Milli Egitim Bakani Özer Açiklamasi 'Kadinlarin Dual Mesleki Egitimdeki Payi Yaklasik 15 Kat Artti'

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, Fransa’nin baskenti Paris’teki OECD Egitim Bakanlari Toplantisi’nin ikinci gününde gerçeklestirilen programlar kapsaminda "Egitim Hayatini Çalisma Hayati ile Uyumlu Hâle Getirmek" temali oturumda Türkiye’nin mesleki egitim alaninda gerçeklestirdigi dönüsümleri paylasti. Bakan Özer, konusmasinda mesleki egitimin sadece egitim çag nüfusu için degil, egitim çag nüfusu disindaki yetiskinlerin de is gücü piyasasina entegrasyonunda ve özellikle mültecilerin entegrasyonunda çok önemli bir islev gördügünü söyledi.

Türkiye olarak son yillarda mesleki egitimin güçlendirilmesiyle ilgili çok önemli projeler hayata geçirdiklerini aktaran Özer, "Bizde mesleki egitim; okul temelli meslek lisesi olarak veriliyor. Bir de Almanya’daki gibi dual mesleki egitim var; yani haftada bir gün okulda, diger günler gerçek is ortamlarindaki mesleki egitim merkezlerinde egitime devam ediliyor. Bizim özellikle meslek liseleriyle yaptigimiz en önemli hamleler, süreçlerin tamamina sektörün dahil edilmesi oldu. Sektör dahil edildikten sonra tüm müfredati güncelledik ve özellikle meslege özgü, akademik ve jenerik becerilere çok fazla agirlik veren yeni bir mesleki egitim insasina geçis yaptik. Bu süreç gerçekten akademik olarak basarili ögrencilerin mesleki egitime dogru kaymasinda çok önemli bir islev gördü. Ayni zamanda yaparak/yasayarak ögrenmeyi merkeze koymakla meslek egitimi çok daha iyi noktaya tasidik" dedi.



Türkiye’de mesleki egitim tarihinde ilk kez mesleki egitimi AR-GE merkezleriyle, fikri mülkiyet ve sinai haklarla bulusturma imkanina kavusturduklarini vurgulayan Özer, "Artik meslek liselerinde marka, patent, faydali model, tasarim gibi fikri mülkiyetle ilgili ürünlerin inovatif yaklasimla gelistirilmesi ve tesciliyle ilgili süreçler, çok yaygin bir sekilde kullanilmaya basladi.

Meslek liseleri özellikle yaptiklari ürünlerle sadece bir mesleki egitim olarak degil, ayni zamanda toplumsal ihtiyaçlarin karsilanmasinda da çok önemli bosluklari doldurmaya basladilar. Meslek liselerinin özellikle Covid-19 salgini sürecinde toplumun ihtiyaç duydugu maske ve dezenfektandan solunum cihazina, maske makinesine kadar çok sayida ürün üreterek ihtiyaç duyulan noktalara ulastirilmasinda çok büyük katkilari oldu" dedi.



“Egitim merkezlerine kayitli dual mesleki egitimdeki ögrenci sayisini 159 binden 1 milyon 151 bine çikardik”

Türkiye’nin mesleki egitimdeki en önemli kirilma noktasinin dual mesleki egitimde gerçeklestigine dikkati çeken Özer, "2021 yilinin sonunda hem isverenler için hem de gençler için çok cazip mekanizma olusturan yeni bir kanuni düzenlemeye gittik. Bu kanuni düzenlemeden sonra Türkiye’de bir yil gibi kisa sürede mesleki egitim merkezlerine kayitli dual mesleki egitimdeki ögrenci sayisini 159 binden 1 milyon 151 bine çikardik" dedi.



Türkiye’de mesleki egitim merkezlerinde ortaokul mezunu olmanin yeterli oldugunu hatirlatan Bakan Özer, "Herhangi bir yas sinirlamasi yok. Dolayisiyla özellikle ne egitimde ne de istihdamda olan yetiskinlerin mesleki egitim yoluyla hayata baglanmalarinda çok önemli bir firsat da ortaya çikmis oldu” dedi.

"Gelinen noktada, 159 binden 1 milyon 150 bine çikan mesleki egitimdeki ögrenci sayisini görüyoruz ki yüzde 55’i 18 yasinin üzerinde" ifadelerini kullanan Özer, dolayisiyla OECD ülkelerin özellikle egitim ve is gücü piyasasindaki geçiskenligin performansini ölçmede kullandigi NEET (Ne Egitimde Ne Istihdamda) oraninda Türkiye’de 2022 yili için çok önemli iyilestirmelere yol açtiklarini belirtti.

Özer, "Türkiye’nin bu orani OECD ortalamasinin yaklasik iki kat olmasina ragmen özellikle mesleki egitim merkezlerinin bu sekilde güçlenmesi, Türkiye’nin ne egitimde ne istihdamda olan yetiskinlerin egitim süreçlerinde mesleki egitim yoluyla entegrasyonda çok önemli mesafe almasina yol açti" dedi.



"Kadinlarin dual mesleki egitimdeki payi yaklasik 15 kat artti”

Burada en önemli kazançlardan birinin de kadin istihdaminda açilimin saglanmasiyla ilgili oldugunu kaydeden Özer, "Kadinlarin mesleki egitim merkezlerindeki, yani dual mesleki egitimdeki payi, bir yil gibi kisa sürede yaklasik 15 kat artti. Dolayisiyla artik özellikle ne egitimde ne istihdamda olan kadinlarin mesleki egitim yoluyla is gücü piyasasina entegrasyonunda çok önemli bir avantaj saglanmis oldu" dedi.



“Su anda Türkiye en fazla Suriyeliye ev sahipligi yapan ülke konumunda”

Türkiye’nin göçmenlerle ilgili çok önemli bir yük tasidigina dikkat çeken Özer, “2011’de Suriye’deki iç savasin baslamasindan sonra Suriyelilerin Türkiye’ye akiniyla, su anda Türkiye en fazla Suriyeliye ev sahipligi yapan ülke konumunda. Yaklasik 4 milyon Suriyeli var ve bunlarin yaklasik 1 milyonu egitim çagi nüfusunda oldugu için Türkiye’nin egitim hizmetinden yararlaniyorlar ama geri kalan Suriyelilerin de is gücü piyasasina entegrasyonunda mesleki egitim merkezlerini ve mesleki egitimi çok önemli enstrüman olarak kullaniyoruz. Böylece toplumun, özellikle mülteciler baglaminda da çok daha kapsayici bir asamaya geçmesinde, mesleki egitimi çok basarili bir enstrüman olarak kullanmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dolayisiyla mesleki egitimdeki son bir iki yil içindeki bu büyük dönüsüm, hem Türkiye’nin ortaögretim sisteminin güçlenmesinde hem de egitimde kapsayiciligin ve esitligin artmasinda çok önemli islev gördü. Ayni zamanda istihdamdaki dezavantajlarin ortadan kaldirilmasinda çok önemli bir katki sagladi" dedi.



Bakan Özer, OECD Egitim Bakanlari Toplantisi’nin kapanis oturumuna katildi

Özer, Paris’teki OECD Egitim Bakanlari Toplantisi kapsaminda düzenlenen "Egitim Yoluyla Esitlikçi Toplumlar Insa Etmek" baslikli bildirinin kabul edildigi kapanis oturumuna katildi.

Programlarda Bakan Özer’e Bakan Yardimcilari Petek Askar ve Sadri Sensoy’la AB ve Dis Iliskiler Genel Müdürü Hasan Ünsal da eslik etti.