Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan Açiklamalari (6)

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Israil Cumhurbaskani Herzog’un subatin basinda bir ziyareti söz konusu” dedi.

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, katildigi televizyon programinda basin mensuplarinin sorularini yanitladi. Erdogan Türkiye olarak Suriye ve Libya meselelerinde dezenformasyon kampanyalarin hedefi olduklarini aktardi. Erdogan, “Türkiye olarak biz de örnegin Suriye, Libya meselelerinde kampanyalarin hedefi haline getirilmek istendik. Suriye’nin kuzeyinde teröre karsi gerçeklestirdigimiz harekatlar, PKK/YPG terör örgütüyle hakli mücadelemize yönelik dezenformasyon kampanyalari oldu. Bunlardan hareketle uygulamaya sokulan haksiz tedbirlerin boyutunu düsündügümüzde baska örnekleler karsilastirma yapmak dogru olmaz. Ancak bugün bazi elestireler maruz kalanlarin karsilastigimiz bu haksizligi anlamasi da mümkündür. Biz bu anlayisi da özellikle birinci derecede NATO üyesi ülkelerden bekliyoruz. Nedir bu iste bakiyorsunuz Amerika’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine binlerce tir silah mühimmat getirmesi gibi biz bu uyarilari müttefikimiz Amerika yapmis olmamiza ragmen maalesef netice alamadik” ifadelerini kullandi.

“Sezen Aksu Türk müziginin önemli bir ismidir, sarkilariyla insanimizin duygularina tercüman olmus bir sanatçimizdir”

Erdogan Çamlica Camii’ndeki sözlerinin muhatabi Sezen Aksu olmadigini vurgularken su ifadeleri kullandi:

“Sezen Aksu Türk müziginin önemli bir ismidir, sarkilariyla insanimizin duygularina tercüman olmus bir sanatçimizdir. Diger taraftan ben ülkenin Cumhurbaskani olarak insanimizin hangi inançtan olursa olsun dini degerlerine yani kutsalina laf edilmesine müsaade etmem. Burayi birbirinden ayirmamiz lazim. Insanimizin kutsallarina yönelik hassas bir durusum var. Bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesini bir kisinin sahsina degil, kutsallarina karsi hakaret dönük bir tavir olarak ifade ettim.

Özgürlügün sinirlari hakaret etmek, rencide etmek ya da kutsallara kötü sifatlar yakistirmak degildir. Demokrat Parti döneminde Atatürk’ü Koruma Kanunu çikardik. Simdi biz kutsallarimizi korumak için bir kanun mu çikaracagiz. Bu bir durus. Özgürlügün sinirlari hakaret etmek, rencide etmek, kutsallara kötü sifatlar yapistirmak degildir. Bizim dinimiz tüm peygamberlere saygi ve hürmeti emrediyor. Ne zaman birbirimize inançlarimiza degerlerimize saygi duyacagiz? Ne zaman bu konularla gündem olusturmaktan vazgeçecegiz. Kimse toplumumuzu kutuplastirmaya özelliklede bütün bu konulara yönelik görmezlikten gelmemiz beklenmemeli. Bir millet olarak kardesçe yasamanin teminati birbirimize olan saygidir. Bu saygiyi ortaya koymaya mecburuz. Cumhurbaskani olarak da bu hassasiyetimin de isim vesaire zikretmeden ortaya koydugum ilkenin kabulüdür. Öyle zannediyorum ki bu ilkenin kabulünü de herkes kabullenecektir.”

"Hukuk neyi gerektiriyorsa yapilacaktir"

Gazeteci Sedef Kabas’in Cumhurbaskanina hakaret suçundan tutuklanmasina iliskin Erdogan, “Burada ki hakaret sahsimla alakali degil temsil ettigim makama yöneliktir. Devletin, devleti yöneten Cumhurbaskani’nin ve Cumhurbaskanligi makaminin hedef alinmasi söz konusu. Biz Cumhurbaskanligi makaminin ve millet iradesinin izzetini korumakla yükümlüyüz. Bulundugum makam bunu gerektiriyor. Bunu ben mi söylüyorum? Türk Ceza Kanunu söylüyor. Bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz. Hukuk neyi gerektiriyorsa sonucu ne olursa olsun burada geregi yapilacaktir. Bunun ifade özgürlügüyle de alakasi yoktur. Siyasette elbette elestiri olur, söyleyecek bir seyim yok, ama bu temiz bir dille olmali” seklinde konustu.

“CHP’nin, ’Cumhurbaskanina hakaret maddesinin kaldirilmasi’ teklifi de tam bir garabet”

CHP’nin Cumhurbaskanina hakaret suçunu düzenleyen maddenin kaldirilmasiyla ilgili teklifi hakkindaki soruya cevap veren Erdogan su degerlendirmelerde bulundu:

“CHP’nin, ’Cumhurbaskanina hakaret maddesinin kaldirilmasi’ teklifi de tam bir garabet. Bunlar milletin bu makamlara kendilerinin getirmeyecegini bildikleri için bizim elde edemeyecegimiz makamlara gelenlere herkes istedigi gibi saysin sövsün diyorlar. Bu makamlarin serefini, sayginligini biz bu aziz milletle birlikte koruyacagiz. Hemen hemen bütün ülkelerde Cumhurbaskanlarina, devlet baskanlarina hakaret etmek suçtur. Bu ülkenin seçilmis iradesine de istediginiz gibi hakaret etme lüksünüz olamaz. Bu milletin bir evladi olarak yüzde 52 oy ile seçilmis bir Cumhurbaskaniyim.

Esasinda bunlarin hakaret ettikleri Tayyip Erdogan degil milletin ta kendisidir. Millete olan nefretlerini ortaya koyuyorlar. Milletin evi dedigimiz Türkiye Cumhuriyeti yönetim merkezine ahir benzetmesi de tümüyle bu aziz millete hakarettir edepsizliktir. Muhalefetin de bu kadar agir sözleri ifade özgürlügü elestiri gibi göstermesi bunlarin edebini siyasi ahlakini gösteriyor. Sahsima ve temsil ettigim makama hakaret ettigi kendilerine hak görenlerin sunu bellemelerini fayda var. Kabul etseler de etmeseler de Recep Tayyip Erdogan bu ülkenin yüzde 52 ile seçilmis Cumhurbaskanidir. Bu makama saygisizligi kanunlarimizda cezasi açiktir. Bu suç cezasiz kalmayacaktir. Herhalde CHP genel merkezine ahir yakistirmasi yapanlara CHP yönetimi iyi gözle bakmaz. Biz onlar gibi hakarete basvurmuyoruz, her vatandasin hakki olan adalete basvuruyoruz. AK Parti iktidarlari demokrasi ve fikir hürriyetini adeta taçlandirmistir. Fikir ve ifade hürriyetinin hakaret içermedigi sürece herkes için bir hak oldugunu AK Parti iktidarlari bu ülkeye hatirlattirmistir. Bu konunun takipçisi olacagiz. Bu yapilan bir anlamda nefret siyasetidir. Toplumun önüne proje koyamayanlar, vatandaslar arasina nefret tohumlari serpme inancindalar. Bunu, saglik kontrolü için getirildigi hastaneye girerken kelepçesiz ellerini arkadan birlestirerek ters kelepçe vuruldugu algisi olusturmaya çalismasinda da gördük. Buna asla müsaade etmeyecegiz. Devletin makamlarina agiz dolusu hakaret ederek toplumun bir kesimini nefretle donatanlar, yaptiklarinin cezasini da hukuk çerçevesinde görecektir.”

"Edirne’deki Imrali’dakine hesap verecek" sözünün ne anlama geldigini açiklayan Erdogan, “Onu aslinda Abdullah Öcalan’a sormak lazim. Öcalan’in Demirtas’in oradan vermis oldugu mesajlardan rahatsiz oldugu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebasini birakacak tek bir iktidar olur. O da HDP’nin içinde oldugu zillet ittifaki iktidara gelirse böyle bir sey olabilir. HDP’nin terörist elebasiyla ilgili ’Heykelini dikecegiz.’ vaatlerini hatirlayin. O günlere söyle bir geri dönün. Terör örgütüne sirtlarini yasladiklarini nasil açik açik söylediklerini hatirlayin. ’Biz sirtimizi suraya dayiyoruz.’ diyenleri hatirlayin. ’FETÖ’cüleri serbest birakacagiz.’ diyenler yine bunlar degil mi? CHP degil mi? Allah’in izniyle milletimizin feraseti ve sagduyusuyla böyle bir sey hiçbir sey gerçeklesmeyecek” dedi.

Erdogan, IYI Parti Genel Baskani Meral Aksener’in açiklamalarina iliskin,

“Bu hanim terörist basinin saliverilecegini zannediyor. Teröre, teröriste karsi tavizsiz mücadele ederken bu hanimefendinin böyle bir iftirada bulunmasi siyaset degil, tek kelimeyle yalandan medet ummasidir. Gözleri var duymazlar, kulaklari var duymazlar. Çünkü onlarin kalpleri mühürlenmistir. Hanimefendi sözlerimizi isine geldigi gibi anliyor. Çünkü isine HDP’ye verdigi sözler geliyor. Sözleri içeriginden ayristirarak, amacindan uzaklastirilarak yalanlarina malzeme yapanlar, milleti aldatmaktan baska hiçbir sey yapmiyorlar” diye konustu.

Erdogan, "Öcalan, Demirtas’in açiklamalarindan rahatsiz" ifadesini hatirlatilarak "Devletin elinde böyle bir bilgi mi var?" sorusuna, "Var ki söylüyorum" yanitini verdi.

Merhum Necip Hablemitoglu’nun suikastin katil zanlilarindan Nuri Gökhan Bozkir’in Ukrayna’dan Türkiye’ye Milli Istihbarat Teskilati (MIT) tarafindan getirildigini açiklayan Erdogan, su bilgileri verdi:

“FETÖ’nün devlet içerisindeki kadrolasma çalismalarini anlatan ‘Köstebek’ isimli kitabini yayinlayamadan 18 Aralik 2002’de öldürülmüstü. MIT uzunca bir süredir bu suikastin katil zanlilarindan olan Nuri Gökhan Bozkir’in izini sürüyordu. Bu sahis kirmizi bültenle araniyor. Kaçtigi yurt disindan 2015 yilindan itibaren FETÖ medya organlarina verdigi röportajlarda ülkemiz aleyhine asilsiz iddialarda bulunuyor. Istihbaratimiz bu kisinin Ukrayna’da saklandigini tespit etti. Bu sahsin yakalanarak getirilmesi konusunda Zeleneksy’le konustuk, önceki baskanla ile de ’Bu ülkenizdedir, lütfen bize verin’ dedik. Bu kisi su anda ülkemiz yargisina hesap veriyor. Istihbarat teskilatimizin yakin markaji, muhataplariyla olan siki diyaloglarla bu is neticelendi. FETÖ ile irtibati yaninda DEAS terör örgütüne silah ve mühimmat temin ettigi bilinen isim. Bu sahsin ülkemize getirilmesi geçmisteki faili meçhul cinayetleri aydinlatma konusundaki kararliligimizin ispatidir. Devletimize ve milletimize ihanet eden sebekelerinin oyunlarini her zaman bozduk, bozmaya devam ediyoruz, devam edecegiz. Hep söyledigimiz gibi güvenlik meseleleri bizim için bir bütündür. Her çesidinden terör örgütü ve suç sebekesiyle mücadelemizi ayni hassasiyetle sürdürüyoruz. Geçmiste faili meçhul cinayetlerle istikrarimizi bozmaya çalisanlari ortaya çikararak ülkemize karsi oynanan oyunlari desifre etme konusundaki kararliligimiz da bakidir. Burada kaçtiklari ülkelerde karanlik odaklarla is birligi yaparak, terör faaliyetlerine devam eden hainlere de bu vesileyle seslenmek istiyorum, dünyanin neresine giderseniz gidin Türk adaleti önüne çikip, hesap vermekten kurtulamayacaksiniz. Son nefesinize kadar ensenizde olacagiz”

Memur ve emeklilere yapilan artis oraninin isçilerde de bir beklentiye yol açtiginin belirtilerek, "Isçilere de bir müjdeniz olabilir mi? Sorusuna su cevabi verdi:

“Ekonomide önemli bir degisimi bildiginiz gibi hayata geçirirken her kesimden insanimizin yasadigi sikintilari bertaraf etmek için de kapsamli sosyal politikalar uyguluyoruz. Aralik ayinda asgari ücreti yüzde 50’nin üzerinde net artis yaptik. Yillardir gündemde olan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen çalisanlarin ücretlerini asgari ücret seviyesindeki kismini gelir ve damga vergisinden muaf tutulmasi uygulamasini baslattik. Yillik enflasyon yüzde 36 oraninda gerçeklestigi için memur ve emeklilerde buna uygun artislara gittik. Altini çizerek söylüyorum yillik degil, 6 aylik dilim için memur ve emeklilerimizin gelirlerinde yüzde 31 artis sagladik. Asgari ücret düzeyindeki gelirlerin vergi disi kalmasiyla elde edilen yaklasik 300 liralik ilaveyle birlikte bu destek orani daha da yukariya çikiyor. Böylece memur ve emeklilerimize ciddi bir ilave sosyal destek vermis olduk. Ayrica 67 liradan aldigimiz ve 1500 liraya kadar çikardigimiz.... Burasi çok önemli, hani bazen diyorlar ’Ne verdiniz filan’ diye. 67 liradan basladi, 1500 liraya kadar çikardigimiz en düsük emekli ayligini 2 bin 500 liraya yükselttik. Bu açidan baktigimizda kimi emeklilerimizin maaslarindaki artis orani enflasyonun çok üzerine çikarak, yüzde 60’lari buldu.”

“Buna memur sözlesmesinde yaptigimiz gibi yüzde 2,5’lik bir artis daha ilave ediyoruz”

Isçilerimizin toplu sözlesmede aldiklari zammin üzerine ortaya çikan enflasyon farki zaten eklenecegini belirten Erdogan, “Buna memur sözlesmesinde yaptigimiz gibi yüzde 2,5’lik bir artis daha ilave ediyoruz. Böylece isçilerimizin ücretlerinde yüzde 28’i bulan bir artis saglamis oluyoruz. Isçilerimizin alin terinin karsiligi olan ücretlerini enflasyonun üstünde bir sosyal destekle yükseltmek boynumuzun borcudur. Yaklasik 700 bin kamu isçisini dogrudan ilgilendiren bu artis için gereken düzenleme kisa sürede yapilacaktir. Özel sektörün de kendi çalisanlari için benzer bir iyilestirmeye gidecegine inaniyorum. Isçi ücretlerine yaptigimiz bu ilave artisin simdiden hayirli olmasini diliyorum” seklinde konustu.

“14 Subat’ta insallah özellikle Birlesik Arap Emirlikleri’ne yapacagimiz ziyaret adeta yeni bir dönem olacaktir”

Son dönemde Körfez ülkeleriyle iliskilerimizde güzel bir ivmeyi yakaladiklarini açiklayan Erdogan, “Bölgede ortaya çikan yeni dinamiklerin önemli rol oynadigina inaniyorum. Katar ile diger bazi bölge ülkeleri arasindaki anlamsiz ihtilafin çözüme kavusturulmasi bölgede yeni bir isbirligi ruhunun hakim olmasina vesile oldu. Neticede yeni bir döneme girildi. Yeni ortamda ülkemizin Körfez bölgesine yönelik ilkeli ve iyin niyetli tutumun artik daha iyi anlasilmaya baslandigini görüyorum. Bu ülkelerin hepsiyle güçlü kültürel, beseri ve ekonomik baglarimiz var. Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarina verdigimiz önemi öteden beri uyguluyoruz. Halklarimiz kardes ekonomizmlerimiz birbirine tamamlayici nitelikte. Bu ciddi isbirligi potansiyelini en iyi sekilde degerlendirecegiz. Tüm bunlar tabi körfez ülkelerin tümüyle farkli alanlarda karsilikli çikara dayali yani ‘kazan kazan’ esasina dayali olarak yürüyor ve böyle de yürüyecek. Bu birligin tesisi için son derece elverisli ortam önümüzde. Netice itibariyle Karsilikli faydaya, ortak çikarlara dayali bu yeni bölgesel isbirligi döneminin esiginde oldugumuza inaniyorum. 14 Subat’ta insallah özellikle Birlesik Arap Emirlikleri’ne yapacagimiz ziyaret adeta yeni bir dönem olacaktir” degerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin Dogu Akdeniz Dogalgaz Boru Hatti Projesi (EastMed) girisiminden destegini çekmesine iliskin degerlendirmesi sorulan Erdogan, “Amerika burada kendisi için yapmis oldugu maliyet hesabi diyebilirim, menfaat hesabi diyebilirim, bekledigini görmeyince çekildi. Biz su anda Libya ile yapmis oldugumuz anlasmayla birlikte Libya’da su anda is adamlarimizin önemli adimlari var. Dogu Akdeniz’de Türkiye’yi yok sayan hiçbir bölgesel projenin basarili olmasi mümkün degil. Cografyamizda da bu gerçegi zaten görüyoruz. Boru hatti projesi ise teknik ve ticari fizibilitesi olmayan Rum-Yunan ikilisinin siyasi saiklerle ortaya attigi bizi ve KKTC’yi dislamaya yönelik afaki projeydi. Amerika’nin nihayet bu gerçegi görmesi memnun edicidir. Biz Dogu Akdeniz’de kapsayici isbirliginden ve hakça paylasimdan yanayiz. Bunun için 2020’de kapsamli Dogu Akdeniz konferansi önerdik. Ama buna cevap maalesef gelmedi” dedi.

“Israil Cumhurbaskani Herzog’un subatin basinda bir ziyareti söz konusu"

Israil’in bu konuda bazi adimlar attigini belirten Erdogan, "Israil’in bu konuda bazi adimlar attigini görüyoruz. Israil’le de bu alanda her türlü adimi atmaya variz. Sayin Cumhurbaskani Herzog Subat’in basinda bir ziyareti söz konusu. Bu ziyaretle birlikte Israil-Türkiye iliskilerinde yeni bir dönem baslayabilir. Bunu da olumlu gelisme olarak özellikle bu aksam ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi.

"F-35 konusunda Amerika ile görüsmeler olumlu yönde",

Amerika’nin yetkilileriyle Milli Savunma Bakaninin görüsmelerinin olumlu istikamette gelistigini vurgulayan Erdogan, “Su anda bir gerçek var ki, hep birlikte kabul etmemiz lazim. Dünya siyasetinde liderler düsman üretmek için yoktur. Liderler dost kazanmak için vardir. Dost kazanmakta ne kadar basarili olursaniz ülkeniz de o kadar güçlü olur. Benim tabii gerek Bush ve ondan sonra tabii Obama dönemi ayni sekilde gayet olumlu bir dönemin hayata geçirdigimiz ki, Amerika’da baskan olarak Türkiye’ye ilk gelen Obama olmustur. Onunla yürüttügümüz diyalog ondan sonraki süreçte Trump’la ayni sekilde devam etti. O da iyi bir süreçti. Dogrusu Biden’la olan münasebetlerim Obama dönemine dayaniyor. O dönem baskan yardimcisi olarak görev yapti. Diyalogumuzun oldugu dönem. Beklentilerim daha farkli idi. Son Roma görüsmemizden sonra bir bu konuda yeni gelismelerin olacagina inaniyorum. F-35 konusunda Amerika’nin yetkilileriyle Milli Savunma Bakanimizin görüsmeleri olumlu istikamette gelisiyor. F-16’larin gerek bakimi, yeni F-16’larin alacagimiza karsilik verilmesi, bu istikamette su anda Amerikan Savunma Bakani ile bizim Milli Savunma Bakanimiz sayin Hulusi Pasa arasinda görüsmeler devam ediyor. Yeni büyükelçiye bugün hayirli olsun dedik. Temenni ederim ki, yeni süreçte hizla bu adimlari atariz. Türkiye-ABD iliskileri geçmiste oldugu gibi olumlu bir yere oturturuz” açiklamasinda bulundu.

“S-400 tedarikimizin arka plani bizde sakli olan anlayistir"

Bizim S-400 sürecimiz devam ettigini belirten Erdogan su sekilde konustu:

“ Bizim kimden ne alacagimizin kararini bizim disimizdakiler vermeyecek. Çünkü, S-400 tedarikimizin arka plani bizde sakli olan anlayistir. Savunmada, taarruzda ne yapacagiz herhalde bunlari bizim bilmemiz lazim. Kimse bize sorarak kendi ülkesinin savunma sistemlerini olusturmuyor. Biz de kendi savunma sistemlerimizi olustururken herhalde birilerine sormayacagiz. Göreve geldigimizde savunma sistemlerinde yerlilik orani yüzde 20’iken s u anda savunma sanayimizde yerli ve millilik yüzde 80’e çikti. Farkli bir sekilde güçleniyoruz, güçlenmeye mecburuz. Çevremizde birçok yerde kendine göre hesabi olanlar var. Iste basta Yunanistan’da, Fransa’da. Biz kendi kendimize yetmenin gayreti içindeyiz. Herhalükarda güçlenerek yolumuza devam ediyoruz.”
Kaynak: İHA