Merkez Bankalari Çevre Dostu Olma Hedefinde
Son yillardaki küresel gelismeler, özellikle de iklim degisikligi, ekonomi politikalarinin sürdürülebilirlik ile uyumunu yeniden gündeme getirdi. Uluslararasi Para Fonu (IMF) olmak üzere Avrupa Merkez Bankasi (ECB), ABD Merkez Bankasi (FED) ve Japonya Merkez Bankasi, para politikalarini iklim degisikligini göz önünde bulundurarak düzenlemeye basladi.

Konuya iliskin finansal politikalar, para politikalari, arastirma ve savunuculuk ile liderlik kriterlerinin baz alindigi rapora göre; 130 puan üzerinden 52 puan ile Fransa, 51 puan ile Brezilya ve 50 puan ile Çin ilk üç sirada yer alirken, Türkiye 5 puan ile G20 ülkeleri siralamasinda 18. sirada yer aldi.
Dünyadaki merkez bankalarinin para politikasi hedeflerini gözden geçirdigini ve düzenlemeler yaptigini söyleyen Yasar Üniversitesi Isletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Serpil Kahraman, “Bilindigi üzere, risk ve belirsizlik ekonomilerde kirilganligi arttiran hatta krize sürükleyen temel unsurlar. Haliyle risk ve belirsizligi azaltan her hamle zaten korona virüsü pandemisi gibi, Rusya-Ukrayna Savasi gibi etkenlerle iyice kirilganlasan piyasalar için olmazsa olmaz. Tam da bu süreçte, ekonomiler, finansal piyasalarin görev sorumluluklari ile alaninin genisleyerek, artik dogal kaynaklarin sürdürülebilirligine odakli politikalar ortaya koymada rolünü tartisir oldu. Aslinda, mevcut küresel gelismeleri düsünürsek ihtiyaçtan öte bu bir zorunluluk desek yanlis olmaz sanirim” dedi.
Basta küresel iklim degisikligi olmak üzere çevresel faktörlerin olusturdugu risklerden bahseden Doç. Dr. Kahraman, “Bu riskler hem reel hem finansal kesimi etkileyerek makroekonomik istikrarsizligi, özellikle de arz yönlü soklari tetikliyor. Haliyle merkez bankalarinin para politikasi hedeflerinde bu riskleri de gözetmesi, ana politika hedefi için de bir gereklilik. Özellikle arz soklari, fiyat baskisi, dolayisiyla para politikasi hedeflemesi ‘fiyat istikrari’ olan merkez bankalari için bir nevi odak noktasi. Bu amaca yönelik olarak fon akisinin kanalize edilmesi veya kirli yatirim diye tabir edilen ekolojik zarara sebep olan yatirimlara fon akisinin kisitlanmasi, yesil varliklarin tesviki gibi politikalar tartisiliyor” diye konustu.
Merkez bankalari yesil çalismalar yapmaya basladi
Yesil Merkez Bankaciligi ve Yesil Para Politikalari kavramlarinin gündemde olmaya devam edecegini aktaran Doç. Dr. Kahraman, “Küresel piyasalarin bu denli eklemlenmis oldugu günümüzde kuskusuz para politikalari tek basina yeterli degil, mali politikalarin da ayni sekilde para politikalarina entegre edilmesi de gerekli. Halihazirda basta Uluslararasi Para Fonu (IMF) olmak üzere, Avrupa Merkez Bankasi (ECB), ABD Merkez Bankasi (FED) ve Japonya Merkez Bankasi gibi öncü Merkez Bankalari, para politikalari araçlarinin uyumu ile eylem planlari belirleyerek ‘yesil’ çalismalar yapmaktalar. Her ne kadar Merkez Bankalari, yesil para politikalarina yönelik ciddi adimlar atmis olsa da maalesef G20 ülkeleri de dahil olmak üzere daha fazla somut adima ihtiyaç oldugu asikâr” diye konustu.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasi da, para politikalari kanaliyla küresel iklim degisikligi kaynakli riskleri sinirlandirmaya katki saglamak üzere, “Yesil Ekonomi ve Iklim Degisikligi Müdürlügü” kurdu. Bu dogrultuda amaç, para politikasi ana hedeflerinden sapmadan, uzun vadeli ve sürdürülebilir politika destegi saglamak oldu.
