Liseli Büsra'yi Katletmisti, Cezaevinde Anormal Davranislar Sergiledigi Ortaya Çikti

Kocaeli’de iskence yapilip yakilarak katledilen 15 yasindaki Büsra Kabatas’in annesinin avukati Cemal Tinarlioglu, "Zanli, saçma sapan konusmalar ve hareketlerle kendisini adli tipa sevk ettirmeye, deli raporu almaya çalisiyor. Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesindeki ceza indiriminden yararlanmak üzere muhtemelen kendine bir rol çiziyor" dedi.

Liseli Büsra'yi Katletmisti, Cezaevinde Anormal Davranislar Sergiledigi Ortaya Çikti
7 Ekim günü sabah saatlerinde Gebze ilçesi Mustafapasa Mahallesi 721. Sokak’ta bulunan 3 katli binanin 2. katindaki dairenin bir odasinda yangin çikti. Ihbar üzerine adrese itfaiye, saglik ve polis ekipleri sevk edildi. Yangini kontrol altina aldiktan sonra odaya giren ekipler, 15 yasindaki Büsra Kabatas’in hayatini kaybettigini belirledi. Olay yerine Kocaeli Emniyet Müdürlügü’ne bagli Cinayet Bürosu dedektifleri çagrildi. Polis ekipleri, genç kizin annesi Aylin Çelik’e platonik olarak asik olan Taner Yaylaci’yi gözaltina aldi. Taner Yaylaci’nin eve geldigi, genç kiz ile tartisma yasadigi, ardindan genç kizi öldürdügü belirlendi. Zanlinin delilleri karartmak amaciyla odada yangin çikardigi da ögrenildi. Emniyetteki islemlerinin ardindan adliyeye sevk edilen sahis, çikarildigi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yaylaci, geçtigimiz günlerde tutuklu bulundugu cezaevinde bileklerini keserek intihar girisiminde bulundu.

"Kendisini adli tipa sevk ettirmeye, deli raporu almaya çalisiyor"

Konuyla ilgili Ihlas Haber Ajansi muhabirine açiklamalarda bulunan anne Aylin Çelik’in avukati Cemal Tinarlioglu, “Büsra’yi katleden Taner Yaylaci tutuklandi. Su anda cezaevinde muhtemelen tek kisilik kogusta kaldigini biliyoruz. Ancak içeriden, diger müvekkillerimizden aldigimiz bilgilerden bir tanesi; kendisi intihar girisimi adi altinda bir sey çikarmis. Ama arkasindan da saçma sapan konusmalar ve hareketlerle kendisini adli tipa sevk ettirmeye, deli raporu almaya çalisiyor. Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesindeki ceza indiriminden yararlanmak üzere muhtemelen kendine bir rol çiziyor. O sekilde bu cezadan kurtulmaya çalisacak diye düsünüyoruz. Ama içerideki insanlar da onun gerçek olmadigini, yaptigi hareketlerin numara oldugunun farkindalar. Muhtemelen adli tip da ayni karari verecektir. Ama muhtemelen bir ihtimal diye düsünüyoruz, adli tipa sevk edilebilir. Oradan da rapor çikacagini düsünmüyoruz. Çünkü verdigi ifadeler, olayin olus sekli, daha önce dosyaya sundugu beyanlar dikkate alindigi zaman bu sahsin hiçbir sekilde deli olmadigi ortaya çikacaktir. Doktorlar heyetinin adli tipta mahkeme heyetinin bu konudan süphe duymasi ya da savcinin süphe duymasi veya baska sebeplerle sevk yapildigi zaman kisi gözlem altina aliniyor. 3-4 hafta boyunca adli tipta bütün hareketleri izleniyor. Kamera kayitlariyla, doktorlarla izleniyor ve bir kaniya variliyor. Akli dengesi var mi, yok mu veya olayla ilgili akli melekelerinde bir eksiklik var mi diye gözlem altina aliniyor. Sadece bir görüsmeyle, bir konusmayla, bir hareketle belirlenmiyor. 3 haftalik gözlem sonrasinda uzman doktorlar bu konuda karar veriyorlar. Taner Yaylaci, gelis saatini söylüyor, gidis saatini söylüyor, nerede kaldigini söylüyor, esyalari nereden aldigini söylüyor, getirdigi materyalleri nereden aldigini söylüyor, nasil uyguladigini söylüyor. Detayiyla anlatiyor. Bu anlamda akil hastasi olan birisinin bu kadar detayi anlatmasi mümkün degil” dedi.



Büsra’nin yakilan bedeninden alinan numuneler inceleniyor

Su asamadan sonra dosyanin ilerlemesine bakilinca Istanbul Adli Tip Kurumu’ndan numunelerle ilgili klasik otopsi neticelerinin gelecegini aktaran Tinarlioglu, "Bir de sanigin üzerinde ele geçirilen cep telefonunun incelemesi devam ediyor. Bu inceleme sonunda ortaya çikacak bulgulara göre savci iddianame düzenleyecektir. Bize göre Taner Yaylaci’nin 82. maddeye göre yargilanacagi kesin. Çünkü tasarlama var, iskence var, taammüt var, her sey var bu dosyanin içinde. Kurtarabilecegi tesadüfi bir ani cinnet geçirilerek yapilmis bir cinayet degil. Cinayet oldugu, iskence oldugu, önceden tasarladigi kesin. Çünkü oraya gelirken getirdigi materyaller iskence ve cinayet için geldigini gösteriyor. Bir insanin yaninda iki kutu yanici, tutusturucu madde getirmesi bir seyleri yakmak istedigi anlamina geliyor. Bu çok net. O anlamda hiçbir sekilde indirim alacagini düsünmüyorum. Mahkemede ‘Pismanim’ dese dahi, mahkemenin bu vahsi cinayette sadece ‘Pismanim’ demesini indirim sebebi yapmayacagini düsünüyorum. Buna da biz de siddetle karsiyiz" diye konustu.



"Ciddi bir intihar girisimi oldugunu düsünmüyoruz"

Taner Yaylaci’nin sadece göstermelik olarak intihar girisiminde bulundugunu düsündüklerini vurgulayan Tinarlioglu, "Bizim düsüncemiz su; bu tip mahkumlara devlet özel koruma tuttugu için kesici, delici aletlerle yemek dahi verilmiyor. Intiharda kullanabilecegi cam ve benzeri hiçbir materyal verilmiyor. Muhtemelen bileklerini bir yere sürterek bir intihar süsü vermis. O da deli olduguna delil saglamak amaciyla yaptigi bir islem. Muhtemelen bileklerini metal bir yere sürttü. Karyola ranzasina veya benzeri bir yere sürtmeyle yaptigini düsünüyorum ama böyle bir intihar mümkün degil. Açikta yapilan bilek kesimi gibi intiharlar çok zor gerçeklesir. Insan vücudu sogudugu zaman çektigi aci fazlalasir. Genelde bu filmlerde de vardir. Filmlerde intihar eden insanlar küvetin içerisine yatarlar ki aci çekmeden yasamlarina son versinler diye. Cezaevinde bu olmayacagina göre bize göre sadece göstermelik bir davranis tarzi. Kendi açisindan deliligine delil olusturmak açisindan bir davranis tarzi. Ciddi bir intihar girisimi oldugunu düsünmüyoruz" seklinde konustu.

Kaynak: İHA