Doç. Dr. Akyol'dan Deprem Bölgesindeki Kültür Varliklariyla Ilgili Uyari

Doç. Dr. Ali Akin Akyol, Kahramanmaras merkezli depremin etkiledigi yerlerde birçok kültürel miras eserlerinin hasar gördügünü belirterek, “Bu hasar gören kültürel mirasin ürünleri olan eserleri ele almaliyiz. Bunlara depremin etkisinin ne sekilde oldugunu hemen belgelemeliyiz” dedi.

Doç. Dr. Akyol'dan Deprem Bölgesindeki Kültür Varliklariyla Ilgili Uyari
Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Kültür Varliklarini Koruma ve Onarim Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Ali Akin Akyol, 6 Subat’ta meydana gelen ve 11 ili vuran Kahramanmaras merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklügündeki depremlerden etkilenen kültür varliklarinin durumu ve yapilabilecek çalismalara iliskin açiklamalarda bulundu.

Deprem bölgesinde binlerce eser oldugunu söyleyen Akyol, depremin ilk haftasinda bölgeye gittiklerini belirterek, “Farkli üniversitelerin ekipleriyle beraber ortaklasa gittigimizde gördük ki alandaki birçok kültürel miras eserleri hasar görmüs. Tabii ki bu hasar gören kültürel mirasin ürünleri olan eserleri biz ele almaliyiz. Bunlara depremin etkisinin ne sekilde oldugunu hemen belgelemeliyiz. Bununla ilgili bazi projeler de gerçeklestirildi.

Biz de kendi belgelerimizi yaptik” diye konustu.



“Eserlerin birçok yöntemle elden geçirilmesi lazim”

“Burada en önemli sey Türkiye’nin neredeyse büyük bir kesiminin deprem etkisi altinda olmasi ve kültürel mirasin bu eserlerin de dogrudan risk grubu altinda olmasi” diyen Akyol, özellikle deprem bölgesindeki tarihi eserlerle ilgili çalisma yapilmasi gerektigini dile getirerek söyle devam etti:

“Burada restorasyon mantigini, onarim mantigini yeniden gözden geçirmek gerekir. Bunlarin daha çok güçlendirme ve dondurmadan öte bu sefer daha kalici yerin altindaki kayaç yapisinda beraber ele alinmasi gerekir ki son depremde bunlari çok belirgin bir sekilde gördük. Acaba fay hatlarina ne kadar yakin kültürel miras eserleri. Onlarin da jeofizik yöntemleriyle, uzaktan algilama yöntemleriyle, malzeme analizleriyle elden geçirilmesi lazim. Ben bu konunun çok önemli oldugunun altini çizmek isterim” dedi.

Akyol, bölgede pek çok cami minarelerinin, tarihi eserlerin yikildigini hatirlatarak, “Malatya Ulu Camii’nin büyük hasar aldigini, Antakya’da Habib-i Neccar Camii’nin neredeyse kubbesi çöktügü gibi Antakya Meclis Binasi yine çok etkilendi. Bu sembol binalarin önce belgelenmesi, sonrada bu belgelendikten sonra da restorasyon projelerinin hazirlanmasi lazim. Bazen bunlari hizli yapmak lazim, bazen de zamana birakmak lazim” ifadelerini kullandi.

“Gaziantep Kalesi’nin yeniden ele alinmasi gerek”

Yikilan kültürel varliklara estetik ya da makyajdan öte güçlendirme çalismalari yapilmasi gerektigini vurgulayan Akyol, Gaziantep Kalesi’nin beden duvarlari ve burçlarinin yikildigini aktararak, “Gaziantep Kalesi’nde bazisi faya yakinliktan, bazisi da titresimle ortaya çikan bir hasar görmüs, dört tarafindan hasar görmüs. Beden duvarlarinin yikildigini, burçlarin yikildigini gördük. Bu önemli bir durum, ele alinmasi gerekir. Bu hasarlarin tekrar jeofizik yöntemlerle yerin altini yani höyügün modellenip buradaki kayaya denk gelen yerlerde biraz daha az, belki topraga denk gelen yerlerde biraz daha fazla destege ihtiyaç olacak” cümlelerine yer verdi.

“Antakya’nin altindaki tarihi kent ortaya çikarilabilir”

Antakya’nin çok boyutlu kültürel yapisinin bölge için önemine dikkati çeken Akyol, “Her döneme ait kültür varliklarinin tek tek belli planlamalarla ele alinmasi lazim. Su anda yikim gören yerlerin daha önce de bu dersleri almis olmamiz gerekiyordu. Belki de yeniden yapilasmaya açilmamasi, hatta su anda Antakya’nin üzerinde bulundugu 4-5 m altinda tarihi Antakya’nin belki yeniden ortaya çikarilarak bu sefer yeni bir sinerji ortaya çikarilmasi mümkün olabilir” dedi.



“Kültür varliklariyla ilgili riskli bölgelerde bir sablon çalisma olusturabiliriz”

Akyol, birtakim testlerle kültür varliklarinin depreme dayanikli olup olmadigi yönünde çalisma yapilmasi gerektigine vurgu yaparak, sözlerini söyle sonlandirdi:

“Kültür varliklarini da artik öncelikli olarak deprem bölgesinden baslayarak riskli bölgelerde, Türkiye’nin her yerinde bir sablon çalisma olusturabiliriz. Artik kültür mirasinin tüm eserlerini genellenip bizim bir depreme, deprem olmadan önce ne kadar hazir oldugumuz bu eserlerin üzerinden de önce analiz edilebilir, sonra da tedbirler alinabilir. Bunlar tabii ki zamana yayilip, uzun, verimli çalismalar ama orta vadede, yakin vadede ekipler olusturulup, taramalar yapilip orta vadede de restorasyon stratejileri ortaya çikarilabilir.”
Kaynak: İHA