Osmanli Saraylarini Süsleyen Sedef Sanatini Bugüne Tasiyorlar

Gaziantepli Mustafa Kaya, Osmanli’da Fatih Sultan Mehmet ve 2. Abdülhamid Han basta olmak üzere birçok padisahin ugras verdigi "sedef kakma" sanatini yasatmaya çalisiyor.

Osmanli Saraylarini Süsleyen Sedef Sanatini Bugüne Tasiyorlar
Türkiye’de yok olmaya yüz tutmus sanatlardan birisi de Padisah meslegi olarak bilinen "sedef kakma" sanati. Osmanli Dönemi’nde birçok padisahin ugras verdigi sanat, bugün sadece birkaç ilde yasatilmaya çalisiliyor. Kaya’nin yaptigi sedef islemeli neyler ve diger ürünler, yurt içinde ve disinda birçok yere gönderiliyor. Bu ürünler bazi tarihi dizilerde de kullaniliyor.

Sedef Kakma Sanati hakkinda bilgi veren Sedef Ustasi Mustafa Kaya, el sanatlarinin hiçbir zaman ölmeyecegine dikkati çekerek, su degerlendirmede bulundu: “En ilginç ürünümüz canavarli tüfek dedigimiz ürünümüz tamamen dogal ürünlerden yapiliyor ham maddesi ceviz agaci kullanilan disler orijinal dis, gözlerde özel taslardan olusuyor. Istanbul’dan getiriyoruz göze benzesin diye müsterinin mutlaka ilgisini çekiyor isteyenlerin talebine göre yapiyoruz”.

“Sedef isçiliginin 14 asamasi vardir”

35 yilidir sedef kakma isi yapan Mustafa Kaya, “Usta ögreticiyim atölyemizde de kendi islerimizi yapiyoruz. Sedef isçiliginin 14 asamasi vardir, bunlari yapan özel marangozlari var biz onlara götürüyoruz. Agaci ya ceviz ya da gürgen olmali baska agaçlar olmuyor. Marangoz bizim istedigimiz ölçüleri verdikten sonra bize teslim ediyor. Biz ilk çizme islemini yaptiriyoruz. Ondan sonra telkâri islemine geçiliyor. Tekrardan oyuluyor oyulduktan sonra sedefi yapiliyor. Ondan sonra yapistirma islemi var. Daha sonra kurutma islemi var. Hava sartlarina bagli olarak degise biliyor. Zimpara ile silinme islemi ondan sonra eskiten bir renk vermek için kezzap kullanmak gerekiyor. Kezzaptan sonra yakma islemi yapiliyor. Insanlar bilmiyor boyadigimizi saniyorlar ama degil, tamamen dogal olmasi için yüksek atesle yakiliyor. Son islem olarak zimpara ile parlatama islemine geçmek istiyoruz. Cilamiz Dominika veya Hindistan’dan geliyor” ifadelerini kullandi.

“Islerimiz iyi düsüs yok”

Isin yogunluguna bagli olarak 1 - 2 ay kadar sürebildigini ifade eden Kaya, “Elindeki isçilik oldugu için zaman siniri yok. Isin yogunluguna göre zaman degisiyor. Bir kutuya yaklasik 3-4 ustanin eli degiyor. Tek elden çikmiyor. 4-5 ustanin eli degmesi gerekiyor. En ilginç ürünümüz canavarli tüfek dedigimiz ürünümüz tamamen dogal ürünlerden yapiliyor. Ham maddesi ceviz agaci kullanilan disler orijinal dis, gözlerde özel taslardan olusuyor. Istanbul’dan getiriyoruz göze benzesin diye müsterinin mutlaka ilgisini çekiyor isteyenlerin talebine göre yapiyoruz. Isimiz biraz yogun el isçiligi oldugu için maliyeti fazla kisilerin alim gücüne göre özel günlerde Yilbasinda, Ögretmenler Gününde yada Sevgiler Gününde tespih kutulari el aynasi gibi çesitlerimiz satiliyor. Tamamen el ürünü oldugu için islerimiz iyi düsüs yok” dedi.

Sedef kakma ustasi Mustafa Kaya, ekibiyle kurdugu atölyede, Osmanli sarayi sedef sanat üslup ve motiflerini, geleneksel teknikler kullanarak evlere ve hediyelik esyalara isliyor. Tarihi mekanda kurdugu Sedef Atölyesi’ndeki ekiple Osmanli saraylarindaki sedef sanatinin yani sira dönemin; mobilya ile gündelik ve süs esyalarinda yer alan motiflerini klasik yapim tarzlarina sadik kalarak günümüze tasimaya baslayan Emekli, ortaya çikardigi ürünlerle kisa zamanda hem Türkiye’den hem de dünyadan ilgi görmeye basladi.

Osmanli’da özellikle sedefkar oldugu bilinen 2. Abdülhamit Han döneminde genis kullanim alanina sahip olan sedef kakma sanati yerli ve yabanci turistlerin ilgi odagi olmaya devam ediyor. Ceviz, ardiç agaçlarinin degisik ebatlardaki parçalari üzerine açilan yuvalara midye ve istiridye kabuklarindan elde edilen sedefin gömme yoluyla yapistirilmasi olarak ifade edilen sedef kakma sanatina ilgi her geçen gün artiyor.
Kaynak: İHA