'Rusya'nin Ukrayna'nin Toprak Bütünlügüne Yönelik Hamlesini Mesru Ve Kabul Edilebilir Görmüyoruz'

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Baskani Mustafa Destici, “Rusya’nin, Putin’in yaptigi açiklamada dile getirdigi SSCB sinirlari içindeki halklar ve bölgelerle hala devam eden ekonomik, siyasi ve kültürel iliskileri ile güvenlik endiselerini ‘anlasilabilir’ bulanlar olsa da biz Rusya’nin Ukrayna’nin toprak bütünlügüne yönelik hamlesini hiçbir sebeple ve sartla mesru ve kabul edilebilir görmüyoruz” dedi.

'Rusya'nin Ukrayna'nin Toprak Bütünlügüne Yönelik Hamlesini Mesru Ve Kabul Edilebilir Görmüyoruz'
TBMM’de basin toplantisi düzenleyen Destici, gündemdeki konulari degerlendirdi. Destici, Ukrayna’daki gelismeler konusunda sorunun sadece Donbas bölgesinden ibaret olmadigini söyleyerek, “ABD’nin tüm dünyada, özellikle Rusya’nin ‘kendi nüfuz sahasi saydigi’ bölgelerde kendine bagli yönetimler olusturmaya çalismasi, bunun karsisinda Rusya’nin Sovyetler Birligi’nin dagilmasiyla ‘kaybettiklerini telafi etme’ gayreti, bizce bugünkü sorunun temellerini olusturuyor. Bugün yasananlarin bir benzerine 2014’te Kirim’in ilhakinda sahit olmustuk. Yine, seklen aynisi olmasa da pek çok yerde mesela Gürcistan’da ve Ermenistan’da ABD ve Rusya arasindaki nüfuz savasinin etkilerini yasadik, halen bütün siddetiyle yasamaya devam ediyoruz. Rusya’nin, Putin’in yaptigi açiklamada dile getirdigi SSCB sinirlari içindeki halklar ve bölgelerle hala devam eden ekonomik, siyasi ve kültürel iliskileri ile güvenlik endiselerini ‘anlasilabilir’ bulanlar olsa da biz Rusya’nin Ukrayna’nin toprak bütünlügüne yönelik hamlesini hiçbir sebeple ve sartla mesru ve kabul edilebilir görmüyoruz. Bu konuda Sayin Cumhurbaskanimizin ve Disisleri Bakanligimizin yaptigi ‘Rusya’nin sözde Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetlerini tanima kararinin Minsk Anlasmalarina aykiri oldugu’, ’Harekatin Ukrayna’nin siyasi birliginin, egemenliginin ve toprak bütünlügünün açik ihlali anlamina geldigi’ ve ‘Rusya’nin bu kararinin kabul edilmez olarak degerlendirildigi’ yönündeki açiklamalari destekliyoruz” dedi.



ABD’ye elestiriler

ABD’nin de NATO ve dünya barisiyla ilgili tezlerini tutarli bulmadiklarini kaydeden Destcici, “Bu tutarsizligin nedenlerinin ilk sirasinda ABD’nin dünyanin pek çok yerinde benzer yöntemlerle benzer problemlere sebep olmasi var. ABD’nin uluslararasi iliskilerinde önceligi hiçbir zaman ‘baris’ ve ’demokrasi’ olmadi. Benzer hadiseler Kirim’da da yasandi. Bugün -kurumsal olarak- Birlesmis Milletler’i, Avrupa Birligi’ni ve NATO’yu Avrupa ülkelerinin tümünü ve dünya üzerinde Rusya’yla iliskisi olan tüm ülkeleri Rusya ile arasinda devam eden ‘güç savasi‘nda yaninda yer almaya zorlayan ABD, o gün hiçbir sey yapmamisti. Yine son olarak ABD, NATO ülkesi olmamiza, NATO Sözlesmesi’nin açik, net, hiçbir tartismaya ve tevile imkan tanimayan 5. maddesine ragmen Suriye’den ülkemize yönelen saldirilari ‘Türkiye’nin kendi meselesi’ olarak tanimlamisti. ABD, bilindigi gibi geçen yil ’ABD’nin Hasimlarina Yaptirimlar Yoluyla Karsilik Verme Yasasi (CAATSA)’ kapsaminda Türkiye’ye yönelik yaptirim kararlari almisti ve uygulamaya devam ediyor. Proje ortagi oldugumuz, parasini ödedigimiz F-35’leri bize teslim etmedigi gibi, Türkiye’nin bir hava savunma sistemine sahip olmasini engellemeye çalisiyor, Türkiye’nin hava savunma sistemine sahip olmasini yaptirim gerekçesi sayabiliyor. Yine ABD, dogrudan Biden’in agzindan ’Türkiye’de bir yönetim degisikligi istedigi’ ve bu degisikligi ’muhalefetteki dostlariyla birlikte gerçeklestirecekleri’ yönünde açiklamalar yapmisti. ABD, hala Türkiye’yi hedef alan basta PKK/PYD-YPG olmak üzere terör örgütlerine destek olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandi.

Türkiye’nin taraflarin tümüyle iliskilerini ve is birliklerini sürdürebilen tek ülke oldugunu kaydeden Destici, “Türkiye, yasanan problemde çözümün anahtari olmali; bunu gerçeklestirebilmek için Ukrayna’nin toprak bütünlügü disinda hiçbir tarafin kayitsiz sartsiz destekçisi olarak konumlanmamalidir. Türkiye, gerginligin savasa dönüsmemesi için elindeki tüm gayreti göstermektedir. Türkiye, durumu tüm faktörleriyle ve yönleriyle degerlendirebilecek, tüm senaryolari öngörebilecek, adalete ve evrensel degerlere bagli kalarak istikametini belirleyebilecek birikime ve iradeye sahip güçlü ve köklü bir devlettir. Türkiye, taraflarin tümüyle adaletten ayrilmadan, süreci de iliskileri de yönetebilecek tecrübeye ve yetenege sahiptir” seklinde konustu.



ALTI PARTININ LIDERLERININ BIR ARAYA GELMESI

Alti partinin bir araya gelmesine iliskin de Destici, “’6’li masa’ kamuoyunda olusturulmaya çalisilan etkiyi ve atfedilen önemini kaybetse de gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Degerlendirme yaparken zaman zaman konularin esasini kaçirabiliyoruz. Maalesef, ülkemizde muhalefet partilerinin önemli bir kismi sorunlarin çözümüne katki yapamiyor, iç politikayla milli meseleleri birbirinden ayiramiyor, oy istedigi topluma bir gelecek projesi sunamiyor. Toplumdaki farkliliklarin, gündelik politik anlasmazliklari, karsilikli polemiklerin sekillendirdigi sabun köpügü bir söylem, siyaseti gerçek disi bir zemine hapsediyor. Çogu zaman muhalefeti gözlemledigimizde ülkenin en temel meselelerinde bile iktidarlari yönlendirecek, iktidarlara kendini test etmek zorunda hissettirecek saglikli, derli toplu, tutarli bir söyleme rastlayamiyoruz. Çok uzaga gitmeyelim, yasadigimiz ekonomi krizde, pandemi döneminde, kisitlama sartlarinda, ülkemizin terörle mücadelesinde ve sinir ötesi harekatlarinda bile hatirda kalan bir öneride bulunmadilar ya da bulunamadilar. Her biri ayri ayri ’Kürt meselesi’ tabiriyle kast ettikleri seyi, ’Güçlendirilmis Parlamenter Sistem’ dedikleri seyi izah edemezlerken; mazilerinde, söylemlerinde, dünyalarinda hemen hemen hiçbir müsterekleri bulunmayan 6’si bir araya geldiklerinde nasil anlasip tarif edecekler merakla bekliyoruz” diye konustu.

(Ahmet Umur Öztürk - Ibrahim Berat Yilmaz/IHA)
Kaynak: İHA