Doç. Dr. Halit Karaca Açiklamasi 'Kanser Riskini Azaltmak Için Islenmis Gidalardan Uzak Durun'

1-7 Nisan Kanser Haftasi dolayisiyla açiklamalarda bulunarak; dünyada her yil 12 milyon kisiye kanser tanisi konuldugunu ve 7 milyon 600 bin kisinin kanserden öldügünü söyleyen Memorial Kayseri Hastanesi Tibbi Onkoloji Uzmani Doç. Dr. Halit Karaca; Türkiye’de ise her yil 150 bin kisinin kansere yakalandiginin tahmin edildiginin altini çizdi. Ölüm nedeni olarak kalp ve damar hastaliginin hemen arkasindan kanserin geldigini ifade eden Halit Karaca; “Kanser, anormal hücrelerin kontrolsüz çogalmasi ve yayilmasi ile karakterize bir grup hastaliktir. 150’ye yakin kanser türü vardir; bu sayi alt türler ve nadir tümörler ile birlikte bini asmaktadir. Bununla birlikte yetiskinler en sik görülen kanser türleri akciger, meme, kolon, prostat kanserleridir. Tedavi edilmedigi zaman ölümle sonuçlanan kanser, önemi giderek artan bir saglik ve yasam sorunu haline gelmistir. Ölüm nedeni olarak, kalp ve damar hastaliklarinin hemen ardindan gelmektedir. Bati toplumlarinda her yil 250-350 kisiden biri kansere tutulmaktadir. 60 yasin üzerindeki grupta ise kanser sikligi oldukça artmakta 300 kiside 4-5 civarina yükselmektedir. Dünyada her yil 12 milyon kisiye kanser tanisi konulmakta ve 7 milyon 600 bin kisi kanserden ölmektedir. Ülkemizde ise her yil 150 bin kisinin kansere yakalandigi tahmin edilmektedir. Bu sayilari azaltmak için özellikle önleme çalismalarina önem vermek gerekmektedir. Ayrica tarama ve erken tani ile hastaligin erken yakalanmasi bir o kadar degerlidir. Tüm kanserler degerlendirildiginde yaklasik 1 bölü 3’ünün önlenebilir ve 1 bölü 3’ünün de erken tespit edilebilir oldugu görülmektedir. Genel olarak tüm kanser türlerinden ölüm oranlarinda son zamanlarda erken teshis ve tedavi olanaklari nedeniyle azalma gözlenirken, kadinlarda sigara kullaniminin artisina bagli olarak akciger kanseri görülme sikligi ve ölüm oranlari artmaktadir” diye konustu.

Kanserin, kalitimsal faktörler ve sigara, çevre kirliligi, yanlis beslenme gibi çevresel faktörlerin etkisinde olustugunu belirten Karaca, kanserin beslenme ile ilgisinin yüzde 35 oldugunu söyleyerek, sözlerine su sekilde devam etti:

“Nelerin kanserojen olabilecegi ve nasil korunabilecegi günümüzün en popüler konulari arasinda basi çekmektedir. Farkli kaynaklara göre kanser olusumunun beslenme ile ilgisinin yüzde 35 oraninda oldugu kabul edilmektedir. Kanserden korunmada yasam boyu dogru beslenme aliskanliklarinin edinilmesi çok büyük önem tasimaktadir. Kanser riskini azalmak için saglikli kiloda olmanizi saglayacak bitkisel agirlikli bir diyet tercih edilmelidir. Fazla kilolu olmak ve obezite kanser riski ile iliskilidir. Islenmis gidalar, cips, veya tatlilar gibi yogun kalorili gidalardan kaçinilmalidir. Islenmis et tüketimini en aza indirip, rafine tahil ürünleri yerine tam tahillar tercih edilmelidir. Her gün 5 porsiyon meyve tüketiminin yani sira alkollü içecek tüketiminin sinirlandirilmasi gerekmektedir. Sigaradan uzak durulmasi gerekirken, hareketli bir yasam tarzi seçilmelidir. Buna ragmen kanser hastaligina yakalanirsaniz bilimsel olarak kanitlanmis en iyi tedaviye ulasmak kanser tanisi alan her bireyin evrensel hakkidir. Özellikle kanser tedavisinde gündemde olan ‘hedefe yönelik tedavi’ ile yan etkisi çok ve normal hücrelere de zarar verebilen klasik kemoterapi ilaçlarinin yerini, sadece kanserli hücreyi etkileyen, yan etkisi daha az ilaçlar almaktadir. Bazi kanser türleri yayilim yapsa dahi bu güçlü tedavi seçenekleri ile giderek kronik birer hastalik halini almaktadir.”