Içinde Yasadigi Ve Is Yeri Oldugu Barakasi Yandi, 75 Yasinda Zor Durumda Kaldi

Elazig’da yasayan 4 çocuk babasi Yusuf Aygün, Bingöl yolunun 40’inci kilometresinde kurdugu barakada 22 yildir çay satarak geçimini sagliyor. Yaz kis demeden yillardir yaktigi semaverde yolcularin içini isitan Aygün’ün esi 3 yil önce hayatini kaybederken 4 ay öncede hem yasadigi hem de ekmek parasini kazandigi barakasi çikan yanginda kül oldu. Canini zor kurtaran ve 15 gün hastanede tedavi gören Aygün, ekmek teknesinin basina geri döndü. Kendisine verilen konteynerde yasayan Aygün, sularinin kesik olmasindan dolayi tarladaki bir artezyenden bidonlarla su tasiyor. Tüm esyalari küle dönen ve konteynerinde hiçbir seyi olmayan Aygün, üst üst koydugu minderlerin üzerinde yatiyor. Çocuklarinin yanina siginamayan Aygün’ün en büyük korkularindan biri de konteynerinin 3 ay sonra elinden alinacak olmasi. Esinin ölmesinin ardindan perisan oldugunu dile getiren Aygün, kimsenin artik durup çay içmedigini ve kendi kendine mücadele verdigini söyledi.



3 ay sonra konteyneri geri alinacak

22 senedir yol kenarinda çay sattigini belirten Yusuf Aygün, “Çay satarak geçimimi sagliyorum. Kurban Bayraminin arifesinde mekanim yandi ve kül oldu. 3 sene önce de esimi kaybettim. Burada çay satiyorum ama içen de yok. Gelen gidiyor. Ekmek parasini kazanamiyorum. Konteyner için 3 ay ugrastim ve muhtarin vasitasi ile aldik. Bana konteyneri 3 ayligina verdiler. Alirken kagit imzalattilar ve 3 ay sonra geri alacagiz dediler. Müdürüm, 3 ay sonra kisa geliyor, ben kisin ne yapacagim dedim. Sonra 6 ay olsun dediler. Onun da 3 ayi geçti kaldi 3 kaldi. Ben 3 ay sonra ne yapacagim nereye gidecegim ve nerede kalacagim. Suyum su an kesik durumda. Elektrikten bana 20 bin lira borç çikarmislar. Konteynerde elektrik yakiyorum ve ödeyemiyorum. Yakmayinca da soguktur, geçinemiyorum. Ben bu sene burada ölürüm” dedi.



’’Esim varken durumun çok iyiydi. o ölünce perisan oldum’’

4 çocugunun oldugunu aktaran Aygün, “Onlar da kendi isinde gücünde. Onlar da kirada kaliyor, kendilerini geçindiremiyorlar. Bana da el atamiyorlar. Onlarin yanina da siginamiyorum. Allah rizasi için bende insan gibi yasiyim. Konteynerin içi çok kötü ve yastiklarin içinde yatiyorum. Diger esyalarim hep yandi kül oldu. Dolabim çekyatlarim, oturma guruplarim yandi. Barakamda her seyim de vardi, kendi kendime geçiniyordum. Konteynerde sobada yanmiyor. Elektrikle isiniyorum onu da ödeyemiyorum. Devlet tarafindan 65 yas yasli ayligi olarak 2 bin 300 lira aliyorum. Esim varken durumun çok iyiydi. Esim ölümce 3 senedir perisan oldum. Kimse bana bakmiyor. Kendi kendime mücadele veriyorum ama bu kadar oluyor bundan fazlasini yapamiyorum” diye konustu.



"Degil vali, yardimcisi bile benim derdimi dinlemedi"

Suyu tarlada bulunan artezyenden aldigini dile getiren Aygün, “Onun üzerinden su akiyor. Gidip oradan kovalarla doldurup getiriyorum. Ondan çay yapiyorum. Su olmadigi için de banyo yapamiyorum. Hiç bu durumlara düsecegimi hayal etmezdim. Allah’a kurban olayim, düsüp kalmaz bir Allah’tir. Yine Allah’ima çok sükür ediyorum” seklinde konustu.

Yanginda ayaklarinin da yandigini aktaran Aygün, “15 gün hastanede tedavi gördüm. 15 gün sonra AFAD’a gittim. AFAD bana geciktigimi söyledi.

Ben de valilige ve AFAD’a dilekçe verdim. Valilige gittim beni vali ile degil vali yardimcisiyla bile görüstürmediler. Oradaki kapicilar beni yardimlasmaya yönlendirdi. Beni valilik gönderdi dedim, esyam yandi dedim ’Biz böyle bir yardim yapamayiz’ dediler. Valiler bizim derdimizi dinlemedi. Vali degil yardimcisi bile benim derdimi dinlemedi. Beni oradaki kapicilar sosyal yardimlasmaya gönderdi. Onlar da beni geri çevirdi” diye kaydetti.