Sibirya'ya Çalismak Için Gitti, Yasadiklariyla 600 Sayfalik Roman Yazdi

Istanbul’un Pendik ilçesinde özel bir rehabilitasyon merkezinde soförlük yapan ve daha önce de 22 yil Harem - Gebze hattinda minibüs soförlügü yapan Kazim Erdem, 1993 ve 1994 yillarinda Rusya’nin Sibirya bölgesine 3 kuzeniyle birlikte insaat isçisi olarak çalismak için gitti. Sibirya bölgesinde -52 derecede çalisan ve birçok olaylarla karsilastigini söyleyen Kazim Erdem, Türkiye’ye döndügünde bu yasadiklariyla ilgili kitap yazmaya karar verdi. Ilkögretim mezunu olan ve soförlük yapan Kazim Erdem, yasadiklarini 600 sayfalik Sibirya’da Piyonlarin Devrimi adli roman kitabina sigdirdi. Yasadiklarini ilk basta 9 adet deftere yazan Erdem, ardindan maddi zorluklara ragmen 2022 yilinda bu yazdiklarini romana dönüstürdü.

"Buz denizinde yasiyorlar ve hava eksi dereceye inmedikçe sehre çikamiyorlar"

IHA mikrofonuna konusan, hayat hikâyesini ve Sibirya’da yasadiklarini anlatan Kazim Erdem, "1993 yilinda biz 3 kuzen ayni köylü is yoklugundan Rusya’ya yazildik. Abimler Rusya Moskova’ya çalismak için gittiler ’güzel’ dediler. Biz Sibirya’nin zor sartlarini bilerek asgari maas gibi bir ücrete gittik. Sibirya yazin devamli gündüz, kisin da devamli gece oluyor. 3 sefer Sibirya’da kaldim. Bir defasinda -52 dereceyi gördüm. Tabii biz içeride çalisiyorduk. Tabii orada ilgimizi çeken ve bizi korkutan Hanti-Mansiysk diye bir sehir. Bu sehirde 1 metre boyunda, 28 - 30 yaslarinda ölen ’Hantlar’ diye bir millet, bunlar buz denizinde yasiyorlar ve hava eksi dereceye inmedikçe sehre çikamiyorlar. Eskimo ile balik karisimi diyeyim, bunlarin sadece balik eti ve insan eti yedigini Ruslar ve Azeriler, orada Türkçe bilenler bize anlatti. Kisin bakimci olarak özellikle onlari görmek için kaldim. Subat ayinin 25’inde, 5 tane Hant denilen, o milletten 5 kisiyi gördüm. Bu milletin aile yapisi yok. Buz denizinde yasayan sadece balik eti yiyen bir kesim" dedi.



"Kaldigimiz otele saldirdilar"

Yasadiklarini anlatmaya devam eden Kazim Erdem, "Orada 3 yil geçti ekmek parasina çalistik. Orada dolap olmadigindan disarisi da eksi derecede oldugu için tavuklari ve yiyeceklerimizi posete koyup pencereden disari atiyorduk. Bu Hantlar da aç kaldiklarinda otele kadar gelip etlerimizi götürüyorlardi. Bunlar bir gece 30 - 40 kisilik bir grup olarak kaldigimiz otele saldirdilar. Tabii biz Hant olduklarini bilmiyoruz, sarhos filan zannettik. Otelde çalisanlar dediler ki bu gelenler Hant’lar, bunlar aç kalinca insana bile saldiriyorlarmis" dedi.



"7 yil boyunca her gün 2 sayfa yazdim"

600 sayfalik roman yazma fikrinin nasil ortaya çikti sorusuna cevap veren Erdem, "Daha sonra Çeçenlerle tanistik orda. Çeçenler Türkleri çok seven bir millet. Yardimci oldular. 24 yasindaydim o dönemde. Türkiye’ye gelince Harem - Gebze hattinda soförlük yapmaya basladim. Köyümdeki taniklarima, akrabalarima, arkadaslarima anlatinca neden kitap yazmiyorsun dediler? Ben de her gün 2 sayfa olacak sekilde 7 yil yazdim yaklasik 9 defter oldu. Bu da 900 sayfa demek. Bunu bir yarismada ünlü artist Kerem Alisik ile programa davet ettiler. Böyle bir kitap çikarmak istiyormussun, biz yardimci olacagiz dediler. Ilkokul mezunu oldugum için edebi olarak yazmadim. O yüzden önce elektronik yaziya döktüler. Birçok kitabevine götürdük ama kabul görmedi. Sonra bir yayinevi uygun gördü, bunu üstlendi ve kitabim çikti " dedi.



"Çocuklarima ve torunlarima hatira olsun diye yazdim"

Bu kitabi para kazanmak, maddi bir gelir elde etmek için yazmadigini söyleyen Kazim Erdem, "Yani ben bu kitabi para kazanmak için, ya da çok satilsin diye yazmadim. Hatira olsun, geriye bir sey birakmak için yazdim. Ileriye yönelik maddi olarak degil, bir eser birakmak istedim" dedi.