorlar. Şimd, düşünebiliyor musunuz kendi seçmeni bu kadar umutsuz bir duruma düşmüş. Şimdi Mustafa Kemal Atatürk meselesine gelince; Atatürk demeyi tercih etmeyen İstanbul İl Başkanı'nız var sayın Ali Mahir Başarır. Mustafa Kemal'in askerleriyiz lafını çok militarist buluyordu ben onu hatırlıyorum pek sizin Atatürk'le alakanız olduğunu düşünmüyorum. İkinci bir meseleye gelelim, ‘Ermeni aydınlarını yok ettiler' diyen Sezgin Tanrıkulu sizin partinizde. Siz Atatürkçü'lüğünüzü bu şekilde yapıyorsanız bence bu Atatürkçü'lükle alakası olan bir durum değil. Kemalizm ırkçılıktır diyen İzmir'den 1.sıra milletvekiliniz Yüksel Taşkın, siz Atatürkçü'lüğü böyle mi yapıyorsunuz Ali Mahir Başarır? Bunu da size sormak istiyorum. Türkiye ile İran karşı karşıya gelse İran'ın tarafını seçerim diyen kişi Eren Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı. Ya şimdi siz Atatürkçü'lüğü böyle mi yapıyorsunuz? Atatürkçü'lük ile ilgili bir şey konuşacaksak, mesela Atatürk demiş ki; ‘İstikbal Göklerde'dir' demiş, teknofeste gelmenizi rica ediyoruz. Burada Atatürk'ün hayal ettiği ve bu hayali de gerçekleştiren başta Selçuk Bayraktar, onunla birlikte olan kurumları görebilirsiniz. Öyle Atatürkçü'lük kuru kuruya, çekirdek çitleyerek eşşek yapmakla olmuyor.”

KILIÇDAROĞLU, KİMSEYE YARANAMADI!

“Şimdi milyonlarca insandan oy istedik diyor, kim diyor Meral Danış Beştaş diyor. Şimdi bir şey soracağım, Sayın Meral Akşener, ben size diyordum HDP'yle iş birliği yapıldı diye inanmıyordunuz bize işte buyrun. Kendisi diyor, milyonlarca insandan sizin için oy istedik diyor. Meğerse Ümit Özdağ ile protokol yapmışsınız bunun için mi istedik diyor. Kılıçdarğolu kimseye yaranamadı işin kötü kısmı da bu. Bakın YSP'liler kızgın, HDP'liler kızgın, İYİ Partililer kızgın çünkü herkesi aldatmış. Ama burada en önemli olay şu Allah'a hamdolsun İYİ Parti'ye oy veren gönül veren sokakta bize ‘hayır İYİ Parti HDP'yle yan yana değil, Kılıçdaroğlu onlarla iş yapmıyor' diyenler bu görüntüleri gördükten sonra bizim doğru söylediğimiz ortaya çıktı ya en çok sevindiğim işlerden birisi bu. Ben İYİ Parti'ye gönül veren herkese dedim ki ‘bunlar HDP'yle yan yanalar, beraber seçime giriyorlar. Yapmayın etmeyin bunu kabul etmek istemiyorsunuz ama bu iş böyle' dedim. İşte buyrun!

CHP'NİN BİR ETİĞİ YOK!

“Başka bir soru sorayım;

Yarın düşünsenize Pervin Buldan geliyor, elinde de bir belge benimle de protokol yaptı diyor. Ne diyecekler? Diyecekleri hiçbir şey yok. Ama buna rağmen İYİ Parti gidip onlarla ittifak yapabilir bunu söyleyeyim yani.”

“Burada şunu görmek lazım, CHP'nin bir etiği yok. Koltuğu alalım da nasıl alırsak alalım. Yeri gelirse Özdağ ile anlaşırız, yeri gelirse PKK terör örgütünün övgülerini alırız tek kelime etmeyiz. Şunu da söylemek istiyorum, İnstagram'dan ve Twitter'dan bir video çektik milyonlarca izlendi, burada bir şey söylemek istiyorum ‘Ey CHP'liler, burada özellikle söylüyorum ve rica ediyorum. Lütfen beni dava edin! PKK'nın desteklediği Kılıçdaroğlu dediğim için beni dava edin. Allah'ın izniyle gider mahkemede bunları sunarız da bu iş de resmileşir diye bende sevinirim. Bütün CHP'nin milletvekillerine, Kılıçdaroğlu'nun avukatlarına sesleniyorum siz PKK terör örgütünün desteklediği Kılıçdaroğlu'sunuz. Bununla ilgili beni dava edebilirsiniz. Ben bunu mahkemede ispatlamaya hazırım. Terör örgütlerinin liderleri koalisyon için, Kılıçdaroğlu için övgüler dizmediler mi? Bunları götürüp sunacağız. Bunlar kamuoyunun bildiği şeyler.”

AKŞENER, 'BUNLAR MİDEMİ BULANDIRDI' DEMİŞTİ!

Siyasetin bir duruşu olması gerektiğine inanıyorum. Şimdi bakın geçtiğimiz hafta 26 Ağustos'u zannediyorum. Sayın Akşener'in bir takım konuşmaları oldu. Evet bu ittifaka yönelik. Dedi ki; “Biz milletin çağrısını dile getirdik” diye. “O yankı odalarında hainlikle suçlandık.” Yani İyi Parti'nin lideri diyor ki; ‘Beni Millet İttifakı'nın diğer unsurları hainlikle suçladı' diyor. Şimdi siz hainlikle suçlandığın bir yerde tekrar oraya gidip ittifak yaparsanız size vatandaş diyecek ki; ‘Ya Meral Hanım size hain demişlerdi ama yine gittiniz bunlarla ittifak yaptınız bunun sebebi ne diye sormaya başlayacak. Masadan kalktığında da aslında masadan kalktı yine aynı eleştirileri aldı ve masaya döndü. Şimdi bir siyasetçinin burada ders alması gerekiyor. Şimdi bu gerçekten Sayın Akşener'in gerçek konuşması mı, yoksa Cumhuriyet Halk Partisi için pazarlık payını arttırma konuşması mı? Onu önümüzdeki sürecin içerisinde göreceğiz. Şimdi ‘İyi Parti ve beni günah keçisi yapmaya kalktılar' dedi. Sayın Akşener bunların hepsi midemi bulandırdı diyor. Şimdi bunların hepsi midesini bulandırdı ise Sayın Akşener'in, midesini bulandıran yemeği tekrar neden yiyecek? Bakın buradan bu soruları sormak istiyorum; yani sizin eğer mideniz bu kadar bulandırdıysa karşı tarafın yaptıkları; yani işte Cumhuriyet Halk Partisi, Gelecek, Deva ve diğerlerinin yaptığı neden o zaman tekrar bir daha ittifak arayışı içerisindesiniz?