Hamileyken Kanser Oldu, Kizi Öykü'yü Saglikla Kucagina Aldi

Gebeliginin 18. haftasinda meme kanseri oldugunu ögrenen 40 yasindaki Gülcan Parmaksiz, gebeligi sürerken bir yandan tedavi oldu. Memesindeki tümör alindiktan sonra 4 kür de kemoterapi gören kadin, Öykü adini verdigi 3.345 Kgram dogan bebegini saglikla kucagina aldi. Anne Gülcan Parmaksiz, “Kizim kendi öyküsü ile geldi” diyerek mutlulugunu paylasti.

Hamileyken Kanser Oldu, Kizi Öykü'yü Saglikla Kucagina Aldi
Izmir’de sigortacilik yapan 40 yasindaki Gülcan Parmaksiz, ikinci bebegine hamile kaldi. Gebeliginin 18. haftasinda memesinde ele gelen bir lezyon ve agri hisseden Parmaksiz, hiç vakit kaybetmeden durumu kadin hastaliklari ve dogum uzmanina bildirdi. Yapilan tetkikler sonucunda meme kanseri teshisi konan hastanin ayni zamanda gebe olmasi nedeniyle Medicana International Izmir Hastanesinde bir konsey olusturuldu. Kadin dogum, onkoloji, genel cerrahi ve anestezi uzmanlarindan olusan konsey, önce tedavinin sekline karar verdi. Buna göre genel cerrahi tarafindan meme koruyucu operasyonu ve koltukalti örneklenmesi gerçeklestirilirken, çikan patoloji sonuçlari da yurt disina gönderilerek genomik risk haritalandirilmasi yapildi. Yüksek risk tespit edilen hastaya, adjuvan kemoterapisi planlandi. Gülcan Parmaksiz, 4 kür kemoterapiyi 21 günde bir 34 haftada aldi. Öykü adini verdigi kizini 38. haftada saglikla kucagina alan anne, yaklasik bir ay boyunca kizini emzirdikten sonra tedavisine devam edecek. Hastaligini ögrendiginden bu yana pozitif düsündügünü belirten Parmaksiz, “Allah bize kiz evlat nasip etti ve adini Öykü koyduk. O da kendi öyküsü ile dogdu” diye konustu.



"Pozitif oldum, kötü düsünmedim"

Anne Gülcan Parmaksiz, yasadigi süreci su sözlerle anlatti: “Gebeligimin 18. haftasinda mememde bir sertlik hissettim. Hiç beklemeden durumu kadin dogum doktoruma ilettim. Yapilan tetkiklerde 2. evre meme kanseri teshisim konuldu. Doktorlarimiz beni çok iyi bir sekilde yönlendirdi. Tüm hekimlerimize, saglik çalisanlarimiza, hastanemize çok tesekkür ediyorum. Ameliyatimi oldum, kitlem alindi. Gebeligim devam ediyordu ve gebeligin sonlanmasini asla istemiyordum. Ikinci bebegime isteyerek hamile kalmistim. Hekimlerimiz de beni telkin etti. Koordineli sekilde ilerledik ve dünya tatlisi kizimi kucagima aldim. Tedavim elbette devam ediyor. Önümüzde süreçler var. Onkoloji doktorlarimizla sürecimizi tamamlayacagiz ve hikayemizi kizimla güzel bir sekilde tamamlayacagiz. Hastaligi ilk ögrendigimde korkularim oldu ama doktorlarimiz beni çok rahatlatti. Süreçle ilgili yasayacagimiz sikintilari da anlattilar ama karamsar olursam hiçbir sonuca varamayacagimi düsündüm. Pozitif oldum, kötü düsünmedim. Benim 10 yasinda Ömer adinda bir oglum var. Bir kizimiz olursa onun da adinin Öykü olmasini isterdik. Yani kizimin adinin Öykü olacagi daha önceden belliydi. Allah bize kiz evlat nasip etti ve adini Öykü koyduk. O da kendi öyküsü ile dogdu.” Anne Parmaksiz, bu süreçte esi Murat Parmaksiz’in da kendisine destek oldugunu söyledi.



"Çok sik rastlanilan bir durum degil"

Medicana International Izmir Hastanesi Kadin Hastaliklari ve Dogum Uzmani Gayem Inayet Çelik de kanser tedavisi sürecinde hastanin kadin dogum tarafindan yakin bir sekilde takip edildigini belirtti.

Çelik, "Bu süre zarfinda bebeginin gelisimi, kan akimi yakindan takip edildi. Bir problem olmadigi görülünce bebek normal vaktinde, 38. haftada sezaryenle dogdu. Gayet saglikli bir kiz bebek oldu. Her seyin yolunda gitmesi bizi çok mutlu etti. Bunda en büyük etken hastanin pozitif olmasiydi. Hastaligin baslangicindan itibaren çok güler yüzlüydü. Biz de ona bu yolculugunda yardimci olduk. Hastamiz, 3-4 hafta bebegini emzirebilecek. Ardindan da gebeyken alamadigi kemoterapi tedavilerine baslanacak. Bu durumun örnekleri var ancak çok sik rastlanilan bir durum degil” bilgisini verdi.

"Annesi de Öykü de hikayeleri ile örnek oldu"

Medikal Onkoloji Uzmani Gülcan Bulut ise sunlari söyledi: "Hastamiza genel cerrahide meme koruyucu operasyonu ve koltukalti örneklenmesi yapildi. Riski degerlendirmek üzere çikan patoloji sonuçlarinin genomik risk haritalandirilmasini yurt disinda yaptirdik ve yüksek riski görünce meme konseyimizde durumu degerlendirdik. Neonatolog, kadin dogum ekibi, genel cerrahi ve onkolojinin ortak karariyla adjuvan kemoterapisini planladik. Hastamiz, kemoterapiyi gebeligin sonuna birakamayacagimiz sekilde yüksek riskliydi. Meme kanseri eger tedavi edilmezse tekrar dönüs yapabilecek bir tümöre sahipti. Gebeligin bitimini bekleyebilirdik ancak bu hastamizda bekleyemedik ve tedavisine basladik. 4 tedaviyi 21 günde bir 34 haftada tamamlayacak sekilde bitirdik. Bebek de normal sürecini bekledi ve saglikli olarak dünyaya geldi. Anne de su an çok saglikli ancak gebelikten sonra tedavisi devam edecek. Bebegimiz öyküsü ile gelmis oldu. Annesi de Öykü de hikayeleri ile örnek oldu” ifadelerini kullandi.

"Multidisipliner ekip anlayisi"

Genel Cerrahi Uzmani Varlik Erol, hastanin tedavi sürecinin multidisipliner bir yaklasimla sürdürüldügünü ifade etti.

Erol, “Meme kanseri, çagimizin en önemli hastaliklarindan biri. Biz bu süreçte sadece anneyi degil hem anneyi hem de bebegini düsünerek hareket ettik. Bu da multidisipliner bir ekip anlayisini gerektiriyordu. Hem kadin dogum uzmanlarimiz hem onkoloji uzmanlarimiz hem genel cerrahi hem de anestezi uzmanlarimiz devreye girdi. Yaptigimiz tetkiklerde öncelikle tedavinin sekline karar verdik. Ilk etapta cerrahi uygulanmasi karari çikti. Gerekli cerrahiyi yapip tümörü tamamen temizledikten sonra konseyde çikan patoloji raporlariyla beraber degerlendirip hastamizin ilaçli tedavisi devam etti” sözlerine yer verdi.
Kaynak: İHA