Dr. Uçar Açiklamasi 'Her 17 Çocuktan Birinde Besin Alerjisi Var'

Gögüs Hastaliklari Uzmani Dr. Gamze Uçar, tüm dünyada da alerjik hastaliklarin salgin gibi yasandigini, Türkiye’de de her 17 çocuktan birinin besin alerjisi yasadigini belirterek, “5 yasindan sonra yapilacak test ile çocuklarin neye alerjisi oldugu kolaylikla bulunabiliyor” dedi.

Dr. Uçar Açiklamasi 'Her 17 Çocuktan Birinde Besin Alerjisi Var'
Acibadem Adana Hastanesi Gögüs Hastaliklari Uzmani Dr. Gamze Uçar, modern yasamin getirdigi çevre kirliligi, daha fazla kimyasal maddeye maruz kalma, asiri hijyenik ortamlarda yasama gibi etkenlerin alerjik hastaliklarin görülme sikligini hiç olmadigi kadar artirdigina dikkat çekerek, “Ülkemizde besin alerjisinin görülme sikligi yüzde 6. Yani her 17 çocuktan biri besin alerjisi yasiyor. Ayrica çocukluk çagi astimina yakalanma orani da yüzde 6-15 arasinda. Tüm dünyada da alerjik hastaliklarin salgin gibi yasandigini söylemek mümkün” dedi.

Alerjiyi, vücudun savunma sisteminin, saglikli bireylerin reaksiyon vermedigi maddelere karsi asiri reaksiyon vermesi olarak tanimlayan Dr. Uçar, alerjilerin genellikle besin alerjisi, alerjik nezle, ilaç alerjisi basliklarinda toplandigini ifade etti.

Kisinin savunma sisteminin, bir alerjenle karsilastiginda ona karsi IgE antikoru üreterek onu hafizasina aldigini belirten Dr. Uçar, “Böylece alerjenle tekrar karsilastiginda onu taniyor ve hizla reaksiyon veriyor. Bu reaksiyonlar genellikle deride kizarma, kasinti, cilt döküntüsü, aksirma, tiksirma, kusma gibi sikayetler olurken bazi alerjiler, ölümcül sonuca yol açabilen anaflaktik soklara da neden olabiliyor” diye konustu.



“Saman nezlesi 3-4 ay kadar sürüyor”

Alerjik nezlenin genellikle agaç, çimen, çali polenlerine, küf mantarlarina, çesitli hayvanlara ve ev tozu akarlarina karsi gelistiginin altini çizen Dr. Uçar, polen nedeniyle olusan saman nezlesinin 3-4 ay kadar sürdügünü de söyledi.



Alerjinin nedenleri arasinda genetik yatkinligin yani sira her geçen gün artan çevre sorunlarini, hava kirliligini, iklim degisikligini, ekolojik ortamin ve hava kalitesinin bozulmasini sayan Dr. Uçar tüm bu etmenlerin alerjen yogunlugunu artirdigini dile getirdi. Kum firtinasi ve kasirga gibi hava faaliyetleri ile polenlerin uzun mesafelere tasinabildigini belirtirken astim ve alerjinin, modernlesme ile ilgili oldugu gerçegini de animsatti.

“Egzamadan alerjik astima pek çok türü var”

Alerjinin genetik olarak kendinden sonraki kusaga aktarilan bir saglik sorunu olduguna dikkat çeken Dr. Uçar, alerjinin yasamin ilk yillarinda daha çok gida ve cilt ile ilgili ortaya çiktigini, egzama ya da diger ismiyle atopik dermatitin ise bebeklikten itibaren büyük sorun olusturdugunu dile getirdi. Gida ve beslenmenin, alerjik bebeklerde önemli bir sorun oldugunun altini çizen Dr. Uçar, “Ancak zamanla ve yasla gida alerjisinde azalma görülebiliyor. Ilkokula dogru solunum yolu alerjileri yani alerjik nezle (rinit), sinüzit ve astim/bronsit ön plana geçiyor. Egzamalilarin yaklasik yüzde 70’i alerjik rinit ve astima egilimli oluyor. Tabii bunun tersi de dogru” dedi.



“Kesin tani alerji testi ile konuluyor”

Çocuklarin alerjik olup olmadiklarini ögrenmenin eskisine göre daha kolay olduguna deginen Dr. Uçar, kanda alerji düzeylerinin yüksek olmasi ve deri testinin, alerji konusunda kesin sonuç verdigini söyledi.

Alerjiden süphe edilen çocuklarda hangi testlerin uygulanacagina karar verilmesi gerektigini belirten Dr. Uçar, “Sunu özellikle belirtmek gerekiyor ki her alerjik hastalikta istenecek testler farkli. Sonucun etkinligi için test yapilan çocugun 5 yasindan büyük olmasi da önem tasiyor. Yeni tedavi yöntemleri sayesinde alerjik çocuklarin ömür boyu ilaç kullanmasina gerek kalmayabiliyor” diye konustu.

Kaynak: İHA