Kaya; 'Erzurum'u Eski Parlak Günlerine Kavusturmak En Büyük Idealim Ve Hedefimdir'

Seçim süresince tüm ilçeleri gezerek hemsehrileri ile bir araya gelmaya çaba gösterdigini dile getiren Kaya, “Rotasini sasirmis bir gemi misali denizlerin ortasinda savrulan, kayda deger bir hedefi ne yazik ki olmayan, eski gücünden çok seyler kaybetmis, issizligin tavan yaptigi, köylerin bosaldigi, göçün bir türlü önlenemedigi, esnafin çaresizlik içinde kivrandigi, her üç insanimizdan birisinin icralik oldugu bu kadim sehrin milletvekilligine, Dadaslar’in vekilligine talip oldum” dedi.

"Sefa"ya degil "cefa"ya talip olmus biri olarak, vebali ve sorumlulugu çok büyük olan bir zor göreve neden talip olduguna dikkat çeken Kaya açiklamasini söyle sürdürdü; “Ülkemiz ve milletimizin gelecegini yakindan ilgilendiren son derece önemli bir seçim öncesinde; bu sehrin hamuru ile yogrulmus, kültürü ve öz degerleri ile biçim almis, yazin tozunun, kisin buzunun kahrini çekmis ama asla kahretmemis, mazlum insanlarinin magduriyetinden etkilenmis, ancak yetkisizlikten dolayi birsey yapamamis olmanin acisini yüreginde hissetmis bir kardesiniz, bir evladiniz olarak, umursamazliga, ilgisizlige, vurdumduymazliga “artik yeter” diyerek yola çiktim.

Agir kis yükünün altinda ezilen, fukaraligin büyük boyutlara ulastigi, esnafin çaresizlik içinde kivrandigi, köylünün, çiftçinin tarlasini ekmekte, hayvanini gütmekte, emeginin karsiligini almakta zorlandigi, kaderine terk edilmis bir sehirde yasadigimiz hepimizin malumu.

Ülkemizin toprak büyüklügü bakimindan dördüncü ili olan, hiçbir yere nasip olmayacak yer alti ve yer üstü zenginliklere ve güzelliklere sahip Erzurum, ne yazik ki bu varliklarini kullanma becerisi gösterememis, patinaja düsmüs, her geçen yil biraz daha geri gitmis, dolayisiyla ülkenin gelismis illeri siralamasinda kendine acinacak bir yer ancak bulabilmis ve siradan bir kent haline dönüsmüstür.

Bugün gelismislikleri ile göz kamastiran, bizi her açidan sollayip geçmis ve önemli mesafeler almis sehirlerin hemen hiçbirinin kendi imkânlari ile degil, devletin sagladigi güçle ve o imkanlari akillica kullanan liyakatli, yetenekli, çaliskan, üretken insanlarinin gösterdikleri gayretler sayesinde gelistikleri, dolayisiyla birer Anadolu kaplani haline geldikleri hepimizin malumudur.

Bir zamanlar ülkemizin sosyal ve ekonomik yönden en gelismis 8-10 sehrinden birisi olan ve "Dogu’nun Paris’i" diye anilan, ancak bugün gelismislik siralamasinda 81 il içinde 62’inci siraya gerilemis Erzurum’un bugün içinde bulundugu durum ve yasanilan olumsuzluklar her Erzurumlu gibi beni de derinden üzmekte ve yaralamaktadir.

Hemen her seçim döneminde parlak vaatler ve süslü sözlerin yaninda vatan, millet, beka nutuklari atarak sizlerden ruhsat alan iktidar mensuplarinin bu sehri 15-20 yilda nereden nereye sürükledikleri artik herkes tarafindan çok net görülmektedir.

Erzurum küme düsmüstür, Erzurum sosyal anlamda deger kaybetmistir. Erzurum ekonomik açidan fukaralasmistir. Ve ne yazik ki Erzurum, büyüksehir statüsüne sahip olmasina ragmen, küçük ilçeler ile bile boy ölçüsemez hale getirilmistir. Bu ilgisizlige, bu kayitsizliga, bu aymazliga “artik yeter" diyerek karsi durmanin, istismarlara son vermenin, kötü gidise neden olanlardan hesap sormanin, dostlugu, kardesligi, baris ve istikrari iktidara tasimanin zamani çoktan gelmistir. 14 Mayis insallah çekilen sikinti ve yasanilan çaresizliklerin son buldugu, "yasasin özgürlük, kahrolsun istibdat" naralarinin atildigi bir önemli gün olarak tarihteki yerini alacaktir. Propoganda ve tanitim sürecinde adina “yatirim” denilen, ancak ne insanimizin, ne bu kadersiz memleketin yarasina merhem olmayacak, devletin, milletin kit kaynaklarinin nasil acimadan, insafsizca savruldugunu ve yok yere heba edildigini sizlere anlatmaya çalistim. Erzurum’u eski parlak günlerine kavusturmak en büyük idealim ve hedefimdir. Bu duygular çerçevesinde sizlerin destegini istiyorum. Birlikte çok daha güzel günlere el ele, kol kola yürümek azim ve kararliligi içinde oldugumuzu açik yüreklilikle ifade ediyor memleketimin güzel insanlarina selamlarimi, saygilarimi sunuyorum. Allah hepimizin, basta ülkemin, sonra çocuklarimizin, gençlerimizin ve milletimizin yardimcisi olsun.”