Yüksek Doz C Vitamininin Kanser Tedavisindeki Yeri
Burtom Konur Cerrahi Tip Merkezi Dahiliye Uzmani Yrd. Doç. Dr. Gökhan Erbag, yüksek doz C vitamini uygulamasi ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Erbag, verdigi bilgide, “Ülkemizde her yil yaklasik 170 bin kisiye kanser teshisi konuluyor. Bu hastalikla mücadelede en önemli unsur ise erken teshis. Bilim adamlarinin kanser tedavisine yönelik yeni yöntemleri hastaligin tedavisine yeni bir boyut getiriyor. Son olarak ülkemizde de uygulanmaya baslayan C vitamini uygulamasi tedaviye yeni bir boyut kazandirmaktadir. Arastirmalara göre bu tedavi yöntemi kanser hücrelerine hasar verirken kanser hücresinin DNA yapilarini tahrip ettigi ve öldürdügü gözlenmistir. 1970 yilindan itibaren kanser tedavisinde C vitamini uygulamalari denenmektedir. C vitamini genelde agizdan alinir, ancak yapilan arastirmalar sindirim sistemini bay-pas ederek damardan alinan C vitaminin kanda 100-150 misli daha yüksek oranlara ulasacagini ve kandaki yüksek doz C vitaminin kanser hücrelerine saldirma gücü oldugunu gösterdi” dedi.
Erbag, “Çalismalar göstermektedir ki, yüksek doz uygulanan damardan verilen C vitamini çok kolay parçalanarak doku ve DNA hasari olusturabilen bir reaktif oksijen türü olan hidrojen peroksiti olusturuyor. Tümör hücreleri normal hücrelere göre hidrojen peroksiti yok etmekte daha basarisiz, dolayisiyla kanserli hücreler yüksek dozda hidrojen peroksitten daha fazla zarar görmeye meyilli. Yüksek C vitamini normal dokulari etkilemezken, tümör dokularina zarar veriyor. Özellikle meme, prostat, akciger tümörlerinde bu tedavi uygulamasi ümit vaat ediyor” diye konustu.
Kaynak: İHA
Erbag, “Çalismalar göstermektedir ki, yüksek doz uygulanan damardan verilen C vitamini çok kolay parçalanarak doku ve DNA hasari olusturabilen bir reaktif oksijen türü olan hidrojen peroksiti olusturuyor. Tümör hücreleri normal hücrelere göre hidrojen peroksiti yok etmekte daha basarisiz, dolayisiyla kanserli hücreler yüksek dozda hidrojen peroksitten daha fazla zarar görmeye meyilli. Yüksek C vitamini normal dokulari etkilemezken, tümör dokularina zarar veriyor. Özellikle meme, prostat, akciger tümörlerinde bu tedavi uygulamasi ümit vaat ediyor” diye konustu.