Milli Egitim Bakani Özer, Yüz Yüze Egitim Sürecini Degerlendirdi Açiklamasi

'6 Agustos'ta benim göreve basladigim tarihte, 1 doz asi olmus ögretmen orani yüzde 73'tü. Geldigimiz 17 Eylül tarihi itibariyle 1 doz asi olan ögretmen orani yüzde 92. Diger taraftan 2 doz asi olmus ögretmen sayimiz 6 Agustos'ta yüzde 59'du. 17 Eylül tarihi itibariyle bu da yüzde 80'e varmis durumda' '71 bin 320 okuldan hiç birisi vaka nedeniyle kapatilmadi ancak kapatilan siniflarimiz var' 'Saglik Bakanligimizin her gün açikladigi vaka sayilarini bizler de takip ediyoruz. Eger trend artiyorsa bu artis mutlaka bizim siniflarimiza da yansiyor' 'Bizim vaka bazli, sinif bazli yaklasimimiz dönemin sonuna kadar, insallah sonraki dönemde okullarin yüz yüze açik kalmasiyla ilgili ciddi bir avantaj saglayacak' '(Siniftaki yakin temasli ögrenciler) Saglik Bakanligina 'Bir hafta sonrasinda ögrencinin velisi PCR yaptirmasina izin verirse ve PCR sonucu negatif çikarsa sinifa geri dönsün, velisi PCR yaptirmasina izin vermezse 14 gün karantina sürecini tamamlayalim' önerisi götürdük. Önümüzdeki hafta Bilim Kurulunda degerlendirecekler' 'Velisinin rizasi olmayan hiçbir ögrenciye PCR testi uygulanmayacak. Ikinci nokta, Saglik Bakanimizla görüstük, çocuklarimizdan burundan PCR alinmayacak, tükürük üzerinden PCR testi yapilacak'

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, "6 Agustos'ta benim göreve basladigim tarihte, 1 doz asi olmus ögretmen orani yüzde 73'tü. Geldigimiz 17 Eylül tarihi itibariyle 1 doz asi olan ögretmen orani yüzde 92. Diger taraftan 2 doz asi olmus ögretmen sayimiz 6 Agustos'ta yüzde 59'du. 17 Eylül tarihi itibariyle bu da yüzde 80'e varmis durumda." dedi.

Bakan Özer, NTV canli yayininda gündeme iliskin açiklamalarda bulundu, sorulari yanitladi.

Yüz yüze egitimin baslamasinin ardindan 2 hafta geçtigi belirtilerek degerlendirmenin sorulmasi üzerine Özer, uyum egitimin 1 Eylül'de tüm kademelerde ise normal egitimin 6 Eylül'de basladigini hatirlatti.

Süreci tamamen Saglik Bakanligi ile koordine ettiklerini vurgulayan Özer, tüm okullarda gerekli tüm tedbirleri aldiklarini söyledi.

Gerekli tüm rehberlerin de hazirlanarak, 81 il valiligine gönderildigini bildiren Özer, söyle devam etti:

"Biz, tüm okullarimizin ihtiyaçlarini yil sonuna karsiladik. Ayni zamanda okullarimizin temizlik ve hijyenle ilgili ihtiyaç duydugu tüm ödenekleri, sadece eylül ayi için degil 2021 yili sonuna kadar ihtiyaç duyduklari tüm ödenekleri gönderdik. Bununla da yetinmedik. Okullarimizda 71 bin kadrolu temizlik personeli var. Ilave olarak Çalisma Bakanligimizin Toplum Yararina Çalisma Programi kapsaminda 50 bin temizlik personeli aldik. Bununla da yetinmedik okullarimizda Elektronik Takip Sistemini kurduk. Bu ilk defa yapilan bir seydir. Biliyorsunuz daha önce il bazli, ilçe bazli kararlar alinirken, artik okul bazli kararlar aliyoruz. Dolayisiyla her bir okuldaki asi olma durumu, PCR yaptirmasi gereken kisiler, bir vaka veya yakin temas nedeniyle yüz yüze egitime ara veren siniflar gibi tüm detayli bilgilerin oldugu ve anlik olarak Saglik Bakanligindan bilgi alabilen bir sistem var. Bu sistemi tüm okullarimizin kullanimina açtik. Su bizim sistemimizde 57 bin 108'i devlet olmak üzere 71 bin 320 okulumuz var. 850 bin derslikte ders yapiyoruz. 850 bin sinifin tamamindaki bilgiyi oradan takip edebiliyoruz."

Saglik Bakanliginin belirledigi çerçeve içinde sorularin cevaplandigi bir çagri merkezi kurduklarini aktaran Özer, ayrica bilim insanlarindan olusan bir Danisma Kurulu olusturduklarini söyledi. Kurulun bugün ilk toplantisini gerçeklestirdigini bildiren Özer, "Onlar da bize okullardaki süreçlerin daha saglikli bir sekilde yürütülmesiyle ilgili, ayrintili egitim sistemiyle ilgili önerilerimizi tartistigimiz, farkli yaklasimlarin gelistirildigi bir danisma kurulu. Saglik Bilim Kurulunun alternatifi degildir. Bu kurulda bizim olgunlastirdigimiz tüm kararlari veya alternatifleri tartisiyoruz, Saglik Bakanligina iletiyoruz, nihai kararlari Saglik Bakanligi Bilim Kurulu veriyor." diye konustu.

- "Kapatilan okul bulunmuyor"

Bakan Özer, bir soru üzerine 71 bin 320 okuldan hiç birinin vaka nedeniyle kapatilmadigini ancak kapatilan siniflar bulundugunu söyledi.

"Sinif bazli" ve "vaka bazli" sürecin yönetildigini aktaran Özer, "Eger bir sinifta okul öncesi hariç, herhangi bir sinifta ögretmen ve ögrenciden kaynaklanan 2 pozitif vaka varsa sinifta 14 gün egitime ara veriyoruz ama kendi baslarina birakmiyoruz. Ayni zamanda dijital platformlarin üzerinden dersleri canli yapmaya devam ediyorlar." bilgisini verdi.

Siniflarin karantinaya alindi diye kapanmadigini tekrarlayan Bakan Özer, 14 gün sonra ögrenci ve ögretmenlerin tekrar siniflarina, yüz yüze egitime geri döndüklerini bildirdi.

Bakan Özer, sunlari kaydetti:

"Ayni zamanda Saglik Bakanligimizin her gün açikladigi vaka sayilarini bizler de takip ediyoruz. Eger trend artiyorsa bu artis mutlaka bizim siniflarimiza da yansiyor. Çünkü okullar izole ortamlar degil, sadece ders ortamlarinda izole ama bu çocuklarimiz 18 milyon ögrencimiz, 1,8 milyon ögretmenimiz var, 100 binin üzerinde idari personelimiz var, sadece servislerde çalisan 150 bin. 20 milyonluk bir kitle. Egitim, ögretimden sonra bu kitle okul disina tasiniyor. Kapatilan sinif sayisi gayet dogal, çünkü toplumdaki vaka sayisi artiyor. Okullar yeterli önlemi almadigi için vaka artisi, kapatilan sinif sayisinin arttigi varsayiminin dayandigi hiçbir bilimsel veri yok."

- Ögretmenlerin asi durumu

Bakan Özer, ögretmenlerin asi oranlarina iliskin soruyu da yanitladi.

Ögretmenlerin asi oraninin her geçen gün arttigina dikkati çeken Özer, söyle konustu:

"Sadece ögretmenlerimizde degil, diger çalisanlarimizda da artiyor. Asi gönüllülük esasina dayali yapiliyor. Sadece biz ilave olarak asi olmamissa haftada iki kere çalisanlarimizdan PCR yaptirmasini zorunlu kildik ve süreçte gayet basarili bir sekilde gidiyor. 6 Agustos'ta benim göreve basladigim tarihte, 1 doz asi olmus ögretmen orani yüzde 73'tü. Geldigimiz 17 Eylül tarihi itibariyle 1 doz asi olan ögretmen orani yüzde 92. Türkiye ortalamasi ise yüzde 83. Burada da 8 puanlik Türkiye ortalamasinin üstünde bir seyir söz konusu. Diger taraftan 2 doz asi olmus ögretmen sayimiz 6 Agustos'ta yüzde 59'du. 17 Eylül tarihi itibariyle bu da yüzde 80'e varmis durumda. Fark 20 puan. Ögretmelerimize buradan tesekkür ediyorum."

"PCR testleri sonucunda pozitif belirlenen ögretmen var mi?" sorusu üzerine Özer, "Var. Aslinda bu alinan önlemin ne kadar dogru oldugunu gösterdi. Hiçbir semptom göstermemis, asi olmamis ama PCR yaptirdigi zaman pozitif olan vakalar ortaya çikti. Eger PCR yaptirmamis olsaydik o ögretmenlerimiz okula gidecekti. Biz, kurallara uydugumuz zaman en steril, en güvenli ortam olan okullarimiz yüz yüze açik kalmasiyla ilgili avantajli duruma geçmis olacagiz. Bizim vaka bazli, sinif bazli yaklasimimiz, dönemin sonuna kadar, insallah sonraki dönemde okullarin yüz yüze açik kalmasiyla ilgili ciddi bir avantaj saglayacak." dedi.

Salgin nedeniyle kaç okulda ikili egitime geçildigine yönelik bir soru üzerine ise Bakan Özer, 850 bin okul içerisinde kalabalik olan siniflar bulundugunu aktarirken, bunun en önemli nedeninin ise okul yapimi için arsa bulunamayan yerler oldugunu söyledi.

Bu ve deprem güçlendirmesi nedeniyle ikili egitimin bazi yerlerde sürdügünü belirten Özer, ancak bu durumun yaygin olmadigini ve lokalde bazi yerlerde yapildigini söyledi. Özer, "Tüm Türkiye'de 200'e yakin okul sadece bu tedbirden dolayi ikili egitime geçti, bu yaygin bir durum degil." diye konustu.

- "Saglik Bakanligina bir öneri götürdük"

Hafta sonu egitimleriyle ilgili haberlere de deginen Özer, hafta sonu egitim yapmayla ilgili sistematik bir yaklasimlari olmadigini, sorun bazli, okullar özelinde çözümler üretmeye çalistiklarini ifade etti.

Bakan Özer, bir sinifta iki vaka olmasi durumunda o sinifta yüz yüze egitime 14 gün ara verdiklerini ve o ögrencilerin dijital platformlar üzerinden evlerinde egitime devam ettigini belirterek, söyle devam etti:

"Saglik Bakanligina bir öneri götürdük. Siniftaki diger ögrenciler, yakin temasli kaydediliyor ama hiçbir semptom göstermiyor. Eger bir hafta sonrasinda ögrencinin velisi PCR yaptirmasina izin verirse ve PCR sonucu negatif çikarsa bir hafta sonra sinifa geri dönsün. Eger velisi PCR yaptirmasina izin vermezse 14 gün karantina sürecini tamamlayalim. Saglik Bakanimiz da pozitif yaklasti, bunun uygulanabilir bir sey olabilecegine. Önümüzdeki hafta Bilim Kurulunda da degerlendirecekler. Böyle bir sey oldugu zaman ara verilen siniflarin tekrar yüz yüze egitime dönmesi araligi daralacak, dolayisiyla çok daha sürdürülebilir bir yaklasim ortaya konulmus olunacak."

- Okullarda PCR taramasi

Okullarda rastgele PCR taramasina iliskin detaylarve bunun egitim yili boyunca devam edecek rutin bir uygulama olup olmayacagi konusunda Özer, bunun Saglik Bakanliginin örneklemler üzerinde okullardaki durumu kontrol edebilmek için Milli Egitim Bakanligi ile yürütecegi bir yaklasim oldugunu söyledi.

Bunun okullardaki saglik önlemleriyle ilgili toplumu rahatlatacagini belirten Özer, söyle devam etti:

"Velisinin rizasi olmayan hiçbir ögrenciye PCR testi uygulanmayacak birinci nokta o. Ikinci nokta, Saglik Bakanimizla görüstük, çocuklarimizdan burundan PCR alinmayacak, tükürük üzerinden PCR testi yapilacak. Dolayisiyla çok daha kolay, uygulanabilir bir PCR yaklasimi olacak. Bu bizim elimizi güçlendirecek. Çünkü rutin önlemin disinda arada farkli zamanlarda herhangi tespit edemedigimiz bir vaka varsa, tedbir alarak o siniflarimizda yüz yüze egitime ara vererek 14 günlük veya Saglik Bakanligi kabul ederse bir hafta sonra egitim sistemine döndürmeyle ilgili ilave bir kontrol mekanizmasi getirecek."

Burada agirlik verecekleri yerlerin okullardan ziyade pansiyonlar oldugunu belirten Özer, pansiyonlar için rastgele degil belli periyotlarda ve velilerin rizasi dahilinde PCR yapacaklarini, böylece süreci daha kontrollü yönetebilme imkanina kavusacaklarini ifade etti.

- Il milli egitim müdürlüklerinin yetkileri

Il milli egitim müdürlüklerine taninan yetkilerin artip artmayacagina sorusunu da yanitlayan Özer, kalabaliklasan siniflarla ilgili il milli egitim müdürlüklerinin valiliklerle koordineli bir sekilde yerelde karar alabilecegini, ancak bunun sonsuz bir yetki olmadigini söyledi.

Özer, il ve ilçe bazinda karar alinmasi gerektiginde ise Milli Egitim Bakanliginin bu sürece dahil olacagini ve Bilim Kurulu ile karar alacagini belirterek, "Dolayisiyla su anda il milli egitim müdürlerimiz, kalabalik oldugu varsayilan okullarda ikili egitime geçme, ders saat süresini kisaltma, haftalik yüz yüze egitim gün sayisini azaltmada tam yetkilidir." dedi.

Yüz yüze egitim sürecinin daha saglikli ilerlemesinin sadece Bakanligin görevi olmadigini vurgulayan Özer, bu sürece tüm velilerin aktif sekilde katilmasi gerektigini ifade etti. Özer, virüsün sadece okullarda degil insanlarin bir araya geldigi her ortamda yayildigini belirterek, velilerden çocuklarin egitim hakkinin devamliligi için Saglik Bakanliginin koydugu kurallara riayet etmelerini istedi.

- Milli Egitim Surasi

Ankara'da 1-3 Aralik'ta toplanacak 20. Milli Egitim Surasi'nin gündeminde neler olacagina iliskin soru üzerine Özer, suranin ana temasinin "egitimde firsat esitligi" oldugunu söyledi.

Özer, bu temanin üç alt basligi olacagini ve bunlarin Bakanlik olarak, en fazla üzerinde duracaklari konular oldugunu belirterek, konu basliklarini "Egitimde Firsat Esitligi Için Temel Egitim", "Mesleki Egitim", "Ögretmenlerin Mesleki Gelisimi" olarak açikladi.

Bakanlik olarak temel egitim, özellikle dezavantajli bölgelerde egitime erisimle ilgili önemli paketleri gelecek günlerde kamuoyu ile paylasacaklarini belirten Özer, "Mesleki egitimde zaten ciddi bir ivme yakaladi, onunla ilgili farkli düzenlemeler de yapacagiz. Ögretmen zaten en kritik noktamiz. Biz, ögretmenlerimizi bu süreç içerisinde sürekli destekleyecegiz." dedi.
Kaynak: AA