Kiliçdaroglu, 'Kanaat Önderleri, Muhtarlar Ve STK Bulusmasi'nda Konustu Açiklamasi (1)

'Bu güzel ülkede izlenen yanlis politikalarla hem siginmacilar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor, 'Avrupa'ya, gelismis ülkeye gidecegim' diyor ve orada diyorlar ki 'Sakin buraya almayin, para verelim, orada tutun' Biz sizin taseronunuz muyuz?' 'Bize para veriyorlar, 'Siz bütün külfete katlanin' diyorlar. Biz para verelim, onlar külfete katlansinlar. Bu irkçilik degildir. Irkçilik inancimizda da, insan olarak yapimizda da reddetmemiz gereken bir sey. Allah'in yarattigi en degerli varlik insandir, insana her zaman saygi duyarim'

CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, "Bu güzel ülkede izlenen yanlis politikalarla hem siginmacilar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor, 'Avrupa'ya, gelismis ülkeye gidecegim' diyor ve orada diyorlar ki 'Sakin buraya almayin, para verelim, orada tutun' Biz sizin taseronunuz muyuz?" dedi.

Kiliçdaroglu, Ihlamur Kasri'nda düzenlenen "Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Bulusmasi"nda yaptigi konusmada, devletin ön yargi, kin, öfke ve kuskuyla degil akil, mantik, istisare, bilgi ile birikimle yönetilebilecegini söyledi.

Devleti yönetecek kisinin bütün vatandaslarina esit mesafede olmasi, herkesi kucaklamasi ve adil olmasi gerektigini vurgulayan Kiliçdaroglu, adil olmazsa toplumda ayrisma ve kutuplasmanin yasanacagini ifade etti.

Kiliçdaroglu, devleti yöneten kisinin israftan kaçinmasi, liyakate önem vermesi gerektigini vurgulayarak, "Yani bir arkeologu getirip 'Sen hakimlik yap' diyemezsiniz, bir hakimi ameliyata sokup 'Sen gel ameliyat yap' diyemezsiniz. Herkes kendi alaninda yetismek, is bölümünün geregi olarak görevini yapmak zorundadir. Egitimin temel felsefesi de budur zaten. Isi ehline teslim etmek gibi temel bir kuralimiz var." diye konustu.

- "Vergiyi kullanan kisi bize hesap verir, bütün demokrasilerde kural böyledir"

Kiliçdaroglu, milletten toplanan vergilerin hesabinin millete verilmesinin önemine isaret ederek, sunlari kaydetti:

"Buna biz devlette saydamlik, seffaflik diyoruz. Demokrasinin temel kurali budur. Halktan toplanan verginin hesabini halka vermektir. Zaman zaman ben sorarim, 'Derler ki Sehir Hastaneleri, otobanlar, havaalanlari yapiyoruz...' Güzel, yaptiniz, tesekkür ederiz ama kaça yaptiniz? Bu sorunun cevabini kimse bilmiyor. Benim bilmeye hakkim var, çünkü o parayi ben ödüyorum. Muhtarin, çiftçinin, esnafin, sanayicinin, ev kadininin da, apartman görevlisinin de bilmeye hakki var. Çünkü vergiyi onlar ödüyor. O zaman bunu kaça yaptin, benim bunu ögrenmem, bilmem lazim. Burada devlet sirri olmaz."

Demokrasinin temel kurallarinda devlet sirrinin olamayacagini söyleyen Kiliçdaroglu, "Ne demek devlet sirri, ne demek ticari sir? Yani benim paramla is yapiyorsun ama bana hesabini vermiyorsun. Dünyada böyle bir demokrasi örnegi yoktur. Dolayisiyla bizler vergi veriyorsak vergiyi kullanan, harcayan kisi de bize hesap verir, bütün demokrasilerde kural böyledir." dedi.

Kiliçdaroglu, konusmasini söyle sürdürdü:

"Söyle bir ülke düsünün, o ülkenin Içisleri Bakani çikiyor, bir açiklama yapiyor, diyor ki 'Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar rüsvet veriliyor.' Rüsvet bizim kanunlara göre suç degil mi? Veren de alan da suçludur. Bunu ben söylesem derler ki 'Ya bir siyasi söylüyor.' Bir muhtar söylese 'Ya muhtar söylüyor, nereden bilecek.' Sivil toplum kurulusu baskani söylese 'Nereden bileceksin sen devletin isini kardesim.' ama bunu söyleyen Emniyet ve Istihbaratin basinda olan Içisleri Bakani, siradan bir insan degil. O zaman su soruyu merak ediyorum, kim bu adam? Çünkü rüsvet alan bir siyasetçiye biz toplumda ahlaksiz deriz. Ahlaksiz birisinin de Türkiye Büyük Millet Meclisinde yerinin olmamasi lazim."

- "IMF'den para almisiz, Merkez Bankasinin kasasina koymusuz"

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in Merkez Bankasi rezervleriyle ilgili açiklamalarina da deginen Kiliçdaroglu, söyle konustu:

"Devleti yöneten kisi, 'Merkezi Bankasinin rezervi 109 milyar dolar oldu, yakinda 115 milyar dolar olacak.' dedi. 6,5 milyar da IMF'den gelecek ama IMF'yi söyleyemiyor. 115 milyar dolar kimin parasi, benim param mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin parasi. Çin'den, Katar'dan, Güney Kore'den borç almisiz, IMF'den para almisiz, getirmisiz Merkez Bankasinin kasasina koymusuz, ekonomideki adi swap, baskasindan almisiz, kendi kasamiza koymusuz ama bu para bizim paramiz degil, baskalarinin parasi. Peki gerçekte Merkez Bankasinin döviz rezervi nedir? O rakami da vereyim -53 milyar 200 milyon dolar. Eksi, arti degil."

- Siginmaci konusu

CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, siginmaci konusuna iliskin ise öteden beri Türkiye'nin, "Yurtta baris, dünyada baris" ekseninde bir dis politika olusturmasi gerektigini, bütün komsulariyla iliskilerini iyi bir zeminde götürmek zorunda oldugunu savundugunu belirtti.

Kiliçdaroglu, resmi kayitlara göre Türkiye'de 3 milyon 600 bin, gayri resmi kayitlara göre ise 5 milyon Suriyeli oldugunu, iki yil önceki resmi rakamlara göre Türkiye'nin bu insanlara 40 milyar dolar para harcadigini söyledi.

"Bu insanlar ne olacak?" sorusunu soran Kiliçdaroglu, "Bu yetmedi simdi Afganistan'dan geliyor. Üstelik binlerce kilometreyi asarak Türkiye'ye geliyor. Bir kisi, 10 kisi, 100 kisi degil. Suriye'deki gibi kadin, çocuk, yasli genç de degil. Hepsi genç, neredeyse hepsi cepheden silahini alip Türkiye'ye gelmis gençler. Ne olacak, ne yapacaksiniz? Karsi çikiyorum, yapmayin diyorum." ifadelerini kullandi.

Kiliçdaroglu, sunlari kaydetti:

"Parti Sözcüsü de açiklama yapiyor, 'Bir tek mülteci dahi almayacagiz' diyor. Ya seni kim takar arkadas. En tepedeki adam diyor ki 'Parayi veren düdügü çalar, ben mültecileri buraya alirim, sen yeter ki bana para ver' Bu laf bana ait degil ki televizyonlari, interneti açin Erdogan'in sesini dinleyin. 'Finansmanini iyi yönettigimiz için mültecileri Türkiye'ye aliyoruz, daha da almaya devam edecegiz'. Ingiltere diyor ki 'Türkiye'de kamplar kuracagiz, sonra onlari seçecegiz bazilarini kendi ülkemize alabiliriz'. E digerleri, 'Para verelim buraya gelmesinler.' Ayni sekilde Suriye'de... Ya arkadas, biz üçüncü sinif ülke miyiz? Beyler rahat etsin diye para veriyorlar, bütün sikintiyi biz mi çekecegiz. Onlarin rahati için, bize para veriyorlar, 'Siz bütün külfete katlanin' diyorlar. E biz para verelim, onlar külfete katlansinlar.

Bu irkçilik degildir. Irkçilik inancimizda da insan olarak yapimizda da reddetmemiz gereken bir sey. Allah'in yarattigi en degerli varlik insandir, insana her zaman saygi duyarim. Kimligi, inanci, yasam tarzi, benim basimin üstünde. O kisinin sorunlariyla ugrasmak siyasetçinin görevidir ama benim ülkemde, yani bu güzel ülkede izlenen yanlis politikalarla hem siginmacilar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor, 'Avrupa'ya, gelismis ülkeye gidecegim' diyor ve orada diyorlar ki 'Sakin buraya almayin, para verelim, orada tutun'. Biz sizin taseronunuz muyuz? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti onlarin taseronlugunu mu yapacak? Siz alin, sizde kisi basina gelir 25-30-50-100 bin dolar. Siz alin, niye biz aliyoruz? Bazen siginmacilara kiziyoruz. Siginmacilara niye kiziyoruz? Onlarin bir günahi yok ki. Siginmacilari getirenlere kizalim. Onlara kapiyi açana kizacagiz. Siginmaci elini kolunu sallayarak buraya nasil geliyor, birileri izin veriyor, izin verene kizacagiz."

(Sürecek)
Kaynak: AA