Karadeniz Bölgesi'nde Gelecekte Sel Ve Heyelanlar Daha Çok Konusulacak

Son günlerde Karadeniz’de yasanan sel felaketlerini degerlendiren Prof. Dr. Aydin Tüfekçioglu, iklim degisimi ile beraber özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yagislarin azalmasi beklenirken, Karadeniz Bölgesi’nde gelecekte sel ve heyelanlarin daha çok konusulacagini söyledi.

Karadeniz Bölgesi'nde Gelecekte Sel Ve Heyelanlar Daha Çok Konusulacak
Karadeniz kiyilarinda kuvvetli yagislar sele ve heyelanlara neden oldu. Küresel iklim degisikliginin etkileriyle görülen ani lokal ve yogun yagmurlarin can ve mal kayiplariyla sonuçlanan sel ve heyelanlara yol açtigi Bati ve Dogu Karadeniz, yine bu durumdan en çok etkilenen bölge oldu. Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak Ilmi ve Ekoloji Ana Bilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Aydin Tüfekçioglu, Bati ve Dogu Karadeniz Bölgesi’ndeki birçok ilde büyük hasarlara ve can kayiplarina yol açan sel, taskin ve heyelanlari degerlendirdi. Prof. Dr. Tüfekçioglu, son dönemdeki yagislar, sel ve heyelanlardaki artislarin bölge için beklenen bir durum oldugunu belirterek, iklim degisikligi ile beraber bölgedeki yagislarda anormal derecede artis oldugunu söyledi.

Bölgenin geçmisinde yüksek yagis alma hikayesinin oldugunu belirten Tüfekçioglu, ”1929 yilinda Trabzon’un Of ilçesine yaklasik 40 saat hiç durmadan yagis yagdi ve yaklasik 15 bine yakin vatandasimiz sel ve heyelanlardan dolayi göç etmek zorunda kaldi. Bölgenin geçmisinde bu var. Dolayisiyla buradaki yerlesimi, altyapiyi, arazi kullanimini bu gerçegi göz önünde bulundurarak planlamamiz gerekiyor. Esasinda bizim yapmamiz gereken ev ödevlerimizi yapmamiz, yani sele karsi, heyelana karsi önlemlerimizi iyi almamiz gerekiyor" dedi.



“Bu bölgenin sel ve heyelan gerçegi var”

Tüfekçioglu, "Tabii ki deprem dogrudan evlerimizi hedef aldigi için ve çok daha yikici etkiye sahip oldugu için depremdeki öncelik daha farkli. Bu bölgenin de sel ve heyelan gerçegi var. Muhakkak sekilde bina yapilmadan jeolojik etütlerin yapilmasi gerekiyor. Hala bizim binalarimizda özellikle dere yatagina yakin alanlarda, düzlüklerde, ki binalarda su basman kati yok, en az bir, bir buçuk metre evlerin su basman kati olmasi gerekiyor ki sel aninda evi veya dükkanlarimizi su basmasin. Bakiyoruz bütün dükkanlari su basmis. Niye? Çünkü dere yatagi o bölge. Orada yapilan dükkanlarin hepsi hiç su basmani olmadan yapilmis. Öyle olunca da küçük bir su birikmeden binalarin alt katlari, zemin katlar, dükkanlarin hepsini su basiyor. Dolayisiyla bizim sel gerçegini göz önünde bulundurarak Karadeniz Bölgesi’nde planlama yapmamiz gerekiyor ve bundan sonra da planlarimizi ona göre gerçeklestirmemiz gerekiyor” diye konustu.



“20-30 yillik meteorolojik veriler iklim degisikligini gösteriyor”

Iklim degisimi ile beraber özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yagislarin azalmasi beklenirken, Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Dogu Karadeniz Bölgesi’nde artis beklendigini belirten Prof. Dr. Tüfekçioglu, bundan dolayi bu bölgede gelecekte sel ve heyelanlarin daha çok konusulacagini söyledi.

Tüfekçioglu, ”Buradan bir seli iklim degisikligine baglamak dogru olmaz. Iklimde uzun dönemli trendler, uzun dönemli egilimlere bakilir, ona göre karar verilir. Bir yil çok kurak geçer, bir yil çok sicak geçer veya yagisli geçer. Siz ilk yil efendim yok iklim degisimi var dersiniz, ikinci yil yok iklim degismiyor dersiniz, ona göre biz karar vermeyiz. Bizim kararlarimiz 20-30 yillik iklim verilerine bakariz, ona göre iklimle ilgili konusuruz. Bölgedeki bizim yaptigimiz meteorolojik verilerdeki incelemelerde yagislarda bir artis gözüküyor. Bu bölgede gelecekte daha fazla da olacagini bekliyoruz” seklinde konustu.

Çoruh Nehri üzerinde yapilan barajlarin kentin iklimini degistirmesinin söz konusu olmadigini da söyleyen Tüfekçioglu, ”Buradaki barajlarin göl yüzeyleri çok küçük, vadi çok dik bir vadi oldugu için küçük yüzey alanlarina sahip. Deriner Baraji’nin 10 kati büyüklügündeki yüzey alanina sahip Keban Baraji’nda yapilan ölçümlerde oradaki iklimi ciddi anlamda etkilemedigi gözüküyor. Ona dayanarak buradaki barajlarin iklimle alakali çok etkisi olmadigini düsünüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA