'Hayata Dönüs Operasyonu' Davasinda 194 Sanigin Yargilanmasina Devam Edildi

Dava kapsaminda 'tanik' olarak dinlenilmesine karar verilen dönemin Jandarma Genel Komutanligi Asayis Daire Baskani Ali Aydin'in geçen ay Ankara 31. Agir Ceza Mahkemesi'nde ifade verdigi ortaya çikti Ali Aydin: '(Hayata dönüs operasyonu) yapilmak zorundaydi ve bu, hukuka uygun, insan haklarina saygili sekilde yapildi ve bitirildi' 'Yapilan operasyon sürecinde ve sonunda hiçbir jandarma personeli hukuka ve anayasaya aykiri hareketi, tavri ve davranisi olmadi. Operasyonla, adindan da anlasildigi üzere 'hayata dönüs' saglandi'

Bayrampasa Cezaevi'nde 19 Aralik 2000'de düzenlenen "Hayata Dönüs Operasyonu"nda görev sinirlarini astiklari gerekçesiyle dönemin jandarma görevlisi 194 sanigin yargilanmasina devam edildi.

Bakirköy 13. Agir Ceza Mahkemesi'ndeki durusmaya, bir tutuksuz sanik ile taraflarin avukatlari katildi.

Mahkeme heyeti baskani, 2 sanigin hayatini kaybettigini, tanik Zeki Bingöl'ün adresinin tespiti konusunda daha önceden görevli oldugu kurumlara yazilan yaziya cevap verilmedigini belirterek, Jandarma Genel Komutanligina yazilan yaziya cevap geldigini söyledi.

Söz konusu yazida, operasyon tutanaginda yazili olan sicil numaralariyla bilgi verilerek, sicil numarasinin tek basina personelin kimligine iliskin net bir veri saglayamadigina vurgu yapildi.

Jandarma Genel Komutanliginin yazisinda, tutanaktaki mevcut ve okunan sicil numaralarina iliskin Merkezi Personel Bilgi Sisteminde yapilan kontrolde, tutanakta yazili olan bir sicil numarasinin net olarak okunamadigi, diger sicil numaralarinin ise belirtilen kritere uymadigindan (statü, brans ve rütbe belirtilmemesi) çalisan veya emekli olmus personel tespit edilemedigine yer verildi.

Söz alan katilan avukatlarindan Güçlü Sevimli, Jandarma Genel Komutanligindan sicil numaralarina ait personelin bulunmadigi cevabinin verildigini ve olay tutanagindaki sicil numaralarinin uydurma olarak yazildigini ileri sürerek, tutanagi düzenleyenlerle ilgili suç duyurusunda bulunulmasini talep etti.

Ayrica dönemin Jandarma Genel Komutanligi Asayis Daire Baskani Ali Aydin'in Ankara 31. Agir Ceza Mahkemesi'nde "tanik" olarak dinlenildigini belirten Sevimli, "Bu kisi dönemin Basbakani Bülent Ecevit ile görüsmüs, basina brifing vermistir. Operasyonun merkezinde yer alan kisidir. Bu kisiye sorularimiz vardir, davanin heyeti tarafindan dinlenilmesini ve SEGBIS ile sorularimizin sorulmasini talep ediyoruz." dedi.

Mahkeme Heyeti Baskani da Ali Aydin'in avukatinin mahkemeye sundugu dilekçede, müvekkilinin can güvenligi açisindan tarih verilmeden ifade vermek istedigini belirttigini ve Ankara'da da bir ikametinin bulunmasi nedeniyle Ankara 31. Agir Ceza Mahkemesi'nde ifade verdigini söyledi.

Bir kisim sanik avukatlari da Aydin'in tanik oldugunu, sanik gibi sorgulanamayacagini belirterek, müdahil avukatlarin talebinin reddini istedi.

Durusmada ara kararini açiklayan mahkeme heyeti, taraf avukatlarina, tanik Ali Aydin'a sorulmasini istedikleri tüm sorulari açikça dilekçe ile bildirmeleri konusunda süre verilmesine ve mahkemece uygun görülecek günde SEGBIS ile bu mahkeme heyeti tarafindan Aydin'in beyaninin alinmasina hükmetti.

Bu ara karara mahkeme muhalefet serhi koyan heyetin bir üyesi, dosyada olay tarihinde adi geçen tanigin bulundugu konu ve vakif oldugu bilgilerin tanikligi esnasinda da baska bazi sorulari cevaplamasini gündeme getireceginden dolayi Ali Aydin'in gereken tüm güvenlik önemleri alinarak durusma salonunda dinlenilmesi gerektigini kayda geçirdi.

Durusma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

- " Cezaevlerinde incelemeyi yapacak kesif heyetinde yer aldim"

Öte yandan, tanik Ali Aydin, 28 Haziran'da Ankara 31. Agir Ceza Mahkemesi'nde verdigi ifadesinde, maktulleri ve müstekileri tanimadigini, bir kisim saniklari ise asker olmasi nedeniyle tanidigini belirterek, kendisinin olaylarin gerçeklestigi tarihte kurmay albay olarak Jandarma Genel Komutanligi'nda Asayis Daire Baskani olarak görev yaptigini anlatti.

"F tipi" cezaevleri faaliyete geçmeden önce tüm cezaevlerinde kogus sisteminin bulundugunu ve bu nedenle güvenligi saglamanin zor oldugunu ifade eden Aydin, "Cezaevlerine herhangi bir örgüte sempatiden dolayi giren bir tutuklu veya hükümlü olarak militan olarak çikiyordu. Cezaevleri tamamen yasa disi suç örgütlerinin kontrolü altindaydi. DHKP/C ve TIKKO'nun kontrolü çok daha yogundu. Devlet organlari buna bir önlem almak zorundaydi. Milli Güvenlik Kurulunda konu geç görüsüldü. Nihayet Türkiye'deki bazi cezaevlerinde inceleme yapilmasi karari verildi. Incelemeyi yapacak kesif heyetinde de ben de bulunmaktaydim." diye konustu.

Gebze, Bayrampasa, Ümraniye, Çanakkale ve Bursa cezaevlerinde kesif yaptiklarini ve Bayrampasa Cezaevi'nde müdür odasinda otururken, örgütün bir üyesinin müdürün odasina geldigini söyleyen Aydin, bu kisinin kendisini kastederek "Kim bu albay, hangi sebeple geldi, bizden habersiz bir sey mi çeviriyorsunuz? Eger böyle bir sey varsa cezaevini basiniza yikariz." diyerek tehdit ettigini savundu.

- "Basbakan Bülent Ecevit, 'Kiliciniz keskin olsun' dedi"

Tanik Aydin, heyet olarak düzenlemis olduklari raporu eski Basbakanlardan merhum Bülent Ecevit'e sunduklarini belirterek, Ecevit'in de bu operasyonun devletin bekasi için zorunlu oldugunu söyledigini dile getirdi.

Operasyona "çagin operasyonu" nitelemesi yapan Ecevit'in kendilerine "Kiliciniz keskin olsun" temennisinde bulundugunu aktaran tanik Aydin, beyaninda su ifadeleri kullandi:

"Operasyona askeri görünüm vermemek amaciyla koordinasyon merkezi, Içisleri Bakanliginda kuruldu. Operasyon 19 Aralik 2000 tarihinde 05.00'te 20 cezaevinde basladi. 18 cezaevinde operasyon saat 11.00 civarinda basariyla sonuçlandi. Ancak Bayrampasa ve Çanakkale cezaevlerinde 4. güne kadar devam etti. Operasyonlarin sonunda Bayrampasa Cezaevi'nde yapilan aramada, kalasnikof, tabanca, av tüfekleri, boru tipi bombalar vardi. Hatta mahkumlar burada muhabere merkezi dahi kurmuslar. Disariyla çok rahat haberlesebiliyorlarmis. Çanakkale Cezaevi'nde örgüt mensubu mahkumlar ve tutuklular çok siddetli direnç gösterdiler. Hatta yogun bir yangin çikardilar. Diger mahkumlarin ölümüne sebep oldular. Cezaevine dogal olarak basin mensubu alinmadigindan operasyon sirasinda ve sonrasindaki video görüntüleri jandarma personeli kayit altina almisti. Bu görüntüler daha sonradan tüm televizyonlara dagitildi. Yapilan operasyon sürecinde ve sonunda hiçbir jandarma personeli hukuka ve anayasaya aykiri hareketi, tavri ve davranisi olmadi. Operasyonla adindan da anlasildigi üzere 'hayata dönüs' saglandi."

- "Operasyon, insan haklarina saygili sekilde yapildi ve bitirildi"

Birçok tutuklu ve mahkumun terör örgütlerinin elinden kurtarilarak, hayata döndürüldügünü belirten Aydin, ölen ve yaralanan tutuklu ve mahkumlar bakimindan jandarma personeli ile diger kamu görevlilerinin bir sorumlulugunun bulunmadigini ifade etti.

Tanik Ali Aydin, içeriden gelen ates nedeniyle olaylarda 2 askerin sehit oldugunu anlatarak, "Iddianamede belirtildigi gibi mahkumlar direnç gösterirken, molotofkokteylini mutfak tüplerinden yapmis olduklari alev makineleri, elektrikli isiticilarin tel ve plastiklerinden yapmis olduklari yay, oklar ile saldirdilar. Sonuç olarak hayata dönüs operasyonu yapilmak zorundaydi ve bu hukuka uygun, insan haklarina saygili sekilde yapildi ve bitirildi." ifadelerini kullandi.

- Davanin geçmisi

Bakirköy Cumhuriyet Bassavciliginca hazirlanan iddianamede, saniklarin 19 Aralik 2000'de Bayrampasa Cezaevi'nde düzenlenen operasyonda görevli jandarma birliklerinde görev aldigi belirtiliyor.

Sanik olan dönemin 39 jandarma görevlisinin, görev sinirlarini asarak asiri güç ve silah kullanip faili belli olmayacak sekilde 12 kisinin ölümüne sebep olduklari, 29 kisiyi de öldürmeye tesebbüs ettikleri belirtilen iddianamede, özellikle görev sinirlari ve silah kullanma yetkilerinin asilip asilmadigina, orantili veya asiri güç kullanilip kullanilmadigina iliskin delillerin degerlendirilmesinin mahkemeye ait oldugu ifade ediliyor.

Iddianamede, suç tarihinde jandarma görevlisi olan saniklar hakkinda ölen 12 kisi için ayri ayri "görevin ifasi sirasinda kasten öldürme" suçundan 20 yildan 25 yila kadar, 29 magdur için de "görevin ifasi sirasinda kasten öldürmeye tesebbüs" suçundan ayri ayri 9 yildan 15 yil arasinda degisen hapis cezasi isteniyor.

Yargilama devam ederken Istanbul Cumhuriyet Bassavciliginca olayla ilgili 157 sanik hakkinda ek iddianame düzenlendi. Iddianamede, bu saniklarin "kasten öldürme" suçundan cezalandirilmalari talep ediliyor.

Yargitay 5. Ceza Dairesi, bu iddianame ile Bakirköy 13. Agir Ceza Mahkemesindeki dosyanin birlestirilmesine karar verildi. Dosyalarin birlesmesi sonucunda sanik sayisi 196'ya yükseldi.

Dava kapsaminda bugün görülen oturumda, iki sanigin hayatini kaybettiginin tutanaga geçirilmesiyle sanik sayisi 194 oldu.
Kaynak: AA