Prof. Dr. Özatik Açiklamasi 'Domuzdan Insana Kalp Nakli Rutine Girince Birçok Hasta Sifa Bulabilecek'

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Dernegi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Özatik, 2022 yilinin ilk aylarinda ABD’de domuzdan insana kalp nakli yapilmasinin kendilerini kovid asisinin bulunmasi kadar heyecanlandirdigini belirterek, "Gelecekte biz bunu büyük bir umut olarak görüyoruz, rutine girdiginde birçok hastamiza sifa saglayabilecegini düsünüyoruz" dedi.

Prof. Dr. Özatik Açiklamasi 'Domuzdan Insana Kalp Nakli Rutine Girince Birçok Hasta Sifa Bulabilecek'
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Dernegi (TKDCD) 17. Ulusal Kongresi, Antalya’nin Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde gerçeklestirildi.

3 bin 300’ün üzerinde hekim, hemsire ve perfüzyonistin katilimi ile düzenlenen kongrede, 14 ayri salonda, 208 ayri oturum, 386 sözel bildiri ve 276 e-poster yer aldi. Kongrede, kalp ve damar cerrahisindeki çok önemli ve ilgi çeken konularin yani sira, olgular esliginde sik karsilasilan problemlere ve hastaliklara yaklasim ile birlikte tiptaki yeni gelismeler gözden geçirilirken, dünyadaki kalp ve damar cerrahisindeki son gelismeler, programin ana basliklarini olusturdu.

Kongre bünyesinde düzenlenen toplantida konusan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Dernegi ve Kongre Baskani Prof. Dr. Ahmet Kürsat Bozkurt, kovid döneminde yapilan dijital toplantinin ardindan, eski günlerdeki gibi yogun katilimli bilimsel degeri yüksek toplantilari bir daha yapamayacaklarini düsündüklerini söyledi.

Ancak beklediklerinin tam tersine 17. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Dernegi Kongresi’ni Türkiye’nin en büyük katilimli tip kongresi olarak gerçeklestirdiklerini ifade eden Bozkurt, “3 bin 300’e yakin katilimciyla 14 salonda kongremizi yapiyoruz. Bu kongrede genel olarak tiptaki bütün yenilikleri konusuyoruz. Kalpten baslayarak damar cerrahisine kadar pek çok yenilikleri konusuyoruz. Kongremizin en degerli konugu ABD’den gelen Prof. Dr. Muhammad M. Mohiuddin’di. Kendisi bize sunumlarla deneyimlerini aktardi” dedi.

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Dernegi ve Kongre Genel Sekreteri Doç. Dr. Murat Sargin, 4 yil sonra yeniden bir araya gelmenin mutlulugunu yasadiklarini belirterek, gündemlerinin çok degismedigini, temelde ayni konularin tartisilmaya devam ettigini ifade etti.



"Organ bagisinda ayni hassasiyet yok"

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Dernegi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Özatik, kongrenin ana konularindan birinin kalp nakli ve buna yönelik alternatifler olduguna dikkati çekti. Kovid dönemi her süreci etkiledigi gibi doktorlarin hastalara sundugu hizmeti de etkiledigini ifade eden Özatik, “Kalp hastaliklari temel olarak acil ve önceligi olan hastaliklardir. Bir takim rutin ameliyatlarimizi yürütebildik ama bir hasta grubu var ki onlar konusunda ciddi bir sekilde çaresiz kaldik. Onlar kalp yetmezligi hastalaridir. Ileri evre kalp yetmezligi hastalarinin en seçkin tedavi yöntemi kalp nakli ameliyatidir. Kalp nakli ameliyatlarinda biz ne yazik ki beyin ölümü gerçeklesmis vericiye ihtiyaç duyuyoruz. Kovid döneminde genel olarak verici konusunda kisitli sayida verici ile bu ameliyatlari gerçeklestiriyorduk. Yillik 85-90 civarinda hastamiza vericiden aldigimiz kalpleri naklederek sifa verebiliyorduk. Kovid döneminde bu sayi 15-20’ye kadar indi. Verici sayisinda ciddi azalma oldu. Türk toplumu yardim konusunda çok hassas. Olay organ bagisina geldigi zaman ayni hassasiyeti göremiyoruz” diye konustu.



"Heyecanlandik"

2022 yilinin ilk 10 ayinda Türkiye’de bin 266 adet beyin ölümünün tespit edildigini aktaran Özatik, “Bunlarin ne yazik ki bin 44’ünün ailesi organ bagisinda bulunamadi. Ancak 222’sinin organi bagislandi. Tibbi nedenlerle biz zaten yüzde 10 veya 15’ini kullanabiliyoruz. Ancak 15-20 hastaya çözüm üretebilmisiz. Ülkemizde çok ileri düzeyde dünyayla rekabet edecek hastanelerimiz var. Hizmet veren hekimlerimiz, ekiplerimiz var. Saglik Bakanligi tarafindan tek elden yürütülen son derece hakkaniyetli, adaletli, sadece tibbi önceligi önceleyen bir sistemimiz var. Ama bizim en büyük ihtiyacimiz organ vericisidir. Bu süreçte 2022 yilinin ilk aylarinda ABD’de domuzdan insana kalp nakli, kalp yetmezligi ile ugrasan hekimleri biz kovid asisinin bulunmasi kadar heyecanlandirdi. Hastalarimizla siki temas kuruyoruz, o çaresizligi görüyoruz. Hekimiz çözüm üretmek istiyoruz. Bu haberle çok heyecanlandik. Gelecekte biz bunu büyük bir umut olarak görüyoruz. Rutine girdiginde birçok hastamiza sifa saglayabilecegini düsünüyoruz” ifadelerini kullandi.

"Türkiye bu yolda olacaktir"

Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ümit Kervan, bir baska canlidan baska bir canliya organ nakli yapilmasina xenotransplantasyon adi verildigini söyledi.

Bu yilin basinda ABD’de Mohiuddin tarafindan dünyada ilk kez domuzdan insana kalp nakli (xenotransplantasyon) yapildigini aktaran Kervan, “Yaklasik 30 yildir bu isle ugrasiyor. Daha önce domuzdan sempanze ve babunlara yaptigi nakiller basariyla sonuçlaninca ABD’de bu konuda domuzdan insana nakil yapilabilmesi için izin almistir. Basarili nakil gerçeklestirdiler. 100’ün üzerinde çalismalari var. Ekibinin dünyada en uzun bir canlidan baska bir canliya yapilan kalp nakliyle yasayan serisi var. Bu konudaki tecrübeleri çok fazla. Dernek olarak iletisime geçtigimizde Türkiye’ye gelmekten ve tecrübelerini aktarmaktan memnun olacagini iletti. Her defasinda güzel ders anlatti. Kongre aralarinda tecrübelerini arkadaslarimizla paylasti. Ileri yillarda Türkiye’nin de bu yolda olacagina inaniyoruz” diye konustu.



"Insana zararli tüm genler çikariliyor"

Maryland Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Dr. Muhammad Mohiuddin, herkesin ihtiyacini karsilayacak kadar bir organi nakil edebilecek bir durumda olmadiklarini söyledi.

Sadece kalp için degil diger organlarin nakli için bekleme listesinde bulunan hastalarin nakil gerçeklesmeden listede hayatini kaybedebilecegini ifade eden Mohiuddin, “Organ bulunamamasi nedeniyle neredeyse her 8 dakikada bir hastayi bu sekilde kaybediyoruz. Çesitli alternatif yollar var, yapay kalp, mekanik cihazlar bunlardan bir tanesidir. Kalp yetistirme bunlardan biri. Biz buna ilave bir alternatif yöntem düsündük ve insan disi organizmalardan alinabilen kalbin kullanilmasi sekliydi. Domuzdan elde edilen kalbin kullanilmasi son alternatif çözümdü. Burada kalbi oldugu gibi kullanmiyoruz bir takim genetik degisiklikler yapiyoruz. Donör olan canlinin içindeki insana zararli olabilecek bütün genler çikariliyor, ayiklaniyor ve insana uygun genler ekleniyor. Oldugu gibi orijinal haliyle domuz organi kullanilmamis modifiye edilmis bir organ kullanilmis oluyor. Insan vücudu tarafindan kabul edilebilir bir organ elde edilmis oluyor. Bu sekilde ilk organ nakli gerçeklestirildi.

Aslinda yillardir yaptigimiz bir nakil islemiydi bu. Domuzdan gerekli genetik degisiklikler yapilarak babunlara çok sayida nakil islemi gerçeklestirdik. Fakat domuzdan insana ilk nakli gerçeklestirdik. Alici olan insan çok hasta durumdaydi, artik insan kalbi kabul olmuyordu. Uygulamayla ilgili basarili veriler varsa deneysel bir islemle ya da ilaca izin verebiliyorlar. Biz de bundan istifade ettik” dedi.



"1-2 yil geçebilir ama ümitliyiz"

Domuzdan insana kalp naklinin 7 Ocak tarihinde gerçeklestigini hatirlatan Mohiuddin, “Ilgili idarelerin izniyle hareket ettik, insana ilk nakli yaptik. Insandan alinan kalple nakil yapilamayacak bir hastaya bu nakli yaptik. Yaptigimiz nakil olmasaydi hastanin ömründe bir uzama olmayacakti. Bu durumu açiklayarak hastandan izni aldik, ayni zamanda ilgili ruhsatlandirma kurumuna basvuru yaptik, ilgili izni aldik. Bu izni alabilmek için hayvan deneylerinden elde ettigimiz sonuçlari gösterdik. Bu çözümün uygulanabilir bir çözüm oldugu noktasinda ilgili idareyi ikna ettik. Pahali bir deney 1.5 milyon dolarlik maliyeti vardi hastaneye. 7 Ocak’ta operasyonu gerçeklestirdik. Naklin ardindan ilk 50 gün iyi gitti hasta için belirli enfeksiyon ve bir takim hastaliklarla karsilastik. Buda zaten hastanin durumunun zayif düsmesinden kaynaklaniyordu. Ilk 50 günde çözümün iyi çalistigini söyleyebiliriz. 50. günün ardindan kalpte bir takim fonksiyon kayiplari basladi.

10 gün boyunca çesitli kurtarma çabalarinda bulunduk. 10 gün sürenin ardindan kalbin fonksiyonunda bir iyilesme olamayacagini anladik. Hastanin ailesine de danistik, prosedürü durdurmamizi söylediler ve islemi durdurduk. Hasta nakili takiben 60 gün hayatta kaldi. Bu denli büyük çapli bir organ nakli için su ana kadar elde edilmis en uzun sag kalim degerini yakaladigimizi söyleyebiliriz. Büyük bir basaridir bu, üzerinde daha da çalisilacaktir. Üzerinde daha da çalisildigi takdirde insanlara organ bulabilmek için önemli alternatif bir kaynak çikabilecektir. Bir iki yil kadar süre geçebilir ama ümitli oldugumuzu söyleyebilirim” açiklamasinda bulundu.

"Iyi bir hastayla, daha iyi sonuç alabiliriz"

Nakil yapilan hastanin vücudunun zayif düsmesinin süreçte basarisiz olunmasinin en önemli nedenlerinden biri olduguna deginen Mohiuddin, "Hastanin bagisiklik sistemini baskilayici kullandigimiz ilaçlari nakil sonrasinda bazilarini, kullanilmasi gerekenleri durdurmak zorunda kaldik. Hasta zaten zayifti ve bunlari kaldiramayacakti. Hastanin enfeksiyona yakalanmasina ve kalbin durumunun kötülesmesine sebep olabilir. Hayvan deneylerinden pek çok sey ögrendik. Bunlar insan çalismalarina isik tutuyorlar. Tespit ettigimiz birkaç sebep var aslinda. Bir sonraki denememizde, kötü sonuçlara yol açtigini düsündügümüz islemleri tekrarlamamaya, bazilarinda degisiklik yapmaya çalisacagiz. Bu hastamiz kadar zayif düsmüs degil, biraz daha durumu iyi bir hastayla bir dahaki sefere nakli yapmayi istiyoruz. Daha iyi bir hastayla basarili olacagimizi düsünüyoruz" dedi.



"1-2 yil içinde daha fazla nakil görülecek"

"5-10 yil içinde hayvandan insana nakil daha rutin bir hale gelebilir mi" seklindeki soruya ise Mohiuddin, “Umudumuz bu sekilde hatta sizin verdiginiz zaman zarfindan daha erken olabilme ihtimali bile var. Hastalardan ve yakinlarindan mesajlar aliyorum. Kendilerinin nakil için gönüllü oldugunu bildiriyorlar. Üstümüzde bir baski var. Hayvan deneyleri bu gereklilikleri karsilayabilme adina yapildi. Artik uygulamanin daha da hiz kazanacagini düsünüyorum. Bir ila iki yil içinde daha fazla nakil göreceksiniz” yanitini verdi.

"Domuz daha kisa sürede büyüyor"

Mohiuddin, neden bir baska hayvanin degil de domuzun kalbinin kullanilmasini ise söyle açikladi: “Babun, sempanze gibi hayvanlar insana yakin ama bir babunun yetiskinin boyutlarina ulasmasi 20 yil sürüyor. Çesitli hastaliklarin da bulasma riski var. Diger faktör de üreme süresinin uzun olmasi. Dogan bir yavrunun büyüme süresi 20 yili bulabiliyor. Buna karsi domuzlar bir seferde 10 yavru ve bir yil içinde yetisebiliyorlar. Örnegin alicimiz bir yasindaki hayvandan alinan kalbi kullandi. 20 yil ve 1 yil gibi bir fark var arada. Domuz genomu iyi biliniyor. Insana zarar verecek genleri ayiklayabiliyoruz.”

"Rutine dönüsürse maliyeti düsecektir"

Ilk uygulamada maliyetin çok yüksek olduguna deginen Mohiuddin, “Rutine dönüsürse maliyeti de düsecektir. Insandan insana nakil maliyeti seviyesinde kalacaktir. ABD için orada sigorta sirketlerini bunu sigorta kapsamina almak için ikna zor oluyor. Yetistirilen bir domuz farkli farkli alicilara organ sagliyor olacak. Bu islem rutin hale geldigi zaman baska ülkelerde de uygulaniyor olacak. Türkiye’nin nakil konusunda güçlü bir geçmisi oldugunu biliyoruz. Türkiye ile isbirligi içinde bulunmaktan mutluyuz. Türkiye’de bu alanda gerekli ilerlemenin saglanmasi için çalismalarimiz devam edecegiz” ifadelerine yer verdi.

"Dini açidan konusuldu"

Domuzdan naklin sadece Müslümanlar degil, Museviler tarafindan da yakindan takip edildigini ifade eden Mohiuddin, “Hem Musevi hem Müslüman derneklerden bana çok danisildi. Ve organ naklini düsündügümüzde bu anlamda konuyu konusmak için inanç önderleri tarafindan davet edildik, görüsmelerde bulunduk. Ortaya çikan bir uzlasi var, iki önemli faktör; bunlardan biri yapilanin insan hayati açisindan güvenli olmali, ikincisi yapilan islem insan hayatina zarar vermemelidir. Bu iki kritere bakiyor inanç önderleri. Saglikli bir kisiye bunu bir tercih olarak sunsaniz belki ’hayir’ diyebilir. Ama alternatifi kalmayan, son bir çözüm sansi karsisina çikan kisiye ise soruldugunda ben buna ‘hayir’ diyecegini sanmiyorum, kabul edecektir. Tek bir kurumun bastan sona her seyiyle karsilayabilecegi çalismalar degil. Maliyeti emek oluyor sifirdan baslamak gerekirdi, koyun ve ineklerde deneyecek olsak. Bunun da maliyeti 2 milyar dolari bulacaktir. Yapilan tüm çalismalar alan geriye gitmis olacakti, bu açigi da kapatmamiz gerekirdi. Domuz çalisilmis bir hayvan, genetigi biliniyor. Bu bilgiye sahibiz çok hizi üreyebilen bir çok avantajlar sunuyor” degerlendirmelerinde bulundu.
Kaynak: İHA