Ziraat Mühendisi Karaarslan, 'Geçen Yillara Göre, Yagis Miktarinda Yüzde 60'In Üzerinde Bir Düsüs Var'
Bingöl ve bölgedeki yagisin yetersiz oldugunu belirten Ziraat Mühendisi Cuma Karaarslan, “90 günlük, 150 günlük yagis parametrelerine baktik. Geçen yillara göre yüzde 60’in üzerinde bir düsüs var. En çok 24 saat 35 gün yagis alan bir bölgeyiz, simdi baktigimizda toplam 14 gün ama tam gün degil, yagis geçisleri diyor. Dolayisiyla bu da depolari doldurmayacagi için büyük bir handikap” dedi.
Hafta sonu Bingöl ve bölgede kar yagisi etkili oldu ancak kisa sürdü. Bingöl gibi yüksek kesimlerde kar ve yagmurun önemli olduguna dikkat çeken Ziraat Mühendisi Cuma Karaarslan, ürünlerde ölümlerin meydana gelebilecegini belirtti.
Karaarslan, “Bingöl, Erzurum, Mus, Van, Kars ve benzeri yüksek bölgelerde kar yagisi olmazsa nehirlerde, barajlarda, göletlerde su olmaz. Yüksek alanlarimizdaki yeralti su kaynaklarimiz olmamis olacak. Bütün bu olumsuzluklar içerisinde su yetersizligi dedigimiz, su esigini ve aküferleri dolduramadigimiz bu dönemde ilk etapta tarimsal sulama alaninda çok büyük bir handikap. Daha sonra tarimsal kuraklik ve daha sonra bu kaotik sistemin birbirini etkilemesiyle korktugumuz sey, ürünlerin desen ve yer degistirmesi, tür degistirmesi, ölmesidir” diye konustu.
Yillardir Bingöl’de bugdayi sulamadan yetistirdiklerini aktaran Karaarslan, "Çünkü normal Nisan, Mayis yagmurlarimiz yeterli gelmesine ragmen ama bu mevsim degisikliginden dolayi kelle tutma evresine kadar su ihtiyacini karsilama zorundayiz. Yagmur olmazsa o dönemlerde ki olmayacagi görülüyor. 90 günlük, 150 günlük yagis parametrelerine baktik. Geçen yillara göre yüzde 60’in üzerinde bir düsüs var. En çok 24 saat 35 gün yagis alan bir bölgeyiz, simdi baktigimizda toplam 14 gün ama tam gün degil yagis geçisleri diyor. Dolayisiyla bu da depolari doldurmayacagi için büyük bir handikap. Barajlar dolmayacak, sulama sulari olmayacak. Bütün suyu haziran ayinda bugdayi sulamada kullanirsak diger misira, yoncaya, sebzeye, meyveye, bahçelere su kalmamis olacak. Bütün bunlari irdeledigimizde bizim en büyük korkumuz, sicak iklim kusagina giren dönemlerde hem sebzenin sasmasi, hem meyvenin sasmasi ve açmasidir. Soguk ve su ihtiyacini da karsilayamadigi için çok kötü ama söylemek istemedigimiz ölümler, bitki desenlerinde ölümler ve tür degisimleri yasanacak. Bunun da önüne geçmenin tek yolu, benim kanaatimce su hasadi. Evlerden baslayip o tasarrufu saglayarak tarimsal sulamaya kadar tedbirler alarak basarabilecegimize inaniyorum” seklinde konustu.